"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1234 E., 2023/1003 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/368 E., 2021/434 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum tarafından müvekkilinin hakedişinden 760.668,71 TL keyfi kesinti yapıldığını, hastaların bizzat müvekkilinin işletmekte olduğu hastaneye başvurduklarını, avuç içi okuma sistemiyle kayıtlarının alındığını, sonrasında muayene edildiklerini ve tedavilerine başlanıldığını, eş söyleyişle gelen hastalar muayene edilip gerekli tetkik ve tahliller yapıldıktan sonra tedaviye başlanıldığını, epikriz evrakları, reçeteler ve tahlillerin davalı Kurumun Medula ekranına online düştüğünü, bu itibarla davalı tarafça uygulanan cezai işlemin kabul edilemeyeceğini, kesintinin bildirim yapılmadan uygulandığını ileri sürerek; 760.668,71 TL kesinti işleminin iptali ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL yönünden borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş; 23.12.2019 tarihli dilekçe ile davalı Kurumun harçtan muaf olduğunu belirterek, harç yatırmaksızın 760.668,71 TL'ye dava değerini artırarak davanın bu değer üzerinden görülerek karara bağlanmasını; 01.07.2020 tarihli dilekçe ile, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen 647.520,00 TL kesinti tutarının esas alınmasını; 28.04.2021 tarihli dilekçe ile davalı tarafça asıl alacak ve faiz toplamı 1.244.389,10 TL hak edişten kesinti yapıldığını, bilirkişi raporunda belirtilen 248.425,35 TL'nin harcının yatırıldığını, davayı asıl alacak ve bu miktara işletilmiş faizlerin istirdatı olarak artırdıklarını, alacak tahsil edilen faizleri ile belirlendiğinde bu kısma ilişkin de harcın yatırılacağını, kesinti tarihinden itibaren işleyen aynı orandaki faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava değerine göre eksik harcın tamamlanması gerektiğini, kesinti işleminin aylık %5 işlem esas alınarak örnekleme yoluyla incelendiğini, %5'lik işlemlerdeki hataları tespit ederek kesinti işleminin bakiye kısma uygulandığını, davacının örnekleme yoluyla fatura ödemesi yöntemini tercih ettiğini, kesintinin 19.04.2010 tarihli SUT ve mevzuata göre yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda haksız olduğu belirlenen kesintilerin totale yansıması dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça kesilen ve yerinde olmadığı anlaşılan 84.903,09 TL'nin totale yansıması olan 248.425,35 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; 2015 yılı 3. ay, 2016 yılı 3, 5, 6, 12. aylara ilişkin işlemler nedeniyle haksız kesinti toplamının 647.520,00 TL olduğunu, birden çok dönem ve işlemi kapsaması nedeniyle davanın kısmi menfi tespit davası olarak açıldığını, yargılama sırasında haksız işleme konu kesintinin gerçekleştirilmesi üzerine bakiye harç yatırılarak davanın haksız kesintinin istirdatına dönüştürüldüğünü, gerekçeli kararda kısmen kabul kısmen red kararı verildiği halde kısa kararda bu ifadelere yer verilmediğini, asıl olan kısa karar olduğundan hükümden kısmen redde ilişkin kısmın kaldırılması gerektiğini, sunulan ilk ıslah dilekçesi yönünden harç yatırılmadığını, davalı tarafın harç yatırılması gerektiğine dair ısrarlı talebi üzerine 29.01.2021 tarihinde Mahkemece harç eksikliğinin tamamlatılmasına dair ara karar oluşturulduğunu, eş söyleyişle menfi tespit talebine konu miktarın tamamı bakımından harç yatırılmadığından ilk sunulan ıslah dilekçesinin hükme esas alınamayacağını, kısmen redde ilişkin kısımda 760.668,71 TL'nin dikkate alındığını ancak davaya konu kesinti miktarının yargılama sırasında 647.520,00 TL olduğu anlaşılması üzerine dava dilekçesindeki ifadenin sehven yazıldığının belirtildiğini, kısmen red kararı verilebilecekse 647.520,00 TL'nin esas alınması gerektiğini, dosyada iki ıslah dilekçesi bulunmadığını, Mahkemenin ısrarı üzerine sunulan menfi tespit bedel artırım dilekçesi bulunduğunu, 248.425,35TL için harç yatırıldığını, hak edişten kesinti yapıldığından davanın istirdata dönüştürülüğünü, bunun için ıslah şartı bulunmadığını, istirdat dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, yargılama sırasında haksız kesinti 647.520TL için 291.189,99TL işlemiş faiz ve 305,679,11 TL alacağın faizi adı altında toplam 1.244.389,10 TL kesinti yapılmış olup haksız kesinti olarak tespit edilen 248.425,35 TL için ne kadar işlemiş faiz ve alacağın faizi tahsil edildiğinin belirlenmeden eksik hüküm kurulduğunu ileri sürerek, kısmen redde yönelik menfi tespit hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; menfi tespit davasında miktar belirli olduğundan davanın kısmi veya belirsiz olarak açılamayacağını, davada harcın belirtilen miktar üzerinden tamamlatılmasına karar verilmesi gerektiğini, 23.12.2019 tarihli dilekçe ile davacının dava değerini 760.668,71 TL'ye yükselttiğini, bundan sonra 28.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı yeniden ıslah ederek 248.0425,35 TL ve işlemiş faizin istirdatının talep edildiğini, davacının yeni bir ıslah ile davanın türünü ve değerini değiştirmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının ikinci ıslah dilekçesinin hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, heyetteki doktorların kesintilere ilişkin branşlarda uzman olmadıklarını, davacının örnekleme yoluyla fatura ödemesi yöntemini tercih ettiğini, kesintilerin mevzuata uygun olduğunu, davacının faturalardaki ilk inceleyici tarafından belirtilen kesinti nedenlerine itiraz ettiğini, mutabakat komisyonuna sunulan ek bilgi ve belgeler eşliğinde yeniden incelenerek kesintinin devam etmesi gerektiğine karar verildiğini, bu karara hastane yetkilisi hekimin de mutabık kaldığını, komisyon kararına itirazda bulunulmadığı gibi üst komisyon tarafından da kesintilerin tekrardan değerlendirilmesi için başvuruda bulunulmadığını, kuruma ibraz edilmeyen belgenin bilirkişi heyetine nasıl sunulduğunun anlaşılamadığını, maddi hata içeren raporun mevzuat dikkate alınmadan hazırlandığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum tarafından uygulanan cezai şart işleminin haksız olduğunun tespiti ile iptali ve kesinti yapılması nedeniyle kesinti ve faizinin istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu Ek Madde 1
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, davalı Kurumun harçtan muaf olduğu belirtilerek sunulan 23.12.2019 tarihli ıslah dilekçesine göre dava değerinin belirlenmiş olmasına, özellikle hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun kesinti işleminin değişik branşlarda çok sayıda hasta için uygulanan tetkik ve tedaviye ilişkin olmasından dolayı ayrı branşların uzmanlık alanlarından ve her bir hasta değerlendirilmek suretiyle hazırlanmasına ve denetime elverişli bulunmasına ve denetlenebilir olmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.