"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1383 E., 2022/2783 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/436 E., 2020/23 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'un sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalının İstanbul Fatih ve Şişli İlçelerinde bulunan bir takım taşınmazların hissedarları olduklarını, taşınmazların tamamının davalı tarafından kiralandığını, müvekkilinin hissesi de dahil olmak üzere taşınmazların kiralarını 2004 yılından Nisan 2015 tarihine kadar davalının topladığını, toplanan kiraların paylaştırılması sırasında müvekkiline eksik ödediğini ve haksız kazanç sağladığını ileri sürerek; eksik ödenen kira bedelinden şimdilik 1.000,00 TL'sinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 28.11.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 223.150,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira gelirinden kaynaklanan alacağa dayalı olması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, kira ilişkisine dayalı alacağın beş yıllık zamanaşımına tabi olması nedeniyle davacının 2004-2015 yılları arasındaki dönem için alacak talebinde bulunamayacağını, davacının taşınmazlarda 1/4 hisse sahibi olduğunu, söz konusu taşınmazların müvekkili tarafından kiraya verildiğini, taşınmazların bakım ve masraflarının bugüne kadar müvekkili tarafından karşılandığını, davacının herhangi bir masraf ve hizmet katkısında bulunmadığını, taşınmazlara yapılan masraf ve giderler düşüldükten sonra davacıya hissesi oranında bütün ödemelerin yapıldığını, 2004-2015 yılları arasında alınan kira bedelleri ve yapılan masraflar hesaplandığında davacıya 6.361,00 TL fazla ödeme yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; talebin vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan bir talep olarak değerlendirilmesi gerektiği, zamanaşımı süresinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi gereği 10 yıl olduğu, davacının hissesine düşen miktarın 203.368,68 TL, davalının yapmış olduğu 179.000,00 TL ödemenin mahsubundan sonra talep edebileceği tutarın 24.368,68 TL olarak belirlendiği, taşınmazlar için yapılan masrafların davalı tarafından yapıldığına dair belge bulunmaması nedeniyle alacaktan mahsup edilemeyeceği, dosya kapsamında alınan 30.10.2019 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 24.368,68 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili; davanın ecrimisil istemine ilişkin olması nedeniyle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, tarafların taşınmazlarda müşterek malik olmaları sebebi ile vekaletsiz iş görme hükümlerinin uygulanamayacağını, beş yıllık zamanaşımı süresine göre de davacının müvekkilinden alacaklı olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, emlak, çevre ve temizlik vergilerine davacının da tapu kaydındaki payı oranında katılmak zorunda olduğunu, davacının hissesi oranında bu tespitin yapılarak mahsup yoluna gidilmesi gerektiğini, takas mahsup taleplerinin resen araştırılması gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevinin bulunduğunu, müvekkili tarafından yaptırılan tamirat ve tadilatlarla ilgili sözleşme, fatura, makbuz vb. belgelerin dosyaya sunulmasının şart olmadığını, bilirkişilerin hakkaniyete göre belirlemeleri gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili; karara esas alınan 09.04.2018 tarihli bilirkişi raporu ile bu rapora ek olarak sunulan 30.10.2019 tarihli raporda davalı tarafından kiraların toplandığı dönemin eksik ve hatalı hesaplandığını, muris Pilo Atan'ın vefat tarihi olan 19.11.2003 tarihinden Nisan 2015 tarihine kadar davalının müvekkilinin kirasını kiracılardan tahsil ederek eksik şekilde müvekkiline ödediğini, dosyaya celp edilen banka ve hesap hareketlerinin yanlış değerlendirildiğini, yıllık gelir vergisi beyannameleri celp edilmeksizin karar verildiğini, ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli bulunduğu, davanın vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olması nedeniyle zamanaşımı süresinin on yıl olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, paylı mülkiyete tabi taşınmazların kira bedellerinin eksik ödendiğinden bahisle alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146, 526 ve 531 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Eldeki davada; tarafların kardeş oldukları, muris babalarının 19.11.2003 tarihinde vefat ettiği, babalarından kalan taşınmazlarda 1/4 oranında paydaş oldukları, 2004 yılından 2015 Nisan dönemine kadar davalı kardeşin taşınmazları kiraya vererek elde edilen geliri topladığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının elde edilen kira gelirinden davacıya payı oranında ödeme yapıp yapmadığı hususunda toplamaktadır.
2. Dava, niteliği gereği vekaletsiz işgörme hükümlerine tabi olduğundan 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı maddesi hükmü gereği zamanaşımının on yıl olduğu kabul edilmelidir. Davacı 28.11.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 223.150,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile ıslaha karşı verdiği dilekçede zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Dava açılma tarihi 27.10.2016 olduğuna göre, 27.10.2006 tarihinden öncesine ilişkin alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edilmelidir. Dava dilekçesindeki davacının talebi ve ıslah ile artırılan miktar göz önüne alınarak şartları var ise alacağın kabulüne hükmedilmesi gerekmektedir. Bu arada davacının zamanaşımının başlangıcına ilişkin temyiz dilekçesindeki "Kasım 2009 tarihi ile Nisan 2015 tarihi arasındaki toplanan ve Müvekkile eksik ödenen bedellere ilişkin talebimizin kurulacak hükme esas teşkil etmesi" beyanı da göz önüne alınmalıdır.
3. Davalı yan, dava konusu kira sözleşmelerini dosyaya ibraz etmemiştir. Davacı vekili, baştan itibaren dava ve beyan dilekçeleri ile davalının bildirdiği kira gelir beyanını öğrenmek ve yatırılan kira bedelinin tespiti amacıyla verilen yıllık gelir vergisi beyannamelerinin vergi dairesinden sorulmasını talep etmişse de, bu husus değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4. Son bilirkişi raporunda banka dökümlerine göre davalının hesabına yatırılan toplam kira bedelleri hesaplanmışsa da, davalının cevap dilekçesinde kendisine 1.281.050,00 TL kira bedeli yatırıldığına ilişkin ikrarı mevcuttur. Bu ikrar Mahkemece kabul edilmeli ve yıllık gelir vergisi beyannamesi (kira yönünden) ile karşılaştırılarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Yine bilirkişi raporunda davacıya ödenen 179.000,00 TL'nin, davalıya yatırılan kira bedelinden düşülerek 24.368,68 TL alacağa hükmedilmişse de, atıf yapılan 09.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda hesap edilen 179.000,00 TL'nin sadece 2014 - 2015 yıllarına ilişkin hesaplama olduğu görülmüş, önceki yıllar nazara alınmamıştır. Bu yönüyle de bilirkişi incelemesi eksik yapılmıştır.
5. Davalı yan cevap dilekçesinde; kira bedellerini tahsil ettiğini, payı oranında davacının hesabına yatırdığını ancak masraf, onarım ve tadilat yaptığını ve bu giderlerin düşülmesi ile davacıya fazladan para yatırdığını savunmuş, iddia ettiği masraflara ilişkin fatura ve belgeleri ibraz edemediğinden, bilirkişilerce yerinde tespit edilerek masrafların belirlenmesini talep etmiştir. Davalı tarafından sadece elektrikle ilgili masraflara ilişkin bazı belge ve faturalar bildirilmiş ve bilirkişi tarafından bu hususta hesaplama yapılmış olsa da, Mahkemece yapılan tadilat, bakım ve onarımlar ispatlanamadığından bu husus reddedilmiştir. Mahkemece, yapıldığı iddia edilen masraf ve giderlere ilişkin varsa faturaların bilirkişilerce yerinden tespit yapılarak değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6. Bozma nedenlerine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca taraflar yararına BOZULMASINA,
3. Bozma nedenlerine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.