"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/440 E., 2018/326 K.
Taraflar arasındaki alacak (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; donatanı davalı olan yabancı bayraklı gemide iş sözleşmesi kapsamında baş mühendis olarak çalıştığını, sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshi nedeniyle kazandığı bakiye maaş alacağı, yol masrafları, prim ve izin alacaklarının tahsili için menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile başlattığı icra takibine davalı tarafça haksız itiraz edildiğini beyan ederek; yapılan itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili şirketin davalının acentesi olmadığını güvenli yönetim sisteminin oluşturulmasına vb. işlere yönelik ISM yöneticisi olduğunu ISM yöneticisinin donatan adına herhangi bir sözleşme yapma yetkisi olmadığı gibi bu durumun acentelikten çok farklı olduğunu, sonuç olarak, acente olmayan, donatan ile olan ilişkisi, ISM yöneticiliğinden ibaret olan müvekkil şirketin, davalı ile davacı arasındaki hizmet alacağından kaynaklı dava konusu uyuşmazlıkta, davalıya izafeten davayı takip etmesi, davalıya izafeten müvekkiline dava açılması, davalıya izafeten acenteye dava açılmasına izin veren TTK'nun 105'inci maddesine aykırı olup, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davalı tarafından davacının iş akdini feshinin de haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 21.01.2015 tarihli, 2015/28 Esas, 2015/15 Karar sayılı kararla Mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmakla Bakırköy İş Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 25.05.2016 tarihli, 2015/40941 E., 2016/13486 K. Sayılı kararıyla; taraflar arasındaki ihtilafın deniz ticaretinden değil hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı temel ilişkiyi oluşturan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görevli olmadığı, sözleşmeye konu geminin de yabancı bayraklı olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının ... isimli gemide çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte çalışmaya dayanak olan davacı yanca imzalanan 03.12.2013 tarihli gemi adamı kontratının incelenmesinde, işveren olarak .... ...'ın yer aldığı, davalı yanın ise sözleşmede taraf olmadığı, bu durumda uyuşmazlıkta öncelikle çözülmesi gereken hususun davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 103/1 -b bendinde Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanların acentelik hükümlerine tabi olduğunun düzenlendiği, davalı vekilinin 04.01.2016 tarihli cevap dilekçesine ekli belgeler incelendiğinde, 01.01.2014 tarihli gemi adamlığı belgesi ile bir kısım belgelerin .... ... adına düzenlendiğinin görüldüğü, bu durumda 6102 sayılı TTK kapsamında, davalının gemi sahibi ve donatanı .... ... acentesi olduğu ve pasif husumet ehliyeti bulunduğunun kabul edildiği (Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2014/86 Esas, 2014/18284 Karar sayılı ilamı), tüm dosya kapsamına nazaran; davacının davalı şirketten 11.248,00-USD ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2014/10149 takip sayılı icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak 11.248-USD'ye 3095 sayılı kanunun 4.a maddesi gereğince devlet bankalarının yabancı para alacaklarına uygulandığı en yüksek faiz oranının uygulanmasına, 11.248-USD 'nin takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna aykırı karar verildiğini, müvekkil şirketin davalı şirketle tek ilişkisinin ISM sözleşmesinden ibaret olduğunu, TTK 102 ve devamı maddelerde niteliği ve kapsamı açıklanmış olan acentelik kavramı ile ilgisinin olmadığının bilirkişi raporunda yapılan tespitler ile de sabit olduğunu, müvekkili şirketin TTK 103 kapsamında da TTK 105 kapsamında da acentelik sıfatı bulunmadığını, acenteden bahsedebilebilmesi için; "sürekli" olarak bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelere aracılık etmeyi meslek edinmek'' unsurlarının bir arada olması gerektiğini, bu unsurların bir arada olduğunun ve dolayısıyla ortada acentelik unsuru bulunduğunun ispat yükünün de davacı üzerinde olmakla, davacının bu hususu ispat edemediğini, diğer yandan acentelik unsurunun bulunması halinde bile, uyuşmazlığın"acente sıfatıyla aracılıkta bulunduğu bir sözleşmeden kaynaklanması'' gerektiğini, yani, müvekkil şirketin, davacının işvereni .... adına ülke içinde hiçbir işlemde bulunmadığını, kararın gerekçesinde bu hususta yalnızca cevap dilekçesi ekinde sunulan belgeler dayanak gösterilmiş ise de söz konusu belgelerin yalnızca ISM sözleşmesi kapsamında hazırlanmış formlar olduğunu, bu form ve belgelerin TTK 103. maddesi kapsamında müvekkili şirketin .... adına ülke içinde işlemde bulunduğunu ispatlamayacağını, davalı tarafından davacının hizmet akdinin haklı nedenle feshedildiğini, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde kabul anlamına gelmemekle birlikte, Türk Borçlar Kanunu'nun 438/2 hükmü uyarınca davacının başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelire ilişkin araştırma ve tespit yapılması gerekirken mahkeme tarafından hiçbir inceleme ve tespit yapılmaksızın davacının bakiye 11.248 USD alacağı olduğu yönündeki değerlendirme ve tesis edilen hükmün açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun acentelere ilişkin 103/ 2 nci maddesi.
2. Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 2014/86 Esas, 2014/18284 Karar sayılı ilamı
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına ve mahkeme kararında belirtilen gerekçelere göre, her ne kadar davacı gemi adamı ile donatan şirket arasında akdedilen gemi adamı sözleşmesinde davalı şirket taraf olmasa da, davacı hakkında atama ordinosu, ayrılış ordinosu ve iş akdinin feshi aşamasında alınan savunma raporuna ilişkin formların davalı tarafça düzenlendiği, davacının 16.12.2013 tarihinde gemiye katıldığı, 4 aylık sözleşme süresinin bitmesine kısa bir süre kala gemiden 10.03.2014 tarihinde ayrıldığı, hükme esas alınan raporda sözleşme gereği ödenmesi gerekli 4 aylık ücretten ödenen kısımların mahsup edilerek davacının bakiye ücreti talep edebileceğinin değerlendirildiği, raporun ücret hesaplaması yönünden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
22.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.