"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1901 E., 2023/1085 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/213 E., 2021/407 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak ve itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre; birleşen davada kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 196.604,13 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığından; davalının birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz eden davalının asıl davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili; davalı ile müvekkilleri arasında Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/201 E. sayılı ortaklığın giderilmesi konulu dava dosyasıyla ilgili olarak 28.11.2014 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesi, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1448 E. sayılı ortaklığın giderilmesi konulu dava dosyasıyla ilgili olarak 28.11.2014 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesi yapıldığını, müvekkillerinin üzerlerine düşen edimleri ifa ettiklerini, müvekkillerinin 21.04.2015 tarihinde haksız ve kötüniyetli bir şekilde azledildiklerini, işbu dosyalar için vekalet ücret alacaklarının muaccel hale geldiğini belirterek, vekalet ücret sözleşmesi gereğince hak edilen alacaklarının tespitini ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 80.000,00 TL'nin azilnamenin müvekkillerine tebliğ tarihi olan 22.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 02.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkillerinin, bilirkişi raporu ile tespit edilen Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/201 E. sayılı dosyası için 106.707,39 TL ve Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/1448 E. sayılı dosyası için 203.376,88 TL olmak üzere toplam 310.084,27 TL vekalet ücret alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
2. Birleşen davada davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı arasında 21.10.2014 tarihinde imzalanan Avukatlık Ücret Sözleşmesini davalı ... ve eşinin imzaladığını, sözleşme konusunun Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/154 E. sayılı dava dosyasının olduğunu, müvekkillerinin haksız olarak azledildiklerini, davalının müvekkillerini vekalet ücreti ödememek için azlettiğini, davalı hakkında verilmiş herhangi bir vasi kararının olmadığını, davalının hukuki ehliyetinin olduğunu, 21.04.2015 tarihli azilname ile haksız olarak azledildiklerini, azilnameyle birlikte müvekkillerinin alacağı olan 196.226,73 TL'nin muaccel hale geldiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptalini ve asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının 2007 yılında meydana gelen trafik kazası neticesinde beyin travması geçirdiğini, hukuki anlam ve neticeleri algılama kabiliyetine haiz olmadığını, sözleşmelerin yapıldığı tarihte de müvekkilinin ayırt etme gücüne haiz olmadığını, imzaların ve yazıların müvekkiline ait olup olmadığı hususunda araştırma yapılması gerektiğini, müvekkilinin avukatına güveninin sarsıldığını, taraflar arasında vekalet ücretinin ve yüzdelik kısmın hiç konuşulmadığını, %25'ik bedelin de hiçbir görüşmede sözünün geçmediğini, müvekkiline bu belgelerin davaya girmek için imzalatıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda, inceleme konusu avukatlık ücret sözleşmelerinde söz konusu imzaların ...'in eli ürünü olduğunun bildirildiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu Başkanlığından alınan raporda, davalı ...'in sözleşme tarihleri olan 28.11.2014 ve 21.10.2014 tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği, davacıların davalının hissedarı olduğu taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesine ilişkin Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/154 E., Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/201 E. ve Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1448 E. sayılı dosyalarını davalının vekili sıfatı ile takip ettikleri, taraflar arasında akdedilen 21.10.2014 ve 28.11.2014 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmelerinde davalının hissedarı olduğu taşınmazların satışı konusunda davacılara yetki verildiği dikkate alındığında, davacıların azlinin haksız azil niteliğinde olduğu, davacıların haksız azil nedeni ile davalı adına vekaleten takip ettikleri davalardan vekalet ücreti talep haklarının bulunduğu, bilirkişi raporunda, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1448 E. sayılı dosyasında, dava konusu Tekirdağ İli, Çorlu İlçesi, Yenice Mahallesi, Karaağaç Mevkii, 3944 (eski:3096) parsel sayılı taşınmazın 28.11.2014 tarihi itibariyle değeri 4.437.313,80 TL, davalının 11/60 hissesine isabet eden değerinin 813.507,53 TL olarak tespit edildiği, davacıların haksız azil nedeni ile hak etmiş oldukları akdi vekalet ücretinin (813.507,53 TL x %25 =) 203.376,88 TL olarak hesaplandığı, Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/201 E. sayılı dosyasında, davaya konu Tekirdağ İli, Muratlı İlçesi, Çevrimkaya Mahallesi, 113 ada, 6 parsel, 113 ada, 24 parsel ve 113 ada 54 (eski:113 ada/23parsel) sayılı taşınmazların 28.11.2014 tarihi itibariyle davalı hissesine düşen bedelin 426.829,56 TL olduğunun tespit edildiği, davacıların haksız azil nedeni ile hak etmiş oldukları akdi vekalet ücretinin (426.829,56 TL x %25=) 106.707,39 TL olarak hesaplandığı, birleşen dava yönünden ise; davacıların haksız azli nedeniyle Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/154 E. sayılı dosyasında hak ettiği akdi vekalet ücretinin 196.226,73 TL olduğu kanaatine varıldığı, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin emsal kararlarında da belirtildiği üzere taraflar arasında Avukatlık Ücret Sözleşmesi bulunması halinde, izale-i şuyu davalarında davalının hissesi dikkate alınarak sözleşme hükümlerine göre nispi vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile, 310.084,27 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile Tekirdağ İcra Müdürlüğünün 2020/9576 E. sayılı icra dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takip konusu alacağın %20'si olan 39.320,826 TL'nin davacı lehine davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacıların azlinin haklı olduğunu, 21.10.2014 tarihinde Çorlu ve Muratlı Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılan davaların olmadığını, vekaletnamenin verildiği tarih ile azil tarihi arasında çok kısa bir süre olduğunu, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya davacıların çıkmadıklarını, Muratlı Mahkemesinde ise bir duruşmaya çıkıldığını, Tekirdağ Mahkemesinde görülen davada çıkan kararın ise temyiz dahi edilmediğini, kararın kesinleştiğini, satış istemeyen müvekkilinin tüm malvarlığını satışa veren ve bunu müvekkilinden gizleyerek bildirmeyen davacıların azlinin haklılığının ortada olduğunu, Tekirdağ Sulh Hukuk Mahkemesindeki davada, tarafların taksimden yana olduğunu, müvekkili satış istemezken davacının müvekkilinin iradesine aykırı olarak girdiği tek celsede ısrarla satış talebinde bulunduğunu, davadan ve karardan müvekkilinin haberdar edilmediğini, Çorlu ve Muratlı Mahkemelerindeki davalar için de davacılara dava açma yetkisi verilmediğini, davacıların azledildikten sonra satışa yönelik davaların durdurulduğunu, ortada aşırı yararlanma söz konusu olduğunu, ATK raporunda davalının sosyal intibaksızlığın bulunduğu, sayıları algılama yeteneğinin bulunmadığı gibi hususların belirtildiğini, müvekkilinin davacı tarafından hataya düşürüldüğünü, bilgisizliğinden yararlanıldığını, davaya girmek amaçlı alındığı iddia edilen sözleşmelerin üstlerinin boş olarak alındığı ve sonradan doldurduğunun da açıkça belli olduğunu, Çorlu İlçesinde bulunan 3944 parsel sayılı taşınmaza durmuş olan icra takibine konu 2015/4400 sayılı icra dosyası üzerinden 309.000,00 TL'lik kati haciz uygulandığını, davanın ve icranın devamı sürecinde mahcuz müddeabihi temlik alan dava dışı Aysel Akkaya ile alacaklı olduğunu iddia eden davacı ...'in protokol yaptığını, bu protokol uyarınca ve banka dekontuna düşen şerh doğrultusunda devam eden dava ve icra takibinin kapatılması konusunda anlaşıldığını ve davacıya 578.000,00 TL ödeme yapıldığını, bilahare mahcuz taşınmaz üzerindeki haczin kaldırıldığını ifade ederek, kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya yeterli olduğu, avukatlık ücret sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazların davalı payına düşen kısmının %25 avukatlık ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğu, sözleşme tarihinde davalının hukuki ehliyete haiz olduğu, davacı avukatların davalı adına ortaklığın giderilmesi davalarını takip ettikleri, azil haksız olduğundan ortaklığın giderilmesine konu taşınmazların toplam değeri üzerinden davalının hissesine düşen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücreti yönünden verilen kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Yerel Mahkemece banka dekontları, yazılı belgeler doğrultusunda dava dışı Aysel'in davacı ...'e ödeme yaptığı kabul edilmiş olmasına karşın gereğinin yapılmadığını, bu belgelerin ve ödemenin yazılı delil başlangıcı kabulü ile dava dışı Aysel ve bildirilen tanıkların dinlenmesi gerekirken, Mahkemece bu hususun irdelenmediğini, bu taleplerinin Bölge Adliye Mahkemesince de karşılanmadığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, haksız azil nedeniyle akdi vekalet ücret alacağının tahsili, birleşen dava ise, haksız azil sebebiyle avukatlık ücret sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Türk Borçlar Kanunu'nun 505 ve devamı maddeleri,
2. 1163 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34, 163, 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Davacı avukatlar ile davalı arasında 28.11.2014 tarihli iki ayrı avukatlık ücret sözleşmesi düzenlendiği, dava konusu taşınmazların müvekkil payına düşen kısmının yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu çıkan maddi değerinin %25'inin avukata vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı avukatların davayı takip ettiği sırada haksız olarak azledildikleri anlaşılmaktadır. Kural olarak izale-i şuyu davalarında avukat ancak tarifeye göre maktu vekalet ücreti isteme hakkına sahip ise de, taraflar arasında Avukatlık Kanunu hükümlerine uygun ücret konusunda yazılı sözleşme bulunması halinde sözleşmedeki düzenlemeye itibar edilmesi zorunludur. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda, inceleme konusu avukatlık ücret sözleşmelerinde söz konusu imzaların davalı ...'in eli ürünü olduğu, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu Başkanlığından alınan raporda, davalı ...'in sözleşme tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olduğu bildirildiğinden, 28.11.2014 tarihli sözleşmelerde yer alan düzenlemelerin davalıyı bağlayacağı kabul edilmelidir. Temyiz edenin sıfatına göre hükme esas alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olup, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre de hesaplama yapılmış olduğundan davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Temyiz olunan asıl davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararı bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.