"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/598 E., 2023/207 K.
Taraflar arasında Mahkemede görülen maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, en son bozma kararıyla Dairece davanın kısmen kabulüne dair Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; davalı ... Kamyon İmalat ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön incelemede temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
I. DAVA
Davacılar vekili; murisleri İbrahim ...'ın, ..........., plakalı 98 model Chysler/ Grand Choroke araçtaki imalat hatası nedeniyle 25.11.2001 tarihinde kaza yaptığını ve murisin vefat ettiğini, kazanın imalat hatası sebebiyle olduğunun tespit ettirildiğini belirterek şimdilik her bir davacı için 100,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 10.08.2015 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile taleplerini... için 500.000,00 TL manevi tazminat, 122.836,28 TL maddi tazminat; ..... için 500.000,00 TL manevi tazminat, 370,63 TL maddi tazminat; ..........,için 500.000,00 TL manevi tazminat, 3.094,67 TL maddi tazminat;..........., için 750.000,00 TL manevi tazminat, 4.651,81 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 2.250.000,00 TL manevi tazminat ve 130.953,39 TL maddi tazminat bedeli olmak üzere toplamda 2.380.953,39 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı .........vekili; davaya konu, 31.03.1998 tarihinde satışı yapılan aracın 1 yıllık garanti süresinin olay tarihinden çok önce sona erdiğini, müvekkili şirketin ürettiği her aracı gözetim sorumluluğu bulunamayacağından kusursuz sorumluluğuna gidilemeyeceğini, yasal sorumluluğunun olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, zaman aşımı süresinin dolduğunu, araçta herhangi bir üretim hatası bulunmadığını ve kazanın davacıların murisinin kusurlu olması nedeniyle meydana geldiğini, dava tarihinde ileri sürülmeyip saklı tutulan tüm talepler bakımından zamanaşımı süresinin 25.11.2020 tarihinde dolduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Ticaret ve Sanayi A.Ş. (Askam Tic. A.Ş.) vekili; müvekkilinin satıcı firma olduğunu, aracın dava dışı ...tarafından kendilerinden satın alındığını, muris ......., ve ...'ın ise aracı bu kişiden satın aldıklarını, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aracın 1 yıllık garanti süresinin olay tarihinden çok önce sona erdiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI:
İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.01.2004 tarihli ve 2005/10623 E. 2005/15185 K. sayılı ilamıyla; araçta imalat hatasının olmadığı, kazanın kullanım hatası nedeniyle meydana geldiği, davalıların kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.01.2004 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13.10.2005 tarihli ve 2005/10623 E., 2005/1585 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığından Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
1. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.01.2006 tarihli 2005/602 Esas 2005/23 Karar sayılı kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 19.02.2006 tarihli ve 2006/13973 E., 2007/2220 K. sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
2. Tüketici Mahkemesinin 03.07.2007 tarihli ve 207/231 E., 2007/407 K. sayılı kararıyla; araçta imalat hatasının olmadığı, kazanın kullanım hatası sonucu olduğu, davalıların kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 03.07.2007 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.03.2008 tarihli ve 2007/14201 E., 2008/3715 K. sayılı ilamıyla; “.... Aracın trafik sicilindeki kayıt malikinin dava dışı Mustafa ... olduğu, Davalı ...Ş.'nin savunması ile ilgili deliller ntoplanarak, aracın ikinci el olarak dava dışı ve davalıdan alan kişi tarafından murise satıldığı anlaşılırsa, aralarında akdi ilişki bulunmadığından, bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda üretim hatası olmadığı, çarpma neticesinde tekerlek aksının kırıldığı, tespit raporunda ise aracın imalat hatası nedeniyle arızalandıktan sonra kazanın meydana geldiği belirtildiğinden her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için üç kişilik bilirkişi heyetinden gerekçeli rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğ gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen üçüncü karar
Mahkemenin 17.03.2016 tarihli ve 2009/812 E., 2016/1047 K. sayılı kararıyla; davacıların murisi olan müteveffa ...'ın gizli ayıp içeren ve bu sebeple davalıların zamanaşımından yararlanamayacağı bir kazadan dolayı vefat ettiği, eş ve çocuklarının onun desteğinden yoksun kaldığı, davadaki alacağın likit olmadığı, gerçek alacağın bilirkişi raporu ile belirlendiği, bu nedenle ıslahla arttırılan miktarın zamanaşımına tabi olmadığı, davalılar vekillerinin zamanaşımı yönününden itirazlarının dinlenemeyeceği, tüketicinin aksın imal edildiği metalin kaçıncı kalite olduğunu bilmek gibi bir şansı olmadığı, aracın 2. el satın alındığını, bu sebeple de yasa gereği sorumluluğunun bittiğini iddia eden satıcının iddiasının dinlenemeyeceği, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsünden alınan raporla, davaya konu hasarlı araba tekerleği ve tekerleğe bağlı aksın eğme yorulma kırılması mekanizması ile kırıldığının tespit edildiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 17.03.2016 tarihli kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yapılan inceleme sonucu; Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/4165 E., 2020/5497 K. sayılı ilamıyla; “... dosyada bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiş, davacıların karar düzeltme talebi Dairenin 18.02.2021 tarihli ve 2020/11544 E., 2021/1677 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen dördüncü Karar
Mahkemenin 16.04.2021 tarihli 2021/117 E., 2021/289 K. sayılı kararıyla; dava konusu kazanın 25.11.2000 tarihinde meydana geldiği, huzurdaki davanın 26.11.2001 tarihinde açıldığı anlaşıldığından zamanaşımı süresi içinde davanın açıldığı, uyulan bozma ilamı doğrultusunda bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, her bir davacı yönünden 100,00 TL'nin, kaza tarihi olan 25.11.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
G. Dördüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin 16.04.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 18.01.2022 tarihli ve 2021/5731 E., 2022/93 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin Dairenin karar düzeltme isteminin reddine dair kararına yönelik, davacılar vekili tarafından 24.03.2021, 25.03.2021 ve 08.04.2021 tarihli dilekçeler ile maddi hatanın düzeltilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesinin talep edildiği, mahkemece talep gereği dosya gönderilmeden karar verildiği, temyiz ve karar düzeltme incelemesi tamamlanmadan yeniden esas hakkında karar verilemeyeceği, 28.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2 nci maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek, davacıların bozma sonrası ıslahının değerlendirilip davalıların zamanaşımı itirazlarının da incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle bozulduğu, bu durumun yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığı gerekçesiyle, davacıların, maddi hata dilekçesinin kabulüne, (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2019/4165 E., 2020/5497 K. sayılı ilamının kaldırılarak Mahkeme kararının gösterilen nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4077 sayılı Kanun 4 üncü maddesi uyarınca, ayıp, ağır kusur veya hile ile gizlenmişse, zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağından, açılan davanın süresinde olduğu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsünden alınan raporla, davaya konu hasarlı araba tekerleği ve tekerleğe bağlı aksın eğme yorulma mekanizması ile kırıldığının, kırık yüzeye kaynak yapıldığı, aks üzerinde tespit edilen metalurjik anomalilerin çatlak oluşumuna ve çatlakların da ilerleyerek aksın kırılması süresine sebebiyet verip kazaya neden olduğunun tespit edildiği, bu haliyle üretimde düşük kalitede kirli çelik kullanılması metalurjik anomali taşıması sebebiyle kaynak yapılmak zorunda kalındığı ve akabinde de aksın aynı yerden kırılarak kazanın yaşandığı, kırılan aksın üretim kaynaklı gizli ayıplı olduğu' gerekçesiyle, davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile 100,00'er TL'nin kaza tarihi olan 25.11.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, ... için ıslah edilen miktar olan 122.736,28 TL'nin, ... için 270,63 TL'nin, ... için 2.994,67 TL'nin, ... için 4.551,81 TL'nin ıslah tarihi olan 29.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, ... için 10.000,00 TL'nin diğer davacılar için 5.000,00 TL'nin
ıslah tarihi olan 29.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili; davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının çekilen sıkıntıyı ve acıyı hafiletecek düzeyde olmadığı, toplamda 2.250.000,00 TL tazminat talep ettiklerini, verilen manevi tazminatın ise çok düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın 22 yıl sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, Anayasa Mahkemesinin 17 yıl süren yargılama süresini makul bulmadığını ve manevi tazminata hümettiğini, davacıların ugradığı manevi zararın giderilerek adil yargılama hakkı ihllallerinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Korparation vekili; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ilamına uyularak, uyma sonucunda ıslah edilmemiş dava değeri üzerinden verilen kararla müvekkilleri lehine usulü müktesep hak doğduğunu, 28.07.2020 tarihli kanun değişikliği nedeniyle bozmadan sonra ıslah yapılacağı hükmünün artık uygulanamayacağını, dava tarihinde ileri sürülmeyip saklı tutulan ıslahla ileri sürülen taleplerin zamanaşımına uğradığını, kazanın 25.11.2000 tarihinde olduğunu, 2918 sayılı Trafik Kanunun 109 uncu maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımının 25.11.2002 tarihinde dolduğunu, 109/2 ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60 ıncı maddesindeki 10 yıllık zamanaşımının ise 25.11.2010 tarihinde dolduğunu, gizli ayıpta zamanaşımı işlemeyeceğine dair gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacı murisi tarafından aks mili üzerine kaynak yaptırıldığını, aks mili kırılmasının bu kaynak nedeniyle meydana geldiğinin TÜBİTAK raporu ile sabit olduğunu, aks miline kaynağın yetkili servislerce yapılmasının mümkün olmadığını, böyle bir durumda rutin işlemin yenisi ile değiştirmek olduğunu, alınan raporların hiç birinde aks mili kırılmasının imalat hatası olduğuna dair bir tespitin bulunmadığını, aksine sonradan eklenen kaynak sonucu olduğunun belirlendiğini, 24.06.2011 tarihli raporda aks milinin yorulma kaynaklı kırıldığı tespitinin hatalı olduğunu, tekerlek jantının ve aksın yüzey resimleri incelendiğinde aksın büyük bir darbe sonucunda kırıldığının anlaşılacağını belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... Ticaret ve Sanayi A.Ş. vekili; dava dilekçesinde belirtilen 400,00 TL'yi aşan miktarların haricinde ıslahla artırdığı kısımların zamanaşımına uğradığını, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ilamına uyularak, uyma sonucunda ıslah edilmemiş dava değeri üzerinden verilen kararla müvekkilleri lehine usulü müktesep hak doğduğunu, bozmadan sonra ıslah yapılabileceğine dair kanun değişkilinin uygulanamayacağını, zamanaşımının yargılamada geçen süreden bahsedilerek hakkaniyete bağlanmasının mümkün olmadığını, husumet itirazlarının hukuka aykırı gerekçelerle reddedildiğini, Mahkemenin zaman aşımı konusunda 4077 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6502 sayılı Kanun'un 16/2 nci maddesinde düzenlene ayıp ağır kusur ve hile ile gizlenmişse zaman aşımı hükümlerinin uygulanmayacağı hükmüne dayandığını, ancak, aracın ayıplı olmadığı gibi müvekkilinin ayıbı ağır kusur veya hile ile gizlemesininde söz konusu olmadığını, araç sahibi tarafından aks miline kaynak yaptırıldığının bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, kusurun davacıların murisinde olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılarıın murisinin hakimiyetindeki araç ile geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu araçta bulunduğu iddia edilen ayıp nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında kanunun "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 ncü maddesi,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Islahın zamanı ve şekli kenar" başlıklı 177 nci maddesi,
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece, bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.