"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/430 E., 2023/7 K.
Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen uyarlama, menfi tespit, alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada, davacı vekili; taraflar arasında 01.01.2007 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, kira sözleşmesinin hususi şartlar kısmının (2) maddesinde, geciken kira bedellerinin günlük %10 gecikme faizi ile beraber ödeneceğinin kararlaştırıldığını, faiz oranının çok fahiş olduğunu, bu miktarın yasal faiz oranına indirilmesi gerektiğini, davacının, söz konusu sözleşmeyi hata ve hile sonucu imzaladığını, davalı tarafından Ocak-Şubat kira bedelleri için Beykoz İcra Müdürlüğünün 2008/322 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, fahiş miktarda faiz işletildiğini, davalının takipte talep ettiği faizin hem ahlaka hem de hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek; 01.01.2007 tarihli kira sözleşmesinde düzenlenen günlük %10 fahiş faiz oranının yasal faiz oranına uyarlanması ile Beykoz İcra Müdürlüğünün 2008/322 E sayılı icra dosya borcunun yasal faiz oranı üzerinden hesabının yapılmasını ve bu miktarı aşan miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacılar vekili; davalının Ocak, Şubat 2008 aylarına ait kira bedelinin gecikmesi nedeniyle Beykoz İcra Müdürlüğünün 2008/322 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, kira bedelinin davalıya banka yoluyla derhal ödediğini ancak davalının dosyada fahiş oranda faiz talep ettiğini, davalının daha sonra 2008/4849 E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, dosya borcunu ödediği halde davacının müvekkilinden aracı üzerindeki haczi kullanarak fazla para tahsil ettiğini, yine davalının müvekkili aleyhine aidat borcu olduğunu ve mecurda tadilata sebep olduğu gerekçesiyle Beykoz İcra Müd. 2009/2132 E. sayılı takip dosyası ile haksız şekilde takip başlattığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde bu dosya için ödeme yapmak zorunda kaldığını, tüm bu haksız ödemelerin fahiş faiz şartını taşıyan icra dosyasındaki haciz tehditi altında yapıldığını, borçlu olmadığı bir parayı ödemeye zorladığını ileri sürerek; davalının haciz baskısı altında tahsil ettiği haksız ödemelerden şimdilik 8.000,00 TL'nin davacıya iadesi ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.12.2011 tarihli ve 2010/4 E., 2011/470 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, Beykoz İcra Müdürlüğünün 2008/322 E. sayılı dosyasında borçlu davacı şirketin 439,00 TL'den sorumlu tutulmasına, bunun dışında alacaklıya borcu bulunmadığının tespitine karar verildi.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 05.06.2012 tarihli ve 2012/5037 E., 2012/8398 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece, birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 03.09.2015 tarihli ve 2012/658 E., 2015/412 K. sayılı kararla; asıl davanın kısmen kabulüne, davacının dava konusu her üç icra takip dosyasında alacak toplamı üzerinden takip tarihi itibariyle 2.376,82 TL borçlu olmadığının tespitine, birleşen dosyada dava tarihine göre fazla ödenen 5.412,33 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. Dairece verilen 04.04.2018 tarihli ve 2017/2895 E., 2018/3466 K. sayılı ilamla; Mahkemece her bir dava ve talep hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, davacının taleplerini aşacak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde asıl ve birleşen davaya ait talep ve takipler ayrılmaksızın hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kabule göre de; davacı tacir olduğundan faize ilişkin maddenin iptal edilmesine ilişkin talebin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin de doğru olmadığı, ayrıca imzalanan 12.12.2010 tarihli protokol hükümlerinin tarafların ibralaşması niteliğinde olup geçerli olduğu, bu hükümler dikkate alınarak taraflar arasındaki ihtilafların çözülmesi gerektiği hususu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlebileceği, tacir olan davacı kiracının temerrüt faizi oranının indirilmesini talep etme hakkına sahip olmadığı, davada menfi tespit talebine konu takip dosyasında, taraflar arasında düzenlenen protokol ile davalı alacaklının takip dosyanın konusunu oluşturan alacağından feragat ettiği, bu alacak bakımından davacıyı ibra ettiği, dolayısıyla bu protokol hükmü gereğince davacının 2008/322 E. sayılı icra dosya bakımından davalıya borcunun bulunmadığı, dolayısıyla da menfi tespit talebinin yerinde olduğu, birleşen dosyada; davaya konu icra takipleri açısından, tarafların düzenledikleri protokol ile davacı borçlunun protokol kapsamında ödeme yaptığı, davalı alacaklının davacıyı ibra ettiği, davalının haksız olarak tahsil ettiği ve davacıya iade etmekle yükümlü olduğu bir tutar bulunmadığı, manevi tazminat talebinin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; asıl davada davacının 01.01.2007 tarihli kira sözleşmesindeki faiz oranın uyarlanması talebinin reddine, 12.01.2010 tarihli protokol uyarınca Beykoz İcra Müdürlüğünün 2008/322 esas sayılı dosyasında davacını borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili ; kararın gerekçesinin kanuna uygun olmadığını, vekalet ücreti yönünden hatalı hüküm kurulduğunu, kararlaştırılan faiz oranının sözleşme özgürlüğü sınırlarını aşacak derecede fahiş olup ticari iş gerekçesiyle uyarlama talebinin reddinin hatalı olduğunu, müvekkilin haciz baskısı altında yapmış olduğu protokol nedeniyle sorumlu olmadığı bedelleri ödemek zorunda kaldığını, manevi tazminat talebi hakkında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada, kira sözleşmesinin uyarlanması, kira alacaklarının tahsili için başlatılan takipte borçlu olmadığının tespiti; birleşen davada aleyhine başlatılan takipler nedeniyle davalıya haciz baskısıyla fazla ödendiği ileri sürülen paranın iadesi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299 uncu maddesi
2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 8 inci maddesinin birinci fıkrası
3. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, davaya konu icra takipleri yönünden taraflarca imzalanan 12.01.2010 tarihli protokolün bağlayıcı olduğu, kararın protokole uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.