Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3812 E. 2024/2117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında, davalı hastanenin ve hekimin tıbbi uygulama hatası ve aydınlatılmış onam eksikliği bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilirkişi raporlarına, taraf beyanlarına ve aydınlatılmış onam belgesinin yeterliliğine göre, tıbbi uygulama hatası ve aydınlatılmış onam eksikliği bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/399 E., 2023/688 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/522 E., 2021/302 K.

Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin Hatay Defne Hastanesi Kardiyoloji Bölümüne başvurduğunu, doktor tarafından hastaya koroner anjiyografi önerildiğini, tatbik edilen işlem sonucunda D1 ostealde %40-50 darlık mevcut olduğunun tespit edildiğini, yapılan tespitler neticesinde müvekkilinin test sonuçları ile birlikte davalı şirketin hastanesi olan ... Hastanesine müracaat ederek yapılan anjiyo neticesinde bypass operasyonu gerçekleştirildiğini, kendisini iyi hissetmeyen müvekkilinin Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezine kontrol amaçlı muayene olduğunu, burada yapılan tetkik sonuçlarında ilgili damarlardaki tıkanıklığın %30-40 oranında devam ettiğinin anlaşıldığını, ameliyatı yapan hekimin beyanlarına güvenerek yeniden işe başlayan müvekkilinin fenalaşarak Mersin Üniversitesi Hastanesine kaldırıldığını, bu hastanede yeniden anjiyo işlemi tatbik edildiğini ve davalı doktorun beyanlarının aksine bypass işleminin hatalı yapıldığı, aort damarının dışarıda ve sarkmış biçimde bırakıldığı ve bu aşamadan sonra artık müdahale edilemeyeceğinin tespit edildiğini, tazminat sorumluluğu bakımından davalı şirketin de sorumluluğunun bulunduğunu belirterek müvekkilinin fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 5.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi zararın müteselsilen tazmin edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Sanayi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ... Hastanesinin 31.07.2010 tarihinde TOBB-ETÜ Sağlık Hizmetleri A.Ş.'ye devredilmiş olduğundan işbu davada müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bypass operasyonu tarihi üzerinden 7 yıl geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, ortada hukuka aykırı bir fiil olmadığını dolayısıyla doğmuş bir zarardan da bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı TOBB ETÜ Sağlık Eğitimi Araştırma ve Uygulama Merkezi vekili; davalı hastane TOBB ETÜ Sağlık Hizmetleri A.Ş. iken 01.09.2016 tarihinde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesine devredilerek Araştırma Merkezi'nin kurulduğunu, dava konusu olayın meydana geliş tarihi itibariyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı hastanın tedavisinin tıbbi kurallara uygun olarak yapıldığını, davacının şifa ile taburcu edildiğini ve müvekkili hastanenin adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili; iddiaların gerçek dışı olduğunu, somut olayda müvekkili hekim tarafından yapılan ameliyattan kaynaklanan bir ihmal ya da kusurun söz konusu olmadığından ikame edilen davanın kabulünün mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ameliyatının başarılı geçtiğini, önemli komplikasyona maruz kalmadan taburcu edildiğini, hastanın rızası alınarak ameliyatının yapıldığını ve davacının tazminat talebinin gerçekte hiç olmayan bir zarara yönelik olmasının yanında zenginleşme amacı taşıdığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "hastanın ameliyat öncesi aydınlatılmış onamı alınmıştır ve teknik olarak da bir uygulama hatasından bahsedilmesi mümkün görülmemiştir. Bu sebeple uygun illiyet bağından bahsedilemeyeceği cihetle davanın reddine karar vermek gerekmiştir...Davalı hekiminin ayıplı hizmet sunduğu iddiasının ispatlanamadığının anlaşılması karşısında davacının manevi tazminat talebinin de reddine karar verilerek" gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Yargıtay uygulamasına göre hekimin en hafif kusurlarından bile sorumlu olduğunu, davalı hastanenin somut olayın gerektirdiği önlemleri almadığını, damar tıkanıklıklarının devam ettiği konusunda davacıyı uygun bir şekilde aydınlatmadığını, ameliyat sonrası ciddi düzeyde şikayetleri olmasına karşı kontrollerini ve testleri yapması beklenirken yapmayıp hastanın ağrıları yüzünden davalı hekime tekrar başvurmasına rağmen detaylı tetkiklerde bulunulmadığını, davacının ameliyatın sonuçsuz kaldığını ve damarlarının tıkanıklığının devam ettiğini kalp krizi geçirdiğinde öğrendiğini, AORT damarının dışarıda ve sarkmış biçimde bırakıldığını, bu aşamadan sonra artık müdahale edilemeyeceğinin tespit edildiğini ve dava dosyasında usule uygun şekilde alınmış bir aydınlatılmış onam bulunmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "özellikle ayrıntılı, gerekçeli, taraf ve mahkeme denetimine elverişli 05.04.2021 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenmiş bilirkişi raporu içeriğine göre; davacının geçirdiği operasyon sonrası ortaya çıkan greft damarlarda tıkanıklık olgusunun bir komplikasyon olduğu, bu komplikasyonun öngörülerek önlemek adına greft damar seçiminde LIMA kullanılmasının ve cerrahi işlemin uygun olduğu, davacının operasyon öncesi onam formuyla yeterli derecede bilgilendirildiği ve dava konusu olayda tıbbi uygulama hatası bulunmadığı anlaşılmakla" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf sebeplerini tekrarlayarak usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürdüğü kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere özellikle dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmasına ve onam belgesinin yeterliliğinin kararda değerlendirilmesine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.