"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/250 E., 2023/93 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ile bağımsız bölüm satışı için maketten kampanyalı taşınmaz satış sözleşmesi ve bu bedelin ödenmesi için toplamda 1.300.000,00 TL tutarında olan 60 adet senet ve ödeme planı tablosu imzalandığını, bu senetleri vadesi geldikçe ödemekteyken dairenin istenilen özellik ve şartlarda teslim alınamayacağının anlaşıldığını, dairenin anahtar teslimi veya tapuda teslim yapılmadığını, sonrasında vadesi gelmeyen senetlerini iade ettiklerini, ancak ödemiş olduğu parayı yıllardır oyalamak suretiyle iade etmediklerini, davalıya 81.900,00 TL ödeme yaptığını, bunun dışında da bir süre senetleri ödemeye devam ettiğini, ifa imkansızlığı nedeniyle ödemiş olduğu tutarların aynen iade edilmesinin gerektiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalarak davalının sebepsiz zenginleştiği tutarın ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile aynen iadesini istemiş, 18.05.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini 96.300,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının kendi isteği ile taşınmazı almaktan vazgeçtiğini, şirketin kusurunun bulunmadığını, davacının ödeme yapamayacağını beyan ederek cayma hakkını kullandığını ve bu durumu el yazısı ile beyan ederek şirketi ibra ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamından taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, bir kısım ödemelerin yapıldığı daha sonra taraflar arasında anlaşılarak satış sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiği, davacının taraf ödediği bedellerin iadesinin yapılmadığından bahisle huzurdaki davayı açtığı anlaşılmakla dosyaya sunulan ve davacı tarafından yazısı ve imzası inkar edilmeyen 12.02.2012 tarihli belgeyle davacının davalıyı ibra ederek sözleşmeden iradesiyle caydığını beyan ettiği, davacıya tüm senetlerin iade edildiği, davacının ödeme yapılmadığı yönündeki beyanların yazılı bir belge ile ispatlanamadığı ve tanık beyanı ile isbatının da miktar olarak mümkün olmadığından ispatlanamayan bedel iadesi talepli davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 18.09.2019 tarihli 2016/21339 esas 2019/8450 karar sayılı ilamında; mahkemece, davacının vermiş olduğu senetlerin iade edildiği, davacının davalı tarafa ibraname vermiş olması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de 12.2.2012 tarihli ibranamede davacıdan ne kadar para tahsil edildiği, ibranameye konu hukuki ilişkinin ne olduğu, ibraname kapsamında davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı ve miktarı hususlarında herhangi bir açıklama bulunmadığı, bu kapsamda, adı geçen belge ibraname şartlarını taşımadığından bu şekilde düzenlenen ibranamenin davacıyı bağlamayacağı, mahkemece tarafların tüm delilleri getirtilerek davacının davalıya yaptığı ödeme araştırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerlilik şartlarını taşımadığından geçersiz olduğu, yapılan ödemelerin tespiti için mali müşavir bilirkişiden alınan raporda davacı tarafından 81.900,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği ve bu bedelin davacıya iadesi gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 81.900,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığı, dosyadaki ibranamenin genel şartlar uyarınca değerlendirmesi gereken bir ibraname olduğu, davanın iş hukuku uyuşmazlığından kaynaklı olmadığı ve geçerli bir ibranamenin söz konusu olduğu, davacının sözleşme gereği davalıya cezai şart ödemekle yükümlü olduğu, Mahkemenin gerekçesinin yanlış olduğunu beyanla kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440
ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,16.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.