"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/281 E., 2023/136 K.
Taraflar arasındaki ayıplı taşınmazdan kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı ve davalı ... Yönetim Org. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin duruşma isteğinin reddine, tarafların temyiz dilekçelerinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... Projesi kapsamındaki bir taşınmazı 23.12.2006 tarihli sözleşme ile davalılardan 200.000,00 TL karşılığında satın aldığını, taşınmazın 01.03.2008 tarihinde teslim edildiğini, ancak daire içi natamam olduğundan taşınmalarının aylar sürdüğünü, davalıların reklam ve tanıtım faaliyetlerinden etkilenerek taşınmazın satın alınmasına rağmen taahhüt edilen projeye uygun yapılanma gerçekleşmediğini, davalıların tüm tanıtım materyallerinde projenin bir parçası olarak satın alınacak konutun vaat edilen özellikleri taşımadığını, projenin 330 dönüm arazi üzerinde (bazı mecralarda 334 dönüm), 250 dönümü yeşil alana ayrılmış, % 72'si yeşil alan parkurları, sosyal tesisler, alışveriş merkezleri, spor kompleksi, kreş, biri özel diğer ikisi devlet okulu olmak üzere üç okul, doğal peyzaj düzenlemesi ile oluşturulacak büyük bir gölet, çocuk parkları, konut sahiplerinin tamamına tahsis edilmiş açık ve kapalı otoparklar, helikopter pisti, sağlık birimi, dini tesis, her daire için iki araçlık otopark, sığınak ve depolar şeklinde imkânlara sahip olacağının bildirildiğini ve maketler üzerinde de bu yapıların site sınırları dahilinde gösterildiğini, buna rağmen; üç okul ve kreşin hâlen daha yapılıp teslim edilmediğini, sitenin 330 dönüm üzerine kurulu olmadığını, yeşil alanının %72 nispetinde bulunmadığını, göletin yapılmadığını, sıralanan hiçbir tesisin mevcut olmadığını, siteden otopark sorunlarının yaşandığı, spor tesislerinin bir kısmının da mülkiyeti siteye ait olmayan taşınmaz üzerinde inşa edilmiş olduğunun anlaşıldığını, inşaatların şartnamelere uygun yapılmamasından doğan altyapı yetersizlikleri nedeniyle, su basması, elektrik kesintisi gibi sorunlar yaşandığını, sitenin bazı bloklarının en alt katlarında yalıtım eksikliği nedeniyle rutubetlenme yaşandığını, ses ve ısı izolasyonunun da sorunlu olduğunu, su depoları ve hidroforların her blokta ayrı ayrı kurulmadığını, kapalı otoparka giriş ve çıkışı kontrol eden otomasyon sisteminin düzgün çalışmadığını, ankastre tuvaletlerin insanî boyutları aşar şekilde çok yüksek monte edildiğini, yangın suyu çıkışlarının toprağa gömülerek kullanılamayacak hâle getirildiğini, TV siteminin sorunlu ve havuzda da su sızıntısı olduğunu, çocuk alanındaki satranç takımının temin edilmediğini, vaat edilen 100.000 ağacın ekilmediğini, peyzajın vaat edilen gibi eşsiz olmadığını, tüm bu durumların hile ile gizlenmiş gizli ayıp teşkil ettiğini ve davalıların sorumluluğunu gerektirdiğini, ayıbın ortaya çıkmasında davalıların kastı bulan ağır kusurlarının mevcut olduğunu, bu eksiklikler nedeniyle taşınmazların beklenen değere de ulaşmadığını, site sakinlerinin açıklanan sorunlarla ilgili sürekli olarak oyalandığının anlaşılması üzerine 25.06.2010 tarihinde davalılara gönderilen ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulduğunu ileri sürülerek gizli ayıpların tespiti ile davalılarca müştereken ve müteselsilen giderilmesine, bu talep kabul olunmaz ise ayıp nedeniyle doğan değer azalmasının tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talep sonucunu 40.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. (Emlak Konut) vekili, müvekkilinin davada taraf sıfatının olmadığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, sözleşme ve ekleri dışındaki ilan, broşür, reklam vb hususların taahhüt niteliği taşımadığını, bu hususun sözleşmenin 14.3. ve 15. maddesinde açıkça düzenlendiğini, yüzölçümü azlığının gerçeği yansıtmadığını, okul, gölet, yeşil alan çalışmalarının tamamlandığını, diğer tüm iddiaların da gerçekte var olmadığını, spor tesislerinin 14110 ve 106 parselde tamamlanıp teslim edildiğini, natamam teslim alınan evin klozetinin de davacı tarafça monte edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı ... Yönetim Org. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Şti.) vekili, diğer davalının savunması ile benzer şekilde davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1.Mahkemenin 17.05.2012 tarihli ve 2010/310 E., 2012/368 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporu esas alınarak davacıya satışı vaat edilen yaşam alanının tanıtım ilanları ve sözleşmede belirtilen özelliklere sahip olmadığı, kat maliklerinin mülkiyetinde olacağı taahhüt edilen kapalı yüzme havuzu, bir okul ve bir kreş, voleybol sahası, helikopter pisti, sağlık merkezi, dini tesis ve spor kompleksinin yapılmadığı, bu nedenle davalının ifasının eksik olduğu ve davalının bundan sorumlu olduğu ayrıca bağımsız bölümün de eksik olduğu, taşınmazda eksiklikler nedeni ile ortaya çıkan değer kaybının ve gizli ayıplardan doğan değer azalmasının davalılardan istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüyle, 2.000,00 TL'nin dava, 38.000,00 TL'nin de ıslah tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte olmak üzere toplam 40.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
2.Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde davalılar vekillerince temyiz yoluna başvurulmuştur.
3.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27.06.2013 tarihli ve 2012/21639 E., 2013/17758 K. sayılı kararı ile; Mahkemece eksik ifa olarak kabul edilen hususların açık ayıp niteliğinde olduğu ve süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından reddinin gerektiği, gizli ayıplar yönünden derhal ihbar mükellefiyetinin yerine getirilip getirilmediği hususlarında yeterli inceleme yapılmadığı ve kapalı otopark kotunda açık havuzun alt kısmında sosyal tesis teşkil edilmesi hususunun açık ayıp olmasına rağmen gizli ayıp olarak kabul edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle bozulmuştur.
4. Mahkemenin 29.04.2024 tarihli ve 2013/2281 E., 2014/698 K. sayılı kararıyla, önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
IV. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ
1.Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2018 gün 2017/13-768 Esas, 2018/1969 Karar Sayılı ilamı ile yerel mahkemenin, eksik ifaya ilişkin değerlendirmesi yönünden; ayıp ihbarı ile ilgili hak düşürücü sürelere tabi olmadığı ve davanın genel zamanaşımı dahilinde açılabileceği, Dairenin bozma ilamında ''açık ayıp'' olarak kabul edilen; proje alanının ve mevcut yeşil alanın taahhüt edilenden küçük olması, projede var olacağı ilan ve taahhüt edilen kapalı yüzme havuzu, bir okul ve bir kreş, voleybol sahası, helikopter pisti, sağlık merkezi, dini tesis ve spor kompleksinin hiç yapılmamış olmasının, gölet, biri özel olmak üzere iki okul, basketbol ve futbol sahaları, tenis kortu, misafir otoparkı, ve alışveriş merkezinin konut maliklerinin mülkiyet hakkının bulunmadığı parseller/yeşil alanlar üzerine yapılması, direnme üzerine verilen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca eksik ifa olarak kabul edildiği, Mahkemenin direnme gerekçesi uygun bulunarak, hükmün tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki delil durumu çerçevesinde yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi, başka bir anlatımla mevzuat hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine göre somut olay bakımından davalıların sorumluluğunu gerektirir bir durumun bulunup bulunmadığı, bulunduğu sonucuna varılacak olur ise Mahkemece, hükmolunan tazminat miktarının ve işin esasına ilişkin sair hususların hukuka uygun olup olmadığı konusunda temyiz incelemesi yapılabilmesi için dosyanın (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.02.2020 tarihli ve2019/5390 E., 2020/2621 K. sayılı kararıyla; dosyaya sunulan evrakların incelenmesinde camiinin tamamlandığı, diğer sosyal tesislere ilişkin bir kısım inşaat çalışmalarının devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, davalıların iddiaları değerlendirilerek, bu sosyal tesislerin, davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek proje tamamlanmış ise bu yönden dava konusuz kalacağından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihi itibariyle davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdikleri dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların sorumlu olduğuna karar verilmesi, halen sosyal tesislerden yapımına devam edilenler var ise, davacının bu tesislerden yararlanmamasından doğan somut zararının olup olmadığının tespiti ile somut zararının tespiti halinde bu zarara hükmedilmesi ile şayet bu zamana kadar yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise, bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın tespit edilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle bozulmuştur.
V. MAHKEMECE DİRENME VE BOZMA SONRASI VERİLEN KARAR
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay Özel Daire bozma kararından sonra mahallinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, site içinde açık havuz, sosyal tesis, kapalı ve açık otoparklar, yaya ve araç yolları, çocuk parkı ve oturma gruplarının yapıldığı, site dışında farklı parsellerde iki alışveriş merkezi, bir cami, biri özel iki okulun bulunduğu ve faaliyette olduğu, proje alanı dışında, 1. etap yerleşim alanının 300 m. doğusunda Özel Tıp Merkezi, 600 m. kuzey-batısında Aile Sağlığı Merkezinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu 1. etap'ın batı cephesinde ve hemen yanında bulunan 14101 parsel sayılı “Özel Sosyal Kültürel Tesis Alanı”na ait plan notlarına göre “yaşlılar rehabilitasyon merkezi ve sağlık tesisi” bulunabileceğinin tespit edildiği, dini tesis, okul alanları, sağlık tesisi ve alışveriş merkezlerinin dava konusu taşınmazın bulunduğu konut parseli ile aynı parsel içinde olmasının, farklı plan fonksiyonuna tabi olması nedeniyle teknik olarak mümkün olmadığı, farklı parseller içinde olmasının imar mevzuatı gereği zorunlu olduğunun belirtildiği, dini tesis, okul alanları, sağlık tesisi ve alışveriş merkezlerinin HGK kararına göre eksik iş niteliğinde olduğu, ancak; özel daire bozma kararı uyarınca tazminat gerektirip gerektirmediği hususunda alınan bilirkişi heyet raporunda açıklanan gerekçe ile bu hususların taşınmazda değer kaybı oluşturmayacağı, bu nedenle her ne kadar bu yerlerin yapımı tamamlanmış ise de eksik iş olarak kabul edilen dini tesis, sağlık tesisi, okul yönünden davalıların sorumluluğuna gitmek mümkün olmadığından bu işler yönünden talep yerinde olmadığından ret kararı verilmesi gerektiği, spor alanlarının davacılara ait site parseli dışında yapıldığı tespit edildiğinden davalılar yönünden tamamlanmış bir işten söz edilemeyeceği, tanıtım broşüründe yeşil alanların olduğundan daha büyük gösterilmesi, spor tesisi ve bir kısım çocuk oyun alanları ile göletin kamuya ait tescilsiz alan üzerine yapılmış olması ve göletin sonradan da kaldırılmış olması, kapalı yüzme havuzu, helikopter pisti ve kreşin yapılmamış olmasının eksik ifa olduğu ve taşınmazda değer kaybına yol açtığı, davacı tarafın dava dilekçesindeki kapalı otopark kotunda açık havuzun alt kısmında sosyal tesis teşkil edilmesi ve bu yerde yalıtım sorunlarının yaşanması iddiasının açık ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacının bazı blokların bodrum katlarında kanalizasyon ve su basması sorunlarını doğuracak şekilde atık su tesisinin sorunlu çalışması, izolasyon eksikliğinin göstergesi yer yer ortak alanlardaki duvar kabarmaları, su geçirmez pis su borusu kullanılmaması, interkom sisteminin kötü montaja bağlı karşı göstermesi şeklindeki iddialarının gizli ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği, bilirkişi ek rapordaki ayıpların ortaya çıkma anına yönelik tespitlere göre, blok zemin katını kanalizasyon suyu basmasının ortalama 1 yıl içinde ortaya çıkabileceği; kullanım hatasının sebep olması halinde, süre tayini yapılamayacağı, blok perde duvar eteklerinde, kapalı otopark, havuz makine, pompa daireleri, su deposu, sosyal tesisin tavan duvarlarında ve havuz dış duvarında boya kabarması ve su sızıntısının (izolasyon eksikliği) ortaya çıkış süresinin ortalama 1 yıl içinde ortaya çıkabileceği, üst kat daire pis su tesisatından geçen atık su sesinin ve bitişik dairenin ebeveyn banyosundaki su sesinin duyulmasının; dairelerin kullanımda olması halinde ortalama 2-3 gün içinde ortaya çıkabileceği, tespit edilen ayıpların ortaya çıkış süreleri, taşınmazın 24.02.2008 tarihinde fiilen teslim aldığı, 25.06.2010 tarihli ihtarname ile ihbarda bulunduğu davanın ise 14.07.2010 tarihinde açıldığı dikkate alındığında teslimden yaklaşık 2,5 yıl süre geçtiği, davacının bu gizli ayıplara ilişkin süresinde davalıya karşı derhal ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşıldığından bu gizli ayıplara ilişkin tazminat talebinin yerinde olmadığı, interkom sisteminin karlı olması şeklindeki gizli ayıp yönünden; interkom sisteminin keşif sırasında çalışır durumda olduğu ve site yönetimince onarıldığının beyan edildiği, mahkememizin aynı siteye ilişkin açılan davalarından olan 2022/105E. (eski:2010/830E. 2012/462K.) sayılı dosyasında alınan 10.08.215 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere "bu gizli ayıbın kullanımdan kısa bir süre sonra ortaya çıkacağının" belirtildiği, davacının bu gizli ayıp yönünden derhal ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği bu nedenle değer kaybı tazminat talebinin yerinde olmadığı, he daireye yetecek sayıda açık otopark olmaması, su deposu ve hidroforun tüm site için ortak şekilde tesis edilmesi, otoparktaki chipli otomasyon sisteminin yanlış park halinde ikaz vermemesi, her yangın dolabında taşınabilir söndürücü olmaması, dairenin doğramalarında açılan kanatların hepsinin çift açılım mekanizmalı olmaması ve daireler arası sesli interkom sistemi kurulmaması, klozet montaj yüksekliği ~ 40 cm olması gerekirken, klozetlerin 47-49 cm civarında monteli olması, giriş kapısının kapanırken ses yapması açık ayıp niteliğinde olup 2010/320E. 2012/368K. sayılı kararda açık ayıp olarak kabul edilen hususların özel daire bozma kararında bozma konusu yapılmadığından ve Hukuk Genel Kurul kararında inceleme konusu olmadığından bu açık ayıplar yönünden yapılan tespit kesinleştiğinden mahkememizce yeniden değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.000,00 TL'sine dava tarihinden bakiye 18.000,00 TL'sine ıslah tarihi olan 01.03.2012 tarihinden itibaren işlemek üzere toplam 20.000,00 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı, davalı ... Yönetim Org. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; davalı lehine verilen vekalet ücreti hatalı olduğunu, konusuz kalan talepler yönünden müvekkilin kusuru bulunmadığından aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin davalılardan satın aldığı konutu teslim aldığını, projeyi teslim almadığını, projenin hala bitmediğini, ayıbın davalılar tarafından gizlendiğini ileri sürerek kararın reddedilen kısımlar yönünden bozulmasını istemiştir.
2.Davalı Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Vekili; davanın gizli ayıp iddiası ile açıldığını, eksik ifaya ilişkin bir talep bulunmadığını, davacının gerek bağımsız bölümü gerek site çevresini gezip görerek satın ve teslim aldığını, iddia edilen ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu, benzer dosyalarda iddiaların açık ayıp olarak kabul edildiğini, taahhüt edilip yapılmayan ya da ayıplı yapılan sosyal tesis alanının bulunmadığını, davaya konu edilen ortak alanların mülkiyetinin bunlar üzerindeki sosyal donatıların yüklenici tarafından yapıldıktan sonra bu alanların ilgili oldukları devlet kurumlarına amaca uygun kullanım için devredildiğini, bu projeden konut alan herkesin taşınmaz ile ilgili hertürlü bilgiyi tapu sicilleri aleni olduğundan tapu kayıtlarından öğrenmesi mümkün olup tapu kaydındaki bilgilerin bilinmediği ya da gizlendiği ileri sürülemeyeceğinden bu hususun ayıp ya da eksik ifa olarak kabul edilemeyeceğini, eksik ifaya ilişkin hesaplamada nispi metod uygulanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. ... Yönetim Org. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; spor alanlarının yıkılmasına ilişkin hileye dayalı gizli ayıp iddiası geçerli olmayıp bu ayıbın açık olarak kabul edilmesi gerektiğini, süresinde ayıp ihbarı olmadığından bu talep yönünden davanın reddi gerektiğini, sosyal tesislere ilişkin eksik ifa iddiası yerinde olmayıp keşif gününde de görüldüğü üzere sosyal tesislerin hepsinin inşa edildiğini, davacı tarafından 30 günlük sürede ihbarda bulunulmadığını, taahhüt edilen tüm kalemler yerine getirildiğinden ve eksik ifa kalmadığından %10 değer kaybını ileri sürmenin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, tanıtım broşüründe gösterilen yeşil alanın gerçeğinden daha büyük olduğu yönündeki iddianın yerinde olmadığını, kapalı ve açık yüzme havuzları, spor salonları ve koşu alanlarının inşa edildiğini, kreş yapılmadığı gerekçesiyle değer kaybı hesaplanmasının hatalı olduğunu, helikopter pistinin olup olmamasının taşınmazın değer kaybına etkisi olmadığını, spor alanlarının İSKİ'ye ait dere yatağı üzerine yapıldığı iddiası nedeniyle hesaplanan değer kaybının hatalı olduğunu, İSKİ'nin dere yatağı üzerinde bulunan tesislere ilişkin müdahalesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kamu kurumun eyleminin sorumlusunun müvekkili olamayacağını, futbol, basketbol ve voleybol sahalarına ilişkin edimlerin yerine getirildiğini, göletler, yeşil alanlar ve yürüyüş parkurlarının site sakinlerinin de yararlanabildiği kamuya açık ortak yerler olup, ayrıca imar mevzuatı uyarınca yeşil alanların da tapuya tescil edilemeyeceğini, göletin de siteye ait olmayıp kullanımı siteye ve proje dahilinde bulunan ünitelere mahsus olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesi,
2.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
3. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2018 tarih ve 2017/768 E., 2018/1969 K. sayılı ilamıyla kesinleşen hususların artık incelenmesinin mümkün olmadığına, uyulmasına karar verilen bozma ilamı ve dosyadaki bilirkişi raporuna göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararın 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA;
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.