Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4120 E. 2024/2490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sulama Birliği başkanının yetkisiz olarak düzenlediği bono nedeniyle birliğin icra takibine konu edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Sulama Birliği başkanının, birliği borçlandırmaya ilişkin yetkisinin bulunmadığı, düzenlenen bonoların birlik defterlerinde yer almadığı ve birliğin sebepsiz zenginleşmediği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ve davalı yararına vekalet ücretine hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/778 E., 2023/804 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/245 E., 2021/461 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin, davalı Birliğe 320.000,00 TL ödünç para verdiğini, Birlik tarafından başkanı olan ...'in kefili olduğu 30.04.2015 düzenleme 30.07.2015 vade tarihli ve 30.04.2015 düzenleme 30.09.2015 vade tarihli toplam 320.000,00 TL bedelli 2 adet senedin müvekkiline verildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin, davalının itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürmüş, takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; önceki birlik başkanı ... ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin ne olduğunun bilinmediğini, takibe konu bonoların hangi maksatla, neye istinaden verildiğinin de belli olmadığını, her ne kadar önceki başkan ... birlik adına bonolara imza atmış ise de bu imzanın kendi şahsını bağlayacağını, birlik başkanı ... ve davacı ... hakkında görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık eylemlerinden dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini savunarak davanın reddine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporuna göre; davalı Birliğin 2014-2015 yılındaki meclis kararlarının incelendiği, o dönem ki Birlik başkanı ...'e borçlanma yetkisi verildiği yönünde alınan karara rastlanmadığı, Birliğin kasa hesabı ve bütçe emaneti kayıtlarında davacıdan herhangi bir ödünç borç para alındığı yönünde kayda rastlanmadığı, Birlik başkanına borçlanma yetkisi verildiğine dair alınan bir karar bulunmadığı, tek başına başkanın imzası ve Birliğin kaşesini kullanmak suretiyle birlik adına bono düzenlemesinin mümkün olmadığının belirtildiği, buna göre, davacı vekili tarafından Birlik başkanı olarak ... tarafından imzalanan senetlere dayanılarak birlik ve diğer borçlular hakkında ilamsız takip yapıldığı, yapılan takibe itiraz üzerine süresinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, aldırılan bilirkişi raporuna ve birlikle ilgili kanuni düzenlemeler göre başkanın tek başına Birliği borçlandırmasının mümkün olmadığı, birliği borçlandırma yönünden yetkisi olmayan kişi tarafından Birliğin borçlandırılarak yükümlülük altına sokulamayacağı, yetkisiz imzanın ancak sahibini bağlayacağı, söz konusu yetkisiz imza nedeniyle davalı Birliğin sorumlu tutulamayacağı, bu konuda Birliğe husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle; pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; kanunların geriye yürümeyeceğini, kararda bahsi geçen Kanunun 19.04.2018 tarihinde kabul edildiğini ve 28.04.2018 tarihinde de Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, takibe konu bononun 2015 yılında düzenlendiğini, bu tarih itibariyle Birlik adına borç almaya yetkisi bulunan başkanın senette imzası bulunması sebebiyle davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Katılma yoluyla istinafa başvuran davalı vekili; Birlik başkanına Birlik Meclisince verilmiş birliği borçlandırmaya yetki kararı bulunmadığını, dava konusu bonolarda müvekkili Birliğin kaşesinin bulunduğunu, bu nedenle Mahkemece pasif husumet yokluğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, davanın esastan reddine karar verilerek müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; takibe konu senetlerin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu (6172 sayılı Kanun) hükümleri nazara alındığında; yönetim kurulu başkanının, kanunun, amaç ve kapsamı dışında, ödünç sözleşmesi yaparak tek başına kamu kurumu niteliğinde olan Sulama Birliğini borçlandırma yetkisi bulunmadığı, bu nedenle Sulama Birliği başkanı sıfatıyla senedi imzalayan ...'in şahsi sorumluluğunun bulunduğu, bu durumun anılan Kanunda 19.04.2018 tarihinde yapılan değişiklikten kaynaklanmadığı, değişiklik öncesinde de Birlik başkanının tek başına borçlandırma yetkisinin bulunmadığını, Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş ise de; icra takibine konu senetlerde davalı ... Birliğinin borçlu olarak gösterildiği, hakkında icra takibi yapıldığı, davada davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, bu nedenle yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, takibe konu senetler sebebiyle davalı ... birliğinin sorumlu tutulamayacağı, bu gerekçe ile davanın esastan reddine karar verilmesi ve davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; tüzel kişilerin temsile yetkili organlarının yaptığı işlemlerden tüzel kişilerin sorumlu olduğunu, bononun düzenlendiğini tarih itibariyle birlik adına borç almaya yetkisi bulunan başkanın senette imzası bulunması sebebiyle davalının sorumlu olduğunu, davanın reddi ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6172 sayılı Kanun'un mülga 6 ncı maddesi,

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Yetkisiz temsilcinin sorumluluğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 47 nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir. Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer zararların giderilmesi de istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden doğan haklar saklıdır.

2. Yetkisiz temsil halinde, temsil olunan tarafından sözleşmenin onanmaması halinde sözleşme kesin hükümsüz hale gelmektedir. Bu durumda yetkisiz temsilciden, işlemin geçersiz olması sebebiyle meydana gelen menfi zararın tazmin edilmesi talep edilebilir. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuk Genel Hükümler, Ankara 2020, s. 516-517.) Yine hakkaniyetin gerektirmesi halinde diğer zararların da talep edilmesi mümkündür. İlgili hükmün gerekçesinde hükümde belirtilen, diğer zararlar kavramı ile, üçüncü kişinin kendisiyle hukuki işlem yapan yetkisiz temsilciden, ancak sözleşme geçerli olarak kurulmuş olsaydı istenebilecek olan müspet zararların kastedildiği belirtilmiştir. Hakkaniyetin gerektirip gerektirmediği, tarafların ekonomik durumu, kusurun derecesi ve zararın büyüklüğü gibi somut olaya ilişkin bütün önemli hususlar gözetilerek tespit edilmelidir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarihli ve 2022/805 E., 2022/2138 K. sayılı ilamı).

3. Dava dosyasının incelenmesinde; davalı ... Birliğinin yönetim kurulu ve meclis karar defterlerinde Birliğin davacıdan borçlandırılmasına yönelik alınmış bir kararın bulunmadığı, kasa defterinin incelemesinde gerek ayrı ayrı 160.000,00 TL olarak iki seferde, gerekse 320.000,00 TL tutarında tek seferde birlik kasasına nakit girişinin olmadığı, davacı adına bir borçlanma belgesi, borçlanma kararı veya bir harcama belgesi tespit edilemediği, davacıdan mal veya hizmet alımı ya da bakım onarım işi yapılmasına dair birlik meclis kararı veya yönetim kurulu kararının bulunmadığı, Birlik başkanının tek başına mal veya hizmet satın alma ile bakım onarım işlerinde yetkisi bulunmadığı, bu bağlamda başkanın tek başına Birlik adına senetleri imzalamaya yetkili olmadığı, davalının defter ve kayıtlarında davaya konu bonolara rastlanmaması nedeni ile davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de sorumluluğunun bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalının icra takibinde borçlu sıfatının bulunması nedeni ile nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.