Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3937 E. 2024/1102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin iflası nedeniyle kira sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat davasının akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin iflas etmesi ve davanın iflas masasına giren bir alacağa ilişkin olması nedeniyle, İcra ve İflas Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca davanın durması ve iflas idaresinin alacağın kaydı ve kabulü konusunda karar vermesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/178 E., 2023/1408 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/698 E., 2020/574 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat ... ve fer’i müdahil vekili Av....'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl davada; 06.01.2011 tarihli kira sözleşmesi ile davalının 2012, 2013, 2014 yıllarının Mart ve Ekim aylarında düzenlenecek İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı'nda müvekkiline ait organizasyon faaliyeti için CNR Expo Fuar Merkezinde sözleşmede belirlenen salonları müvekkiline kiraladığını, aynı kira sözleşmesi ile 2015, 2016 yılları için müvekkiline aynı mekanda kiracı olarak öncelik hakkı tanındığını, sözleşme bedeli olan 3.000.000,00 Euro bedelli 28.01.2011 tarihli çekin keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, sözleşme gereği müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının 12.01.2011 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, davalının sözleşmeyi feshinin hiçbir haklı nedene dayanmadığını, davalının haksız fesih nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararı tazmin etmek zorunda olduğunu ileri sürerek; şimdilik 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile toplam tazminat talebinin 49.938.675,00 TL’ye yükseltmiştir.

2.Davacı vekili birleşen davada; sözleşmenin haksız şekilde feshedilmesi sonucunda, müvekkilinin sözleşme feshedilmemiş olsaydı elde edeceği iş hacminden, sözleşmelerden ve portföyden mahrum kaldığını, bu unsurlara bağlı olarak elde edeceği şirket değerini de davalının kötü niyetli feshi sebebiyle kaybettiğini, davalı tarafından uğradığı zararın telafi edilmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL’nin haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca düzenlenen ve geçerli olan sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, birleşen davada davacının iddiasının ispatına yönelik delil ibraz edilemediği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüne, 7.035.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekileri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; esas dava yönünden KDV talep edilmesinin mümkün olduğunu, dava tarihindeki kur üzerinden karar verilmesi ile birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili; davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle husumetten reddi gerektiğini, asıl dava yönünden müspet zararın tümden reddi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan feshin haksız olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf dilekçelerinde ileri sürdükleri sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 191 ile 194 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.09.2022 tarihli ve 2022/551 E. sayılı kararı ile davalı şirketin iflasına karar verildiği, kararın 20.03.2023 tarihinde kesinleştiği, Bakırköy 1.İcra Müdürlüğünün 2022/31 İflas sayılı dosyasında tasfiye işlemlerine başlanıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

2. 2004 sayılı Kanun'un 191 inci maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226 ncı maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede Kanun'un 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (2004 sayılı Kanun m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir.

3. Müflisin, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, İİK'nın 194 üncü maddesi gereğince müflisin davacı ve davalı bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durması öngörülmüştür.

4. İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı açılmış olan davalardır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre usul işlemleri farklılık arz eder.

5. Müflisin davacı olduğu davalarda; iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir. Hiçbir alacaklı davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.

6. Müflisin davalı olduğu davalarda ise; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken (2004 sayılı Kanun md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir.

7. Bu durumda, İlk Derece Mahkemesince; iflas idaresine müzekkere yazılarak, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının sorulması, ikinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ise 2004 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar davanın durmasına, asıl ve birleşen davaya konu alacak ikinci alacaklılar toplantısında iflas masasına kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan asıl ve birleşen davada hüküm tesisine yer olmadığına, alacak kısmen ya da tamamen reddedilmiş ve ayrıca kayıt kabul davası açılmamış ise, asıl ve birleşen davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

8. Bozma nedenine göre, tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

3. Bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

17.100,00'er TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin karşılıklı alınıp birbirlerine verilmesine,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.