Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4467 E. 2024/2898 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kooperatifin taşınması sebebiyle davacı kiracının uğradığı kâr kaybı tazminatının miktarı ve hesaplanma yöntemi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamında belirtilen hususlara uygun olarak, davacının kâr kaybını bilirkişi raporuna dayanarak hesapladığı ve raporun denetime elverişli olduğu gözetilerek, davacı vekilinin miktar itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/349 E., 2022/34 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait kamyon garajında bulunan dükkanı, 05.04.2006 tarihli ve yirmi yıl süreli kira sözleşmesi ile lokanta ve çay ocağı olarak kullanmak üzere kiraladığını, Kooperatifin 2009 yılı içerisinde bulunduğu yerden taşındığını, müvekkiline yeni adreste yer verilmediğini, 10.05.2010 tarihli ihtarname ile yeni faaliyet yerinde eski işyeri ile emsal olabilecek nitelikte lokanta olarak işletilebilecek bir işyerinin tahsis edilmesinin bildirildiğini ancak herhangi bir cevap alınamadığını ileri sürerek; kira sözleşmesi devam etmesine rağmen müvekkiline işyeri tahsis edilmemesi nedeniyle oluşan ve halen devam eden maddi zararlarının şimdilik 10.000,00 TL kısmının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 14.04.2011 tarihli ve 2010/339 E., 2011/271 K. sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmede Kooperatifin taşınması halinde yeni taşınılacak olan yerde aynı şartlarla yeni dükkan verileceğine veya kiralanacağına dair özel bir şart olmadığı, ayrıca dosyada taşınma şekli ve tarihi ilgili bir belge de bulunmadığı gerekçesiyle, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 tarihli ve 2012/10482 E., 2013/2262 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında 05.04.2006 başlangıç tarihli ve yirmi yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, davalı kiraya verenin kira sözleşme süresi dolmadan kiralananı başka adrese taşıdığı, davacı kiracının lokanta ve lokal olarak faaliyette bulunduğu kiralanan yeri işletemediği iddiası ile açmış olduğu tazminat davasında uğradığı maddi zararlar konusunda açıklama yaptırılması, delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.06.2015 tarihli ve 2013/347 E., 2015/545 K. sayılı kararla; davacının, kira sözleşmesi kapsamında davalının taşınması sebebiyle uğramış olduğu kazanç kaybının tazminini talep ettiği, davacının mahrum kaldığı kazancın hesaplanması gerekmiş ise de, davacı yanın ticari defterlerinin Mahkemeye ibraz edilemediği, davalının kâr amaçlı olarak söz konusu yeri işletmediği, bu kapsamda herhangi bir gelir elde edilmediğinden davacı yanca mahrum kalınan herhangi bir kazanç kaybı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.03.2017 tarihli ve 2017/1621 E., 2017/2598 K. sayılı ilamıyla; davalı Kooperatifin başka bir adrese taşınması nedeniyle kira sözleşmesinin fiilen sona erdiği, davalıdan kaynaklanan nedenlerle sözleşmenin fiilen sona ermesinde davacı kiracının kusurunun bulunmadığı, bu nedenle davacının yoksun kaldığı kazanç kaybını istemekte haklı olduğu, ancak Mahkemece kâr kaybı hesabı yapılırken davacı kiracının, dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği hususu bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süre ile sınırlı olarak kâr kaybı alacağına hükmedilmesi gerektiği, bu zarar kiralanan işyerinden tespit edilemiyorsa, bu durumda aynı özelliklere sahip benzer işletmelerin gelir–gider durumlarının vergi dairesi, esnaf odası, ticaret odası ve benzeri resmi kurumlardan araştırılıp, benzer işyerlerinin muhtemel cirosu, kâr oranı, işletme giderlerinin ciroya oranına ilişkin ayrıntılı bilgiler toplandıktan sonra bilirkişi marifeti ile bu veriler değerlendirilerek muhtemel aylık kârı tespit edilmek suretiyle, dava konusu aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazın aynı şartlarda kiralanabileceği makul süre ile sınırlı olarak kâr kaybına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının talep edebileceği kar kaybının 6 aylık süre ve aylık ortalama 462,80 TL olacağı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 2.776,80 TL kazanç kaybı tazminatının 13.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; belirlenen süre ve muhtemel aylık kâr tespitinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazları sonucu aldırılan ikinci raporda da aynı veriler üzerinden değerlendirme yapıldığını, kaldı ki vergi dairelerine yapılan kâr bildirimlerinin düşük gelir vergisi ödemek için gerçek kârın altında yapıldığının bilinen bir gerçek olduğunu, müvekkilinin 2009 yılı için bildirdiği kazançtan dahi daha düşük bir emsal ortalamasının alınmasının dosya kapsamına uygun olmadığını, yine makul süre belirlemesinin neye göre yapıldığının ve hangi kıstasların kullanıldığının belirtilmediğini, bu bakımdan bilirkişi raporunun denetime elverişsiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erken tahliye nedeniyle kâr kaybı tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 96 ve 249 uncu maddeleri,

2. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3. Değerlendirme

Mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.