"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1795 E., 2023/1515 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaplı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/143 E., 2021/523 K.
Taraflar arasındaki sahtelik davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; öncesinde ortak murisleri ...'e ait olup kadastroda davalı ... adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın terekeye iadesine ilişkin olarak davalı aleyhine davada; davalının 22.01.1987 tarihli köy muhtarı ve ihtiyar heyeti önünde imzalanmış ölünceye kadar bakma sözleşmesine (köy senedi) dayandığını, ancak bu sözleşmedeki imzanın müvekkilinin murisine ait olmadığını, senette imzası bulunan diğer kişilerin muhtarlık azası olmadıklarını, kaldı ki müvekkilinin murisinin bakıma ihtiyacı olmadığını ve davalının da murisin bakımı ile ilgilenmediğini murise torunu tarafından bakıldığını ileri sürerek 22.01.1987 tarihli ölünceye kadar bakma senedinin (köy senedinin) iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasındaki 2010 yılı esasına kayıtlı davanın başından beri bu sözleşmeden bahsedildiğini, davacının sendin varlığından haberdar olduğunu, senedin unsurlarının tamam olduğunu ve murise müvekkili tarafından bakıldığını, kadastro tespitlerinin kesinleşmesinden bu yana 10 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu davanın tapu iptal tescil davasını uzatmak amacıyla açıldığını, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiş, yargılama sırasında davalının ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu raporuna göre muris ...'e atfedilen imzalar arasında biçimsel benzerlikler görülmekle beraber söz konusu imzaların basit tersimli taklidi kolay imzalar olması sebebiyle daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, davacı tarafın sözleşme altındaki imzanın muris ...'e ait olmadığını ispat edemediği, ayıca davacının sözleşme altındaki imzanın murise ait olmadığı iddiasıyla iş bu davayı 2014 yılında yani sözleşmeden yaklaşık 27 yıl sonra murisin ölümünden ise 26 yıl sonra yine kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden 12 yıl sonra açtığı, davacının kadastro tutanaklarında geçen 1987 tarihli hibe senedinden 2010 yılında açılan tapu iptal ve tescil davası ile haberdar olduğu hususunun TMK 2 maddesindeki dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, yine bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunmasının zorunlu olmadığı, bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla sözleşmenin feshini isteme hakkının, bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan, bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunmasının dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, Adli Tıp Kurumu raporunun kesin sonuç içermemesi nedeniyle karara esas alınmaması gerektiği yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığı, bir kısım tanıklarının dinlenip bir kısmının dinlenmediği, aradan geçen sürede de tanıkların yaşlandıkları, sağlık problemleri nedeniyle duruşmaya katılamayacak hale geldikleri ya da vefat ettikleri, bu durumun da hak kaybına yol açtığı, ölen tanık yerine bildirdiği tanığının dinlenmediği, resen araştırılması gereken hususların araştırılmadığı, aradan geçen sürenin aleyhine değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceği, müvekkilinin senedi öğrendiğini iddia ettiği tarihten önce senetten haberinin olmadığı, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürülerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar murisi ile çocuklarının tarafların ortak murisine ölünceye kadar baktıklarının anlaşılması, sözleşmedeki imzanın murise ait olmadığı iddiasının alınan rapor kapsamında ispat edilememiş olması, dinlenen senet tanığının yaşı ve aradan çok zaman geçmesi nedeniyle sağlıklı bilgiye sahip olmaması, diğerlerinin vefat etmiş olmaları, tasarrufun iptali için TMK'nın 557 nci maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın mülkiyetinin, ölünceye kadar bakma ve her yıl belirli bir miktar paranın ödenmesi karşılığında devredilmesine ilişkin olarak köy muhtarı ve ihtiyar heyeti nezdinde imzalanan sözleşmedeki imzanın tarafların ortak murisine ait olmadığının ve sözleşmenin bu nedenle geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 208 ve devamındaki maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların ortak murisleri ... ile dahili davalıların murisi ... arasında köy ihtiyar heyeti önünde 1987 tarihinde imzalanan ölünceye kadar bakma ve yıllık bir miktar para verilmesi karşılığında tapusuz taşınmazın mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmedeki imzanın ortak murislerine ait olmadığı ile sözleşmenin geçersizliğinin tespiti talep edilmiştir.
Adli tıp kurumu tarafından yapılan imza incelemesi sonucunda, imzanın mukayese imzalar ile benzerlik taşıdığı görülmekle beraber imzaların basit tersimli taklidi kolay imzalar olması nedeniyle ileri bir tespite gidilemediği belirtilmiştir.
Mahkemece celbedilen köy karar defteri üzerinde yapılan inceleme ile dava konusu sözleşmenin deftere yazıldığı ve mühürlü sözleşme aslının defter arasında saklandığı görülmüştür.
Buna göre imzanın murise ait olup olmadığı konusunda bilimsel metodlarla bir sonuca varılamamış ise de sözleşmenin köy karar defterine işlenmiş olması ve taraf imzalarının köy ihtiyar heyetince onaylanmış olması nedeniyle imzanın murise ait olduğu karinesinin mevcut olduğu imzanın murise ait olmadığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği kabul edilmelidir. İmza üzerinde yapılan bilimsel inceleme ve tanık beyanları ile imzanın murise ait olmadığı ispat edilememiştir.
2. Açıklanan nedenlerle; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, yargılama ve ispat kurallarına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.