"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1188 E., 2023/1210 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/414 E., 2022/34 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması ve tazminat (konut finansmanı kredi sözleşmesinden kaynaklanan) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, 23.07.2020 tarihinde davalı bankaya konut kredisi için için yaptığı başvurunun onaylandığını ve müvekkilinin bu durumu müteahhit firmaya ilettiğini, müteahhit firmanın da aynı gün içerisinde önceden arazi sahibi ile yapmış olduğu kat temliki sözleşmesine istinaden tapuyu üzerine aldığını, 25.07.2020 tarihinde temlik görmüş yeni tapunun da davalı bankaya iletildiğini, ipoteğe konu dairede kat temliki yapıldığının 5.8.2020 tarihli ekspertiz raporunda da belirtildiğini, 07.08.2020 tarihinde aylık %0,64 faiz oranı üzerinden 373.500,00 TL tutarında konut kredisi için sözleşme imzalandığını ve söz konusu tutarın davacının hesabına blokeli olarak yatırıldığını, kredi sürecinde konutun eskpertiz işlemi yapıldıktan sonra e-ipotek işlemlerini yapması gereken bankanın ihmalkar davrandığını ve banka tarafından kredinin teminatı sağlanmadığından bahisle sözleşmenin haksız yere feshedildiğinin şifahen söylendiğini, bu aşamada konut kredisi faiz oranlarının yükseldiğini, müvekkilinin davalı banka ile sözleşmenin feshinden 12 gün sonra davacının yeniden ekspertiz masrafı ve diğer masrafları yapmak istemediği için % 0,87 oranı üzerinde 300.000,00 TL tutarında konut kredisi için sözleşme imzaladığını, davalı bankaya yeni imzalanan sözleşmenin haksız yere feshedilen sözleşmede belirtilen 0,64 faiz oranına revize edilmesi konusunda gönderilen ihtarnameye olumlu yanıt alınamadığını, davalı bankanın haksız ve tek taraflı fesih sebebiyle müvekkilinin doğan zararının karşılaması gerektiğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının kullanılan 300.000,00 TL kredi için 53.841,33 TL daha fazla tutarda faiz ödemek zorunda kaldığını beyan ederek; müvekkilinin ilk kredi sözleşmesindeki aylık %0,64 oranındaki faiz oranının ikinci kredi sözleşmesine tahvil edilmesini, bu talep kabul edilmediği taktirde davacının müspet zararı olan 53.841,33 TL'nin ve ihtarname masrafı 370,52 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 11.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki talep sonucunu müvekkilden herhangi bir masraf, komisyon vs. alınmaksızın 07.08.2020 tarihli aylık 0,64 faiz oranlı kredi sözleşmesinin aynen ifasına ve ayrıca -davalının, kredi sözleşmesini haksız olarak feshetmesi sebebiyle müvekkilin uğradığı 53.841,33-TL maddi zarar ve ihtarname masrafı 370,52-TL (fiili zarar) olmak üzere toplam 54.211,85-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ilk talepte yer alan maddi tazminatlara 14.08.2020 (fesih) tarihinden itibaren en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının 23.07.2020 tarihinde konut kredisi kullanmak üzere bankaya başvurduğunu, 07.08.2020 tarihinde konut kredisi e-ipotek işlemleri ile birlikte krediye devam edilmek istendiğini ancak kredi başvurusundan sonra 24.07.2020 tarihinde taşınmazdaki malik değişikliği nedeniyle e-ipotek işlemlerinin tamamlanamadığını, konut kredisinin bu sebeple 14.08.2020 tarihinde iptal edildiğini, müşteriye sıfır konut kredisi faiz oranlarının 06.08.2020 tarihi itibariyle 0,87 olduğu bilgisinin verildiğini ve faiz oranı değişikliğini kabul eden müşteriye 19.08.2020 tarihlinde 300.000,00 TL bedelli ve 120 ay vadeli konut kredisinin kullandırıldığını, sözleşmenin ''müşterinin beyanı ve kredi verilme şartları'' başlıklı maddenin 2 nolu kısmında bankaya vereceği bireysel kredi başvuru formundaki ve diğer belgelerdeki bilgilerin doğruluğunu ve bankaca bu bilgilere dayanarak kredi tahsisi yapıldığını kabul ve taahhüt ettiğini, formda verilen bilgilerin doğru olmadığının öğrenilmesi halinde bankanın krediyi kullandırmaktan vazgeçebileceğini, davalı bankaya atfedilebilecek bir kusur veya ihmalin bulunmadığını, davacının başvuru sonrası malik değişmesine rağmen bu bilgileri bankaya iletmediğini ve e-ipotek işleminin gerçekleştirilemediğini, 19.08.2020 tarihli konut kredisi sözleşmesinin davacının serbest iradesine dayalı imzalandığını ve sözleşmede kararlaştırılan faiz oranının davacı tarafından kabul gördüğünü, kaldı ki henüz kredi taksitlerinin tamamı davacı tarafından ödenmediğinden faiz farkından oluşmuş bir zararından bahsetmenin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bankacı bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere konut kredisinin kullandırılacağı taşınmaz maliki değişikliğinin davalı bankaca yaptırılan ekspertiz raporunda gösterilmekle davalı bankanın bilgisi dahilinde olduğu, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmadığı, e-ipotek işlemlerinin davalı banka tarafından süresi içerisinde tamamlanmadığı, karşılaşılan sorunun zamanında araştırılıp giderilmediği, kredi başvurusu sırasında malikin doğru olarak bankaya bildirildiği, başvurudan sonra malik değişikliğinin gerçekleştiği ve bu değişiklikten de bankanın haberdar olduğu, tapu kayıt bilgisinin davalı banka personeli tarafından yanlış girilmesi sebebiyle ipotek işlemlerinin zamanında tamamlanamadığı ve akabinde e-ipotek işlemleri tamamlanmayan konut kredisinin davalı banka tarafından haksız yere feshedildiği, bu sebeple davacının ilk olarak imzaladığı konut kredisi sözleşmesinin aynen ifasına karar verilmesi gerektiği, ek raporun düzenlendiği tarihe kadar ödenmiş bulunan kredi taksitleri nedeniyle davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı faiz farkından kaynaklı 6.281,52 TL tutarında zararının oluştuğu, talep konusu ihtarname masrafının ise yargılama gideri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle "davacının davasının kısmen kabulü ile, davacının 07.08.2020 tarihli aylık 0,64 faiz oranlı kredi sözleşmesinin aynen ifasına yönelik talebinin kabulü ile; davacıdan herhangi bir masraf, komisyon alınmaksızın 07.08.2020 tarihli 0,64 faiz oranlı kredi sözleşmesinin aynen ifasına, davacının tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 6.281,52 TL maddi tazminatın 14.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin sair taleplerin reddine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının satın almak istediği konutun malik bilgilerini konut kredisi başvurusundan farklı olarak ilettiğini, başvuru sonrası malik değişmesine rağmen bu değişikliği bildirmemesi sebebiyle taşınmaz üzerine e-ipotek işlemi gerçekleştirilemediğinden teminatın sağlanamaması neticesinde kredinin kullandırılamadığını, imzalanan konut finansmanı kredisi sözleşmesinin müşterinin beyanı ve kredi verilme şartları başlıklı madde 2 no'lu kısmında yer alan hükmüne göre; müşterinin Bankaya vermiş olduğu bilgi ve belgelerin doğruluğunun teyidi ve Bankaca talep edilen teminatların sağlanması şartıyla kredi kullandırılacağını, bu anlamda; müşterinin satın almak istediği konutun malik bilgilerini konut kredisi başvurusunda farklı olarak iletmesi, başvuru sonrası malikin değişmesine rağmen yeni maliki bildirmemesi nedeniyle taşınmaz üzerine e-ipotek işlemi gerçekleştirilemediğini, teminatın sağlanamaması sebebiyle de kredi kullandırılmadığını, davacının da bir banka çalışanı olduğu düşünüldüğünde yaptığı hatanın faturasının davalı bankaya yüklenemeyeceğini, ayrıca reddedilen kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dilekçesinde terditli olarak ileri sürülen taleplerin kısmi ıslah yoluyla her ikisinin birden istenmesi mümkün olmadığından davacı vekilinin ıslah dilekçesine itibar edilmemesi gerektiği, 07.08.2020 tarihli kredi sözleşmesi haksız yere davalı banka tarafından feshedildiğinden davacının, önceki konut kredisi sözleşmesinde kararlaştırılan daha düşük orandaki faiz oranının uygulanarak sözleşmenin bu haliyle uyarlanması yönündeki talebinin haklı ve yerinde olduğu, davacının muarazanın giderilmesine ilişkin talebi, aynı zamanda 19.08.2020 tarihli konut kredisinde öngörülen faiz ile 07.08.2020 tarihli konut kredisi sözleşmesinde hüküm altına alınan faiz oranı arasındaki fark kadar borçlu olmadığının tespiti istemini de içerdiği, davacının menfi tespit talebinin, yargılama sürecinde ödemeye devam ettiği kredi taksitleri yönünden fazladan ödemek zorunda kaldığı faiz tutarları kadar kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği, buna rağmen mahkemece 19.08.2020 tarihli konut kredisi sözleşmesinin halen taraflar arasında geçerli ve yürürlükte olduğu, sözleşmeye konu kredinin davacıya kullandırılması ve bir kısım kredi taksitlerinin davacı tarafından ödenmesi suretiyle sözleşmenin icra safhasına geçildiği de gözden kaçırılarak 19.08.2020 tarihli sözleşme hakkında olumlu veya olumsuz bir karar da verilmeden haksız bile olsa feshedilerek ortadan kaldırıldığı her iki tarafın kabulünde bulunan 07.08.2020 tarihli sözleşmeye geçerlilik tanıyarak infazda tereddüte meydan verecek şekilde sözleşmenin aynen ifasına karar verilmesinin isabetli görülmediği gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, 19.08.2020 tarihli konut kredisi sözleşmesinin 15.kredi taksidi (bu taksit dahil) ve sonraki taksitlerini aylık % 0,64 oranına göre davacının aylık 3.589,39 TL olarak ödemesi gerektiğinin tespiti ile sözleşmenin bu haliyle uyarlanmasına, davacının 14.kredi taksidi dahil ödediği kredi taksitleri yönünden fazladan ödemek zorunda kaldığı tespit edilen 6.281,52-TL'nin 14.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerinin tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, konut kredisi sözleşmesinden kaynaklı muarazanın giderilmesi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davacı ile davalı banka arasında imzalanan ve sonrasında feshedilen 07.08.2020 tarihli Konut Finansmanı Kredisi Sözleşmesi'nin ''Müşterinin Beyanı ve Kredi Verilme Şartları'' başlıklı 2 nci maddesine göre müşterinin bankaya vereceği Bireysel Kredi Başvuru Formu'ndaki ve diğer belgelerdeki bilgilerin doğruluğunu ve Banka'nın bu bilgilere dayanarak kredi tahsis ettiğini kabul ve taahhüt ettiği, müşterinin Bankaya vermiş olduğu bilgi ve belgelerin doğruluğunun teyidi ve Bankaca talep edilen teminatların sağlanması şartıyla kredi kullandırılacağının hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından 23.07.2020 tarihinde kredi başvuru sırasında sunulan tapu senedinde taşınmazın Behiye Yiğit adına kayıtlı olduğu, ancak Banka tarafından e-ipotek işlemlerinin tamamlanması sırasında krediye konu taşınmaz mülkiyetinin 23.07.2020 tarihli kredi başvurusundan sonra 24.07.2020 tarihinde el değiştirmesi nedeniyle ipotek işlemleri tamamlanamadığından 23.07.2020 tarihli kredi başvurusunun iptal edildiğinin tutanak altına alındığı görülmüştür.
Her ne kadar davacı tarafça Banka tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda tapu malikinin değiştiğinin görüldüğü ve sorumluluğun Bankada olduğu beyan edilmişse de; imzalanan sözleşmedeki şartları kabul eden davacının tapu malikininin kredi başvurusundan sonra değiştiğini bilmesine rağmen bu hususu bankaya bildirdiğini ispatlayamadığı, Bankanın müşterinin kendisine verdiği bilgiler doğrultusunda kredi tahsisini sağlayacağı, Bankaya verilen bilgilerin doğruluğuna ilişkin sorumluluğun davacıda olduğu, davacının sonrasında özgür iradesiyle kredi faiz oranlarının yükseldiğini bilerek 19.08.2020 tarihli sözleşmeyi imzaladığı, ilk sözleşmenin feshedilmesinde davalı Bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.
2. Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.