Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4189 E. 2024/2679 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun eczaneye kestiği cezai şart ve reçete bedeli alacağının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, önceki bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak inceleme yapılıp karar verildiği, bozma kapsamı dışındaki kısımların kesinleştiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmetmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/325 E., 2023/1165 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen cezai işlemin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ... Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı Kurumun 16.10.2018 tarihli ve 13726031 sayılı yazı ile dava dışı Keman isimli hastaya ait 10.08.2017 tarihli 1PPBIY3 işlem nolu reçetede bir kutu jakavi 15mg Tb yazıldığı halde iki kutu, iki kutu Jakavi 5mg Tb yazıldığı halde dört kutu olarak sisteme işlenerek Kuruma fatura edildiği, benzer şekilde Mustafa isimli hastaya ait 09.08.2017 tarihli 1PPHPG3 işlem nolu reçetede Hirudoid Fort Jel isimli ilacın da iki kutu yazıldığı halde sisteme üç kutu işlenerek fatura edildiği gerekçesiyle 2016 yılı protokolünün (5.3.9.) maddesi gereği bir kez uyarma ile ayrıca 206.786,60 TL cezai şart ile reçete bedeli olan 10.525,46 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsil edileceğinin bildirdiğini, cezai işleme dayanak olarak gösterilen protokolün (5.3.9.) maddesinde gerçeğe aykırı reçete kaydının bilinçli olarak yapılmasının yaptırım sebebi olarak düzenlendiğini, ilgili işlemin sehven yapılması halinde ise yaptırım uygulanmayacağının belirtildiğini, dava konusu kesintiye sebep olayda müvekkilinin kastının olmadığını, davalı Kurumun cezai şart uygulamasının haksız ve usulsüz olduğunu ileri sürerek, cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının 2016 Eczane Protokolünün (5.3.9) maddesi gereği 2 adet reçete nedeniyle 1. kez uyarılmasını ve 206.786,60 TL cezai şart bedelinin tarafından tahsil edilmesini, (4.3.6) maddesi gereği 2 adet reçete ile ilgili olarak işleme konu ilaç bedelleri daha önce reçete kontrol aşamasında ödeme dışı bırakıldığından kalan bedel olan 10.525,46 TL'nin tahsil edilmesinin uygun görüldüğünü, müvekkili Kurum işleminin usul ve kanunlara uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.12.2020 tarihli ve 2019/76 E., 2020/432 K. sayılı ilamıyla; protokolün (5.3.9.) maddesinin uygulanması için olayın meydana gelmesinde davacının kastının ve iştirakinin olması gerektiği halde bu hususta bir kanaate ulaşılamadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı Kurumun davacıya bildirdiği 2 adet reçete nedeniyle 1. kez uyarılmasının ve 206.786,60 TL cezai şartın tahsili işleminin iptaline, 4.3.6 maddesi gereği 2 adet reçete ile ilgili olarak işleme konu ilaç bedelleri olarak 10.525,46 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2022 tarihli ve 2021/1284 E. 2022/2026 K. sayılı kararıyla; somut olayda, davalı Kurum görevlileri tarafından yapılan rutin reçete kontrolleri sırasında cezai işleme konu olan reçete ile ilgili durumun ortaya çıktığı, davacı eczacı tarafından işlemin sehven yapıldığına dair davalı Kuruma yapılan bir bilgilendirme olmadığı gibi, dava konusu işlemin dayanağı olan reçetelerde, reçeteyi düzenleyen doktor tarafından daha az sayıda yazılmasına rağmen reçetede yazılı miktarı aşacak şekilde provizyon sistemine giriş yapıldığının davacının kabulünde de olduğu dikkate alındığında, provizyon sistemine yapılan bu girişin sehven yapıldığından ve 2016 yılı Protokolünün (5.3.9) maddesinde öngörülen koşulların davacı eczacı lehine gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, davacı tarafından taraflar arasındaki protokol hükümlerine aykırı hareket edildiği, davalı kurum işleminin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 12.12.2022 tarihli ve 2022/7628 E., 2022/9333 K. Sayılı ilamla; davacı tarafın sair temyiz itirazları reddedildikten sonra taraflar arasında imzalanan 2016 yılı Eczane Protokolünün (5.3.9.) maddesinin, 2019 yılı ek protokol ile değiştirildiğini, 2020 protokolünün 6.12. maddesinde yer alan “Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez. ” hükmü gereğince bu protokolün dava konusu uyuşmazlığa uygulanması için davacının açık bir talebinin aranmayacağı, dava açmasının bu protokolün uygulanarak bir karar verilmesi için talep kabul edilmesi gerektiği, tarafların tüm delilleri incelenerek, 2020 protokolünün ilgili maddeleri de değerlendirilmek suretiyle ve gerekli görülmesi halinde konusunda uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince 08.05.2023 tarih, 2023/325 E., 2023/1165 K. Sayılı kararla; davalı Kurum görevlileri tarafından yapılan rutin reçete kontrolleri sırasında cezai işleme konu olan reçete ile ilgili durumun ortaya çıktığı, davacı eczacı tarafından işlemin sehven yapıldığına dair davalı Kuruma yapılan bir bilgilendirme olmadığı gibi, dava konusu işlemin dayanağı olan reçetelerde, reçeteyi düzenleyen doktor tarafından daha az sayıda yazılmasına rağmen reçetede yazılı miktarı aşacak şekilde provizyon sistemine giriş yapıldığının davacının kabulünde de olduğu gözetildiğinde, provizyon sistemine yapılan bu girişin sehven yapıldığından ve değişen 2020 yılı Protokolünün (5.3.9) maddesinde öngörülen koşulların davacı eczacı lehine gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, davacı tarafından taraflar arasındaki protokol hükümlerine aykırı hareket edildiği, ancak değişen 2020 yılı Protokolünün (5.3.9) maddesi gereğince cezai şart miktarının reçete bedelinin beş katı olarak belirlenmesi ve bozma kararından sonra yapılan yargılama sırasında alınan 29.03.2023 tarihli ek rapor ile tespit edilen miktarda cezai şartın davacıdan tahsilinin gerektiği, uyarı işlemi ile reçete bedelinin tahsiline ilişkin davalı Kurum işleminin ise değişen 2020 yılı Protokolünün (5.3.9.) maddesi gereğince de yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu Kurum işleminin kısmen iptali ile işlemin 2020 yılı Protokolü hükümlerine göre 1. kez uyarı, 103.393,30 TL cezai şart ve 10.525,46 TL reçete bedelinin tahsiline olarak uygulanmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Protokolün (5.3.9.) maddesinin hem güncel hem de eski halinde, gerçeğe aykırı reçete kaydının kasıtlı olarak yapılmasının yaptırım sebebi olarak sayıldığını, reçete kaydının sehven yapıldığının eczacı tarafından bildirilmesi ve Kurumca yapılacak araştırma ve/veya inceleme sonucunda sehven yapıldığının tespit edilmesi durumunda bu hükmün uygulanmayacağının düzenlendiğini, eczacı tarafından Kurum tespitinden önce bildirim yapılması gerektiğine dair bir şart olmadığını, müvekkilinin Kurumun bildirimi ile sehven kayıt yaptığını fark ettiğini, müvekkili hakkında Protokolün (5.3.9.) maddesinin uygulanması için olayın meydana gelmesinde davacının kastının ve iştirakinin olması gerektiğini, davalı Kurumca müvekkilinin kasıtlı hareket ettiğine dair bir delil sunulmadığını, söz konusu hatalı kaydın tüm önem ve özen gösterilmesine rağmen reçetelerin manuel olarak düzenlenmesi nedeniyle yapıldığını, dava konusu reçetelerin kâğıt reçete olması nedeniyle sistemin uyarı vermediğini, müvekkilinin eczanesinde karşılanan reçete miktarları, cirosu ve eczane sicili dikkate alındığında, 4 kutu ilacı fazla vererek usulsüzlük yaptığının, böylece fahiş tutarlı cezai şart, ilaç bedeli ödeme ve mesleki itibar kaybı riskini göze aldığının düşünülmesinin hayatın olağan akışına aykırılık taşıdığını, provizyon sistemine fazla kaydedilerek davalı Kuruma fatura edilen 4 kutu ilacın teslim edildiğine ilişkin hasta beyanlarının dosyaya sunulduğunu ancak hastaların Mahkemece dinlenmediğini, müvekkilinin fiilinin Protokolün (5.3.9.) maddesine aykırılık teşkil ettiği kabul edilse dahi, Protokol hükmünde yeniden eczacı lehine bir değişiklik yapılması halinde güncel Protokol hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Kurum işleminin mevzuat ve sözleşmeye uygun olduğunu, 2020 protokolünün (6.12.) maddesi gereği tahsil edilmiş cezai şart ve yersiz ödeme tutarlarının geri ödenmeyeceğini, bahse konu 2020 protokolünün uygulanması için yazılı talebin varlığının arandığını ancak davacının yazılı talebinin olmadığını, anılan hükmün kendiliğinden uygulanamayacağını, davacı tarafça dava açılmasının bu talebin varlığına delil teşkil etmeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

06.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

3. Değerlendirme

Bölge Adliye Mahkemesince; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapıldığı, yine ilamda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olmasına göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan fazla alınan temyiz harcının iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.