Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3788 E. 2024/1949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Orman Kanunu'na muhalefet nedeniyle ağaçlandırma giderinin tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya ceza yargılamasında orman alanı işgali suçundan ceza verildiği, suça konu yerin uzun yıllardır tarla olarak kullanıldığı ve bu nedenle ağaçlandırma gideri talep edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı hakkında 74 nolu bölmedeki orman alanını açma suçundan 12.06.2014 tarihli suç tutanağının düzenlendiğini, suç tutanağına istinaden açılan ceza davasında davalının mahkumiyetine karar verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, ceza mahkemesinde alınan raporda 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 114 üncü maddesine göre ağaçlandırma bedeli olarak 20.624,83 TL hesaplandığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, idarenin uğradığı 20.624,83 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; söz konusu eylemin müvekkili tarafından değil dedesi Hasan tarafından gerçekleştirildiğini, ilgili bölmenin 1990 yıllarında tarla haline getirildiğini, vefatıyla mirasçılarına kaldığını, ilk olarak amcasıyla daha sonra kendisinin kullanmaya devam ettiğini, dedesi ve amcası tarafından ecrimisil bedelleri ödendiğini, ceza mahkemesinde orman açma suçundan cezalandırılmadığını, sadece orman işgal etmekten yargılandığını, davacı idare tarafından ağaçlandırma yapılmadığından zarar talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 28.01.2016 tarihli ve 2015/496 E., 2016/33 K. sayılı kararla; davalı hakkındaki ceza mahkemesi yargılamasında üzerine atılı eylemin sabit görüldüğü, bilirkişi raporu ile zararın hesaplandığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 20.624,83 TL tazminatına olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesince verilen 17.10.2018 tarihli ve 2016/9574 E., 2018/6313 K. sayılı ilamla; "Dava dosyasının incelenmesinde; mahkemece, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konuları hakkında tam olarak belirleme yapılmadan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 147. maddesi uyarınca taraflar tahkikat duruşmasına davet edilmeden ve deliller toplanmadan işin esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 147, 184 ve 186'ncı maddelerinin açık ve emredici hükmüne rağmen, davalı tarafın savunma hakkını sınırlar mahiyette tahkikat için duruşmaya davet edilmeden ve kendisine tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma imkânı tanınmadan karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davaya konu talep 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 114. maddesi gereğince ağaçlandırma giderine ilişkin olup yargılamanın davaya konu edilen hususa ilişkin olarak yapılması ve delillerin bu talebe göre toplanarak takdir edilmesi gerekir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davalıların murisi hakkında ağaç kesmek ve tarla açmak suretiyle orman bitki örtüsüne zarar verdiği belirtilerek dava açılmış ise de, bu eylemlerin muris tarafından gerçekleştirildiğinin sabit olmadığı, bu alanı kullanıyor olmasının tek başına söz konusu eylemi gerçekleştirdiğini göstermediği, ceza yargılamasındaki mahkumiyet hükmünün kullanıma dayalı olarak verildiği, ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalının açma suçunu işlediğini ve orman muhafaza memurlarınca söz konusu suçun tespit edildiğini, tutanak neticesinde ceza mahkemesinde yargılanarak suçlu bulunduğunu, idarenin zarara uğradığını, “Ormanların Kanun Dışı Müdahalelerden Korunması Esasları” başlığını taşıyan 293 nolu tebliğ 30/5 maddesine göre; kullanıma devam edilen yerlerde açma eyleminin, eylem tarihinden itibaren dava açılmaksızın 8 (01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlarda beş) yılın geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğramışsa açma eylemi işgal suçuna dönüşeceğinin belirlendiğini, eski açma nedeniyle işgal faydalanma suçuna dönüşemeyeceğini, orman sayılan yerde bulunan ot, çayır, süceyrat gibi orman bitki örtüsünün kaldırılması dahi açma suçunu oluşturacağını, işgal ve faydalanma suçu olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6831 sayılı Kanun'a muhalefet nedeniyle aynı Kanun'un 114 üncü maddesi uyarınca ağaçlandırma giderinin tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Tür Borçlar Kanunu'nun 74 üncü maddesi,

2. 6831 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi,

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/4-2399 E., 2021/1607 K. sayılı ilamı,

3. Değerlendirme

1. 6831 sayılı Kanun’un “İşgal ve faydalanma” başlığı altında düzenlenen 93 üncü maddesinde; izin almadan orman içine bina, ağıl ve benzeri yerler yapmak, yerleşmek, ormanda tarla açmak, sürmek, ekmek, faydalanmak ve izin alınan yerleri amaç dışı kullanmak fiilleri cezalandırılmaktadır. Diğer orman suçlarında genelde faydalanma amaç ve gayesi ile işlendiği hâlde burada orman alanlarını sahiplenme ve mülk edinme amacı da söz konusudur. İşgal ve faydalanma suçunda her zaman orman örtüsü tahrip olmaz. Aynı Kanun'un 114 üncü maddesi tahribat esasına dayandığı için, bu gibi durumlarda da ağaçlandırma giderine hükmedilmesi mümkün değildir.

2. Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, ceza yargılamasında davalının orman alanını işgal suçu nedeniyle cezalandırıldığı, bilirkişi raporuna göre suça konu yerin uzun yıllardır tarla olarak kullanıldığı, bu nedenle davacı kurum tarafından ağaçlandırma gideri talep edilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.