Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3771 E. 2024/2750 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı Kurum tarafından davalı şirkete uygulanan cezai işlemden kaynaklı bakiye alacak ve işlemiş faizin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı talebi aşılmak suretiyle asıl alacağa, talep edilen ihtar tarihinden değil cezai işlem tarihinden itibaren faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/376 E., 2023/74 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı şirketin, imzalanan Sağlık Hizmetli Alım Sözleşmesi kapsamında davacı Kuruma bağlı hastalara sağlık hizmeti verdiğini, Kurum tarafından davalı şirket ortağı Dr. Ö.F.Y.'nin kamu kurumunda çalışmakta iken sahibi olduğu görüntüleme merkezine hasta sevki yaptığı gerekçesi ile 02.07.2007 tarihinde 232.887,08 TL cezai işlem uygulanarak davalının hak edişlerinden 15.03.2012 tarihinde kesinti yapıldığını, davalının 19.302,84 TL bakiye borcu kaldığını, bu miktara cezai işlemin uygulandığı 02.07.2007 tarihinden kalan borcun ödenmesi için ihtarın gönderildiği 14.05.2012 tarihine kadar uygulanan faiz tutarının 25.026,95 TL olduğunu, davalının toplam 44.429,79 TL bakiye borcunun kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 44.329,79 TL alacağın davalıdan tahsiline, bakiye 19.302,84 TL asıl alacağa 14.05.2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin, aynı hukuki sebeple davacı Kurum aleyhine Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/33 E. sayılı dosya ile dava açtığını, davacı Kurum tarafından uygulanan cezai şart işleminin taraflar arasında yapılan sözleşme yükümlerine aykırı olduğunu, sözleşmenin (4.27.) maddesinde teminat miktarının %20'si oranında cezai şart uygulanmasının öngörüldüğünü, Kurumca yapılan 16.03.2007 tarihli ilk işlemde buna uygun olarak 20.000,00 TL tutarındaki teminatın %20'si olan 2.000,00 TL tutarında cezai şart tahakkuk ettirildiği halde, 30.10.2007 tarihli ve 12199 sayılı işlemle 260.883,76 TL tutarında ikinci bir cezai şart tahakkuk ettirildiğini, bu miktarın müvekkilinin hakedişinden mahsup edilerek bakiye bedele faiz uygulandığını, sözleşmenin (4.29.) maddesi uyarınca faiz uygulanmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin (5.1.3.) ve (5.2.2.) maddelerinde alınan teminatın %20'si veya tamamının gelir kaydedilmesinin öngörüldüğü halde, davacının teminat fazlası zarar adı altında sözleşmede olmayan cezai şart işlemi tesis ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 17.09.2014 tarihli ve 2012/614 E., 2014/423 K. sayılı kararıyla; alınan bilirkişi raporunda, davalının Kurum bünyesinde bulunan 20.000,00 TL tutarındaki teminatının cezai şart olarak gelir kaydedilmesinde sözleşmeye aykırılık bulunmadığı, ancak bunun dışında 232.887,08 TL'lik ikinci bir yaptırım uygulanmasının taraflar arasında imzalanan sözleşme şartlarının (5.2.2.) maddesine uygun olmadığının tespit edildiği, ikinci cezai şart işlemine ilişkin yazının davalıya tebliğ edildiği tarihte sözleşmenin feshedildiği, davacının bu tarihten sonra davalı çalışanlarının bir takım işlemlerini gerekçe göstererek, sözleşmede öngörülmediği halde teminat dışında cezai şart tahakkukunun sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.09.2014 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.10.2016 tarihli ve 2016/21902 E., 2016/18575 K. sayılı ilamıyla; "... Eldeki dosyanın davalısı şirket tarafından, cezai işlemin iptaline yönelik Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/133 E. sayılı dosyası ile 10.12.2007 tarihinde dava açıldığı, yargılamanın sonuçlanmadığı, bu davanın sonucunun eldeki davanın sonucunu etkileyeceği açık olduğundan, Mahkemece 25.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/133 E. sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.12.2021 tarihli ve 2017/38 E., 2021/910 K. sayılı kararıyla; davacı Kurum tarafından yapılan işlemin mevzuata uygun olduğu, 232.887,08 TL'lik cezai şart bedelinden hakediş bedelleri ve nakde çevrilen teminatın mahsubu neticesinde davacı Kurumun 19.302,84 TL asıl alacağının bulunduğu, her ne kadar davacı bu miktara 02.07.2007 tarihinden 14.05.2012 tarihine kadar 25.026,95 TL işlemiş faizi eklemek suretiyle talepte bulunmuşsa da bu miktara nasıl ulaşıldığının dosya kapsamı ile belirlenemediği, davanın konusu ve talebin niteliği gereği asıl alacak üzerinden davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 19.302,84 TL'nin 02.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.05.2022 tarihli ve 2022/2854 E., 2022/5077 K. sayılı ilamıyla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, taraflar arasındaki Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesinin (4.29.) maddesinde; "Sözleşmede tanımlanan hükümlere aykırı davranılmasına bağlı olarak cezai işlem uygulanması gereken durumlarda, olayın meydana geldiği dönemdeki sözleşme hükümleri ve teminat miktarına göre işlem yapılır. Olayın meydana geldiği tarihten cezai işlemin uygulandığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanır." düzenlemesinin bulunduğu, bozma kararına konu edilerek bekletici mesele yapılması uygun görülen Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2016 tarihli ve 2008/133 E., 2016/372 K. sayılı kararının, Yargıtay denetiminden geçerek 25.02.2021 tarihinde kesinleştiği, işbu kararın gerekçesinde davacı tarafından faturalandırılan miktarlar ile faizlerinden oluşan 260.883,76 TL cezai şart uygulamasının mevzuata uygun olduğunun ifade edildiği, dosya arasında bulunan muhasebe evrakında da; davalı tarafça düzenlenen fatura bedeli toplamının 232.887,08 TL cezai şart, 27.946,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam borcun 260.833,78 TL olduğunun belirtildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun işlemiş faiz alacağı yönünden hüküm kurmaya yeterli olmadığı, Mahkemece; dosyanın faiz hesaplamasında uzman bir bilirkişiye tevdii ile sözleşmenin (4.29.) maddesindeki "..Olayın meydana geldiği tarihten cezai işlemin uygulandığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanacağı" yönündeki düzenleme gözetilerek, kesinleşen Mahkeme kararında belirtilen alacak kalemlerine ilişkin değerlendirmeleri de içeren, denetime elverişli, hesaplama yöntemleri tek tek gösterilmek suretiyle rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.07.2016 tarihli ve 2008/133 E., 2016/372 K. sayılı kararı ile davacı Kurum tarafından davalı şirkete cezai şart uygulanmasına yönelik işlemin mevzuata uygun olduğunun hüküm altına alındığı, 232.887,08 TL'lik cezai şart bedelinden hakediş bedelleri ve nakde çevrilen teminatın mahsubu neticesinde, davacı idarenin 19.302,84 TL asıl alacağının bulunduğu, sözleşmenin (4.29.) maddesindeki olayın meydana geldiği tarihten cezai işlemin uygulandığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanacağı hükmüne göre; davalı tarafından faturalandırılan 232.887,08 TL'lik tutara düzenlenme tarihlerinden cezai şartın uygulandığı 02.07.2007 tarihine kadar fatura tutarlarına yasal faiz uygulanması sonucunda 25.781,51 TL yasal faiz alacağı doğduğu, işlemiş faiz için bilirkişi raporunda belirlenen rakam daha yüksek olsada taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının dava dilekçesindeki talepleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile asıl alacak 19.302,84 TL'ye 02.07.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle toplam 44.329,79 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; haksız cezai şart miktarı olan 232.887,08 TL'nin zaten davacının uhdesinde olduğunu, bu miktara faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın konusunun bakiye 19.302,84 TL alacak ve bu alacağa işleyecek faiz olduğu halde bilirkişi raporunda 232.887,08 TL cezai şart miktarına 25.781,51 TL faiz uygulandığını, raporun eksik ve hukuka aykırı olduğunu, bozma ilamında ifade edilen sözleşmenin (4.29.) maddesinin dava konusu uyuşmazlığa uygulanmasının hakkaniyete uygun olmadığını, cezai şartın da hukuka aykırı olarak belirlendiğini, sözleşmeye göre cezai şart uygulanmasının hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun tartışılmadığını, davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı vekili; dava dilekçesindeki taleplerinin cezai şart alacağından kalan 19.302,84 TL asıl alacak ve bu alacağa 02.07.2007 tarihi ile ihtar tarihi olan 14.05.2012 tarihine kadar işlemiş olan yasal faiz ve 19.302,84 TL asıl alacağa ihtar tarihi olan 14.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek faiz olduğunu, Mahkemece asıl alacak olan 19.302,84 TL'ye 02.07.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle toplam 44.329,79 TL'nin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verildiğini, kararda muğlaklık bulunduğunu, asıl alacağa ihtar tarihi olan 14.05.2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması taleplerinin olduğunu, kararda toplam 44.329,79 TL denilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı Kurumun 2006 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin (5.1.3.) maddesine aykırılık nedeniyle uyguladığı cezai işlem tutarından ödenmeyen bakiye cezai şart alacağının ve işlemiş faizin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi,

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları,

3. 2006 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin (4.29.) maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldığı, bu doğrultuda bilirkişi heyetinden alınan raporun denetime elverişli bulunduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlara yönelik itirazların incelenemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda; davacı Kurum, 19.302,84 TL bakiye cezai şart alacağı ile cezai işlemin uygulandığı 02.07.2007 tarihinden kalan borcun ödenmesi için ihtarın gönderildiği 14.05.2012 tarihine kadar cezai şart alacağının tamamına uygulanan faiz tutarından bakiye kalan 25.026,95 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere davalının toplam 44.429,79 TL bakiye borcunun kaldığını ileri sürerek; 44.329,79 TL alacağın, 19.302,84 TL asıl alacağa 14.05.2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı talebi aşılarak asıl alacak 19.302,84 TL'ye 02.07.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle toplam 44.329,79 TL' alacağın davalıdan tahsil karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “1-Davanın Kabulü ile; asıl alacak 19.302,84 TL'ye 02/07/2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle, toplam 44.329,79 TL'nin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,” ibaresi çıkartılarak yerine “1-Davanın kabulü ile 19.302,84 TL asıl alacak, 25.026,95 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 44.429,79 TL alacağın, asıl alacağa 14.05.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.