"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1387 E., 2023/1175 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/180 E., 2020/693 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin daire satımı konusunda davalıyla 19.05.2018 tarihli adi yazılı sözleşmeyi imzaladıklarını, müvekkilinin daire için toplamda 243.500,00 TL ödeme yaptığını, söz konusu inşaat yapılmadığı için müvekkilinin daireyi alamadığını, ödediği bedelin iadesi için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; vaki itirazın iptalini ve lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vasisi; davacının 40.000,00 TL daha ödeme yapması gerekirken bu ödemeyi yapmadığını, ilgili belediyenin inşaatı durdurması üzerine binanın daha sonra yapılabileceğinin beyan edildiğini ancak davacının ödemiş olduğu bedeli geri istediğini, vasisi olduğu davalının davacıya 250.000,00 TL'yi ofiste teslim ettiğini, davalı cezaevine girince davacının fırsattan istifade ederek icra takibi başlattığını, icra takibine yaptıkları itirazın haklı olduğunu ve davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki "Alım-Satım ve Komisyon Anlaşması" başlıklı sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca herkesin verdiğini geri isteyebileceği, davacının davalıya 243.500,00 TL ödeme yaptığının sözleşme ve dekont ile ispat edildiği, bu durumun davalının da kabulünde olduğu, her ne kadar davalı taraf dava konusu bedelin iade edildiği hususunda tanık deliline dayanmış ise de miktar itibari ile bu hususun kesin delille ispat edebileceği, dosyada kesin delil niteliğinde herhangi bir delilin olmadığı, bu nedenlerle davacının ödemiş olduğu 243.500,00 TL'nin tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin asıl alacak yönünden yerinde olduğunun görüldüğü, takip tarihinden önce davalının temerrüde düştüğüne dair bir delil bulunmadığından icra takibindeki işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığının anlaşıldığı, dava konusu alacağın miktarı belirlenebilir olduğu halde davalının haksız şekilde takibe itiraz ettiği anlaşıldığından alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, takibe yapılan itirazın 243.500,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin itirazı iptal edilen bu kısımlar yönünden devamına, 243.500,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesap edilen 48.700,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça 243.500,00 TL asıl alacağa takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yasal faiz oranında temerrüt faizinin davalı taraftan istenebileceğine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı asıl; davacı ile daire satımı konusunda sözleşme yaptıklarını, davacıdan 243.500,00 TL ödeme aldığını, belediyenin durdurması üzerine inşaatın yarım kaldığını, binayı daha sonra yapacaklarını davacıya söylediğini ancak davacının yapmış olduğu ödemeyi geri istediğini, bunun üzerine 250.000,00 TL'yi ofisinde davacıya elden teslim ettiğini, parayı iade ederken yanında dava dışı Hasan Akdeniz, Tacettin Kılıç, İlker Gürleyen ve Murat Yıldırım'ın da hazır olduğunu, kendisinin cezaevinde bulunmasından istifade eden davacının sözleşmeyi ve teminat çekini iade etmediği gibi hakkında icra takibi başlattığını, şimdi tahliye olduğunu, davacıya yapılan ödemeye ilişkin tanıklarının dinlenmesini istemelerine rağmen dinlenmediğini, tanık dinlenebileceğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davalı taraf dava konusu bedelin iade edildiği hususunda tanık deliline dayanmış ise de; miktar itibari ile davalının bu iddiasını kesin bir delille ispat etmesi gerektiği, dosyada bu nitelikte herhangi bir delilin bulunmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 203 üncü maddesinde sayılan senetle ispat zorunluluğunun istisnalarının somut olayda mevcut olmadığının anlaşıldığı, tüm bu nedenlerle davacının ödemiş olduğu 243.500,00 TL'nin tahsili amacıyla başlattığı icra takibinin asıl alacak yönünden yerinde olduğu, takip tarihinden önce davalının temerrüde düştüğüne dair bir delil bulunmadığından icra takibindeki faiz talebinin yerine olmadığı yönündeki Mahkeme kararının da isabetli olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak yapılan ödemenin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 77 ve 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Davaya konu tapulu taşınmazın satışına dair yapılan adi yazılı sözleşme, yukarıda yer verilen kanun maddeleri uyarınca, resmi şekilde yapılmadığından hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. 6098 sayılı Kanun'un 77 nci maddesi uyarınca, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
2. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; temyiz olunan kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davaya konu geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi uyarınca ödenilen satış bedelinin tarafların kabulünde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.