"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/850 E., 2023/892 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/70 E., 2021/105 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkil şirketi, işletme hakkına sahip olduğu maden sahasını 01.01.2013 tanzim tarihli, 31.12.2015 tarihinde sona erecek sözleşme ile davalı şirkete kiraya verdiğini, davalının kira süresi sonunda kiralama konusu sahayı terk etmiş olmasına rağmen sözleşme şartlarına göre ödemesi gereken kira bedelini ödemediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500.000,00 TL kira alacağının sözleşme bitim tarihinden itibaren Merkez Bankası kısa vadeli alacaklara uygulanan reeskont faizi oranında gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının yükümlülüklerini ifa etmemesi sebebiyle sözleşmenin konusunu imkansız kılarak davalıyı büyük zarara uğrattığını, davacının gerekli izinleri almadığını, müvekkilinin hem kapasite yönünden hem de işletme yönünden zorlu şartlarda çalıştırıldığını, davacının sözleşme konusu maden sahasını davalının kullanımına uygun bir şekilde tesis etmeyerek asli edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak ödemelerini yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı kiracı şirketin kiralanan maden sahasını sözleşmenin başlangıcında teslim aldığı sırada, maden bilirkişisinin teknik raporlarından görüldüğü üzere can ve mal güvenliğine yönelik rehabilitasyon çalışmaları haricinde üretim yapmaya elverişli olmadığının açıkça anlaşılacak düzeyde olduğunun tespit edildiği, kiralanan maden sahasına yönelik can ve mal güvenliğine yönelik rehabilitasyon çalışmaları hariç üretim faaliyetlerinin durdurulduğu, davalı şirketin tacir olmasından dolayı kiralananın fiili ve hukuki durumunu araştırmakla yükümlü olduğu, bu nedenle davalı şirketin davacı tarafın teslim borcunu gereği gibi yerine getirmediğine ilişkin itirazına itibar edilemeyeceği, buna göre davalı şirketin kiralananı teslim aldığı sırada üretmeyi taahhüt ettiği 500.000 ton üretimin yapılamayacağını bilebilecek konumda olduğu, buna rağmen davalı şirketin kiralanan maden sahasını teslim alarak sözleşme süresince üretim yapmaya devam ettiği, sözleşme süresince davacı ruhsat sahibi şirkete maden sahasının üretimi taahhüt edilen 500.000 ton üretime elverişli olmadığına ilişkin herhangi bir ihtar göndermediği, davalı şirketin yapmış olduğu ödemenin mahsubu sonucunda da kalan borcun 1.957.940,00 TL olduğu, sözleşmenin tarafları tacir olduğundan ve kira bedeli ticari işletmenin işletilmesinden kaynaklı kira alacağından kaynaklandığından davacı kiraya veren şirketin reeskont faiz oranı üzerinden talebinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 500.000,00 TL kira alacağının taraflar arasında sözleşmenin sona erdiği 31.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek merkez bankası reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının, kira bedellerini ihtirazi kayıt koymaksızın tahsil etmek suretiyle; kira ödemesinde 500.000 ton olan kota şartının kaldırıldığını zımnen kabul ettiğini, sahadan çıkarılan malzeme üzerinden kira bedellerinin ödendiğini, maden sahasının davacı tarafından üretime elverişli bir şekilde teslim edilmediğini, müvekkilinin 500.000 ton üretim yapmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmenin 500.000 ton üretim üzerinden kira bedelinin belirlenmesi hükmünün aldatma sebebiyle iptali gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 01.01.2013 başlangıç ve 31.12.2015 bitiş tarihli rodövans kira sözleşmesi döneminde davalı tarafça yapılan imalatın her yıl öngörülen 500.000 tonun altında olduğu anlaşılmakla ödenmesi gereken yıllık kira bedelinin yıllık üretim 500.000 ton kabul edilerek ve davalının bu süre içerisinde ödediği kira bedelleri bu miktardan düşülerek hesaplanması gerektiği, Mahkemece bu esaslar gözetilerek hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve taleple bağlılık ilkeleri uyarınca verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, taraflar arasında kira bedelinin ne şekilde hesaplanıp ödeneceğine ilişkin hükmün açık bir şekilde düzenlendiği, davalı tarafça bu şartın değiştirildiğine ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmediği, davacının da buna ilişkin bir ikrar ve kabulü de olmadığı anlaşılmakla, kota şartına uygun olarak ödenmemiş kira bedellerinin itirazi kayıtsız kabulünün zımnen kota şartının kaldırılması şeklinde yorumlanamayacağı, davalı işletmenin faaliyetlerine devam ettiği, davalının MİGEM yazısı gereği faaliyetini bir dönem sonlandırdığına ilişkin bir beyanının da bulunmadığı, davalının basiretli bir tacir gibi davranması, ileriye yönelik yatırım ve projelerinde gerekli hassasiyet ve özeni göstermesi, kiralama öncesinde basiretli davranarak sözleşme konusu kiralananın durumunu, niteliğini, kullanma amacına uygunluğunu, bu bağlamda işyerinin faaliyete geçirilmesi için gerekli koşulları, kiralanan taşınmazda bahsedilen işin yapılıp yapılamayacağını araştırması gerektiği, bunun yanında davalı tarafından davacıya ayıbın giderilmesi, kira bedelinin indirilmesi, sözleşmenin uyarlanması konusunda bir ihbar veya talepte de bulunulmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 305, 306,307, 357, 358, 360 ıncı maddeleri
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen kanun maddelerinin doğru şekilde uygulandığı, davalı kiracı tarafından kiralananın ayıplı olduğuna dair davacı kiraya verene yapılan bir bildirimin olmadığı, davalı kiracının kiralanı mevcut haliyle benimseyerek sözleşme süresince kullandığı, sözleşmede kararlaştırılan asgari üretim şartına göre belirlenen kira bedelinin davalı kiracı tarafından ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.