Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4112 E. 2024/2589 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terör mağdurlarına ödenen tazminatın, terör eylemini gerçekleştirenlerden rücuen tahsili davasında, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıp bağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza mahkemesi kararında davalılardan birinin eylemi doğrudan gerçekleştirdiğinin, diğerlerinin ise eyleme yardım ettiklerinin sabit görülmesi, meydana gelen zarar ile ceza mahkemesince saptanan suç arasında nedensellik bağı bulunduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/612 E., 2019/697 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2010/983 E., 2017/156 K.

Taraflar arasındaki rücuen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılardan ... vasisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun reddine, davalı vasisinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalıların 04.07.1999 tarihinde saat 22:30'da Şehit Mustafa Burcu Parkı içerisinde aydınlatma direklerinden birine bağlı çöp sepeti içine koydukları bombanın patlaması sonucu ...'in ölümüne, bir çok kişinin yaralanmasına sebep olduklarını, aynı tür bombayı davalıların 04.07.1999 saat 02:00'da Beyoğlu İstiklal Caddesi ... Cafe isimli iş yerine bıraktıklarını ve temizlik görevlisinin fark etmesi sonucu bombanın polislerce imha edildiğini, davalıların 08.07.1999 tarihinde saat 23:45 sıralarında Esenler Havalanı mahallesi Köyiçi cadde Füze Sok No:1/1'deki boş arsaya ... plakalı boş tankere aynı düzenek boru bomba koyarak patlama gerçekleştirdiklerini, davalılardan ...'in Avcılar ... Mahalesindeki evi, PKK adlı bölücü terör örgütü evi olarak kiraladığını, yakalandıklarında sorguları yapılan davalıların tüm bu olayları planlayıp birlikte gerçekleştirdiklerini ifade ettiklerini, davalıların patlama olayları ile ilgili olarak İstanbul 6. Nolu DGM'nin 2000/220 E. sayılı dosyası ile yargılanıp hüküm giydiklerini, Avcılar'daki bombalama hadisesi sonucunda, kendi adına asaleten, ... ve . ...'e velayeten ... tarafından, İçişleri Bakanlığı aleyhine İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 2000/1016 E. sayılı dosyası ile ortak murisleri . ...'in ölümü, ... ve ...'in yaralanması nedeniyle açtıkları tam yargı davasının kabulüne karar verildiğini, Fatih 2. İcra Müdürlüğünün 2008/626 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Fatih İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/601 E. sayılı dosyasındaki ilamla ödenecek miktarın netleştiğini ve davacılara 134.913,60 TL ödeme yapıldığını belirterek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 134.913,60 TL kurum zararının ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; müvekkilinin dava dilekçesindeki olayla hiçbir ilgisinin olmadığını, İstanbul 6 Nolu DGM dosyasında müvekkilinin ceza almadığını, davaya mesnet gösterilen ceza dosyasında diğer davalılardan ...'in söz konusu eyleme bizzat katıldığını kabul ettiğini ve bu ölümlü eylemden dolayı müebbet hapis cezasına çarptırıldığını, davacının ceza dosyasında yargılanan tüm sanıkları, ölümlü eyleme katılmışlar gibi davaya dahil edilerek söz konusu eylem sebebiyle ödenen tazminattan sorumlu tuttuğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; müvekkilinin Avcılar'da patlayan bomba ile bir ilgisinin bulunmadığını, tersi olsa idi müvekkilinin sadece örgüt üyeliğinden ceza almasının mümkün olmadığını, belirtilen olay ile ilgili olarak yargılanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

3. Davalı ...; tarafına Mahkemeye çağrısı tebliğ edilen dosya konusu hakkında bilgi sahibi olmadığını beyan etmiştir.

4. Davalı ...; suçunun bulunmadığını beyan etmiştir.

5. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 6. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2000/220 E., 2002/233 K. sayılı karar gerekçesinin 29. sayfasının 3. paragrafında "İlk eylemi başarısızlıkla sonuçlanan ...'in bu kere değişik yerlere sakladığı patlayıcıları aldırıp bunlardan ...'ın de yardımıyla yeni bir zaman ayarlı bomba yaptığı, bu boru bombayı 04.07.1999 tarihinde akşam saatlerinde İstanbul İli ... İlçesi, ...barlı semtindeki Şehit Mustafa Burcu parkına götürüp bir direğe bağlı vaziyette duran çöp sepetine koyduğu, olay yerinden uzaklaşıp arkadaşlarının evine gittiği, orada izlediği haberlerde boru bombanın patladığını, patlama sonucu 1 ölü 28 yaralının olduğunu öğrendiğini, ertesi gün televizyon kanallarına telefon ederek eylemi örgüt adına üstlendiği" ifadelerine yer verildiği, davalılardan ...'in davaya konu haksız eylem olan terör eylemini gerçekleştirdiği, davalı ...'ın de bombanın yapımında davalı ...'e yardım ettiği, bu nedenle belirtilen davalıların haksız fiilden sorumlu olduğu, diğer davalıların ise örgüt üyeliğinden mahkumiyetine karar verilmiş ise de, davaya konu terör eylemini gerçekleştiren kişiler olmadığından doğrudan eylem ile zarar arasında nedensellik bağı kurulamadığı, terör eyleminden zarar görenlere yapılan 134.913,60 TL ödemenin rücu şartları oluştuğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 134.913,60 TL'nin ödendiği 23.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ... ve ...'den alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılara yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vasisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalıların, 04.07.1999 tarihinde Avcılar ... Mahallesi Şehit Mustafa Burcu Parkı içerisinde bulunan çöp sepetine koydukları bombanın patlaması sonucu ...´in ölümüne ve bir çok kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiklerini, davalılar ... ve ... dışındaki davalılarında idarenin açıkça zarar uğramasına neden olduğunu, davalıların her biri hakkında yapılan ceza yargılamalarında verdikleri ifadelerde; terör örgütüne üye olduklarını ve örgüt adına çalıştıklarını, tüm olayları birlikte planlayıp yaptıklarını beyan ettiklerini, ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vasisi; davalının dava konusu terör olayıyla bir ilgisinin bulunmadığını, aleyhine delil de olmadığını, davalının ceza davasında sadece örgüt üyeliğinden ceza aldığını, bunun haricinde dava konusu olayla bir ilgi ve alakası olmadığının açık olduğunu, yargılamadan haberdar olmadığını, davanın gıyabında görüldüğünü, delil, tanık, savunma hakları ve son söz hakkının tarafına tanımadığını, davacı Kuruma karşı herhangi bir zararının söz konusu olmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul 6. Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2000/220 E., 2002/233 K. sayılı kararı dikkate alındığında, davalı ...'in dava konusu bomba patlatılması olayını gerçekleştirdiği, patlama sonucunda Faik Kandemir isimli vatandaşın vefat ettiğinin sabit olduğu, davacı idare tarafından mirasçılara tazminat ödendiği anlaşılmakla, davalı ...'den rücuen tahsiline karar verilmesi yerinde olduğu, olay tarihi itibarı ile uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 53 üncü maddesi gereğince, Ceza Mahkemesinin cezalandırmaya ilişkin kararında yer alan ve eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını belirleyen maddi olguların hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı nitelikte bulunduğu, mahkemece davalılardan ...'ın bombanın yapımında davalı ...'e yardım ettiği, bu nedenle tazminattan sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, Ceza Mahkemesi kararında; davalı ...'ın silahlı terör örgütü PKK’nın sair efradı olma suçundan ceza verildiği, dolayısıyla sabit görülen suç ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığı gözetilerek, adı geçen davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar yönünden Ceza Mahkemesince sabit görülen suç ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... vasisinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden 134.913,60 TL'nin ödendiği 23.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılara yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarla, sanıkların eylemleri ile zarar arasında nedensellik bağının bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun (5233 sayılı Kanun) kapsamında yapılan yersiz ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5233 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle davalılardan ...'in dava konusu eylemi gerçekleştirdiğinin Ceza Mahkemesince verilen kararla sabit bulunmasına, davacı tarafın diğer davalılar yönünden ceza mahkemesince sabit görülen suç ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Dava, terör mağdurlarına davacı idare tarafından yapılan tazminat ödemesinin bu zararın oluşmasına terör eylemleriyle sebep olanlardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.

Tazminat ödemesi gerçekleştirilen dava dışı kişilerin ölüm ve yaralanmaya bağlı zararı 04.07.1999 tarihinde terör maksatlı bomba patlatılması sonucunda meydana gelmiştir. Davacı idare, terör mağdurlarının İstanbul 6. İdare Mahkemesinde açtıkları tazminat davasında karar altına alınan tazminatı ödediğinden bu zararı bomba patlatmak suretiyle meydana getiren davalılardan alacaklıların haklarına halef olarak rücuen talep edebilir. Açılan davada davalılar bomba patlatılması olayının asli ve fer’i failleri olarak İstanbul 6. Nolu DGM'de yargılanmış ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla mahkum olmuştur. Davada davacı taraf maddi olgulara delil olarak bu ceza dava dosyası ile kesinleşmiş mahkumiyet kararına dayanmıştır.

Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53 üncü (6098 S. TBK m. 74) maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez." denilmektedir.

Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet ve suçun sanık tarafından işlenmediğine dair beraat kararları ile eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hakimini bağlar. Ceza Mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın maddi nedensellik bağını tespit eden kesinleşmiş hükmünün, hukuk hakimini bağlamasına 6098 sayılı TBK'nun 74 üncü maddesi engel değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle 'fiilin hukuka aykırılığı' olgusuna bağlı mahkumiyet hükmü ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıyacağından hukuk hakimini de bağlayacaktır.

Buna göre bir eylemin davalı tarafından gerçekleştirildiği tespit edilmişse bunun suç teşkil edip etmemesi hukuk hâkimini bağlamayacak; hukuk hakimi suç teşkil etmemekle birlikte zarar doğurucu hukuka aykırı eylemin gerçekleştiği vakıasıyla bağlı olarak hukukun diğer normlarına aykırılığın olup olmadığı noktasında değerlendirme yapabilecektir. Bu düzenleme gereğince hukuk hakimi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de; ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ile bu kararda belirlenecek maddi vakıalar yönünden bağlı olacaktır.

Somut olayda davalılar hakkında PKK silahlı terör orgütü üyesi olmak, bomba düzenek parçalarını teminle güvenlik güçlerinin eline geçmemesi için saklayıp, daha sonra bu parçaların bir araya getirilip düzenek hazırlayıp aydınlatma direğindeki çöp kutusuna koyup patlatarak maktül Faik Handemiri öldürüp bir çok kişiyi yaralamaktan dolayı İstanbul 6. Nolu DGM‘nin 2000/220 E. sayılı dosyasında ceza davası açılmış, yargılama sonucunda tüm sanıklar yargılanıp hüküm giymiştir.

Bu terör olayında vefat edenin yakınları ile yaralananlar tarafından İçişleri Bakanlığına karşı İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 2000/1016 E. sayılı dosyasında tazminat talepli açılan tam yargı davasında terör mağduru olarak davacılar lehine verilen hükümle karar altına alınan tazminat Fatih 2. İcra Müdürlüğünün 2008/626 E. sayılı dosyasına 134.913,00 TL olarak davacı idare tarafından ödenmiştir. Davacı idarenin tazminat sorumluluğunu doğuran eylem, davalıların terör sebepli bomba patlatması sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanmalardır. İstanbul 6.Nolu DGM nin dosyasında verilen mahkumiyet kararının kesinleşen gerekçesine göre; davalılar ..., ..., ..., ...'nın silahlı terör örgütü PKK üyesi olarak kırsala çıktıkları, kırsalda askeri ve siyasi eğitim aldıkları yurt içinde bombalı eylem yapmak üzere yurtdışından giriş yaptıkları bu maksatla yurt dışından gönderilen patlayıcı maddeler , fünyeler ve fitiller gibi malzemelerin güvenlik güçlerinin eline geçmemesi için diğer davalıların da yardımıyla saklandığı 03.07.1999 tarihinde ... KAFE isimli iş yerine davalılar ..., ve ...'in de katkıları ile sandalye altına konulduğu ancak iş yeri çalışanınca fark edilmesi nedeniyle düzeneğin patlamadan önce etkisiz hale getirildiği, ilk eylemi başarısızlıkla sonuçlanan davalı ...‘in bu kere diğer davalılar tarafından değişik yerlere saklanan patlayıcı parçalarını bir araya getirip özellikle davalı ...'ın ve diğer davalıların da yardımıyla zaman ayarlı boru bomba yaptığı, bu boru bombayı 04.07.1999 tarihinde park içindeki aydınlatma direğine bağlı çöp sepeti içine koyduğu, düzeneğin patlamasıyla ... isimli vatandaşın hayatını kaybettiği bir çok kişinin ise yaralandığı hususları kesinleşen ceza mahkemesi kararında yer almakla, maddi vakıa olarak davalıların bu fiile iştirakleri kesinleşmiştir.

Kesinleşen ceza mahkemesi kararında davalılardan ... silahlı terör Örgütü PKK adına bir kişinin ölüp 32 kişinin yaralandığı elektrik direğine asılı çöp kutusuna bomba koyma eylemi nedeniyle 4771 sayılı Kanunun 1/A maddesi ile değişik TCK 125 maddesi gereğince TCK 2. Maddesi de göz önünde bulundurularak müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Diğer davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ın ise davalı ...’in bomba yerleştirip patlatma eylemindeki iştiraklerine göre yardım ve katkılarının sabit görüldüğü aynı ceza mahkemesi kararında kabul edilmiş ancak bu davalıların somut zararlandırıcı eylemdeki bu katkılarının müstakil olarak değil silahlı terör örgütü PKK nın sair üyeliği suç vasfı içinde kalacağı kabul edilerek TCK m.168/2 , 3713 S.K. 5. maddesi uyarınca cezalandırılmışlardır.

Ceza mahkemesinin kesinleşen bu mahkumiyet kararının gerekçesine göre, davalı ... doğrudan bombayı yerleştirip patlatmak, diğer davalılar ise bu eyleme iştirak kabilinden bu bombanın temini saklanması ve imalinden sorumlu oldukları açıkça kabul edilmiştir. 818 sayılı BK m. 53 (TBK m.74) uyarınca hukuk hakimi haksız fiilin aynı zamanda suç teşkil ettiği durumda ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ve maddi vakıanın sübutuna ilişkin kabulü ile bağlıdır. Davacı idare terör mağdurlarına ödemek zorunda kaldığı tazminatı terör mağdurlarının halefi olarak buna sebep olanlardan rücuen talep edebilir. Terör mağdurlarına idare mahkemesi kararı ile ödemek zorunda kalınan ve rücu talebine konu olan tazminattan bu zararı meydana getiren bomba patlatma haksız eylemine katkısı olan tüm davalıların sorumluluk oranlarının belirlenerek bundan sorumlu tutulması gerekir. Çünkü kesinleşen ceza mahkemesi kararı gerekçesine göre, hakkındaki dava kabul edilen ... ile haklarındaki dava reddedilen diğer davalıların ortak eylemleri sonucu bomba patlatılması gerçekleştirilmiştir. Davalı ... ile ona bu eylemin gerçekleştirilmesinde yardımcı oldukları ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile anlaşılan diğer davalılar bomba patlatma eylemini birlikte gerçekleştirdiklerine göre meydana gelen zarardan sorumlu tutulmalıdır.

Açıkladığımız sebeplerle, temyize konu kararda davalı ... dışındaki davalılar hakkında Bölge Adliye Mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, Sayın çoğunluğun onama yönündeki düşünce ve kararlarına katılmıyoruz.