Logo

3. Hukuk Dairesi2023/446 E. 2023/2549 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı hastanenin tıbbi uygulama kusuru nedeniyle davacının annesinin ölümüne sebebiyet verip vermediği ve buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Adli Tıp Kurumu raporunda davacının annesinin ölümü ile davalı hastanede uygulanan tedavi arasında illiyet bağı bulunmadığının tespit edilmesi ve davalı hastanenin kusurlu olmadığının anlaşılması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1893 E., 2022/1752 K.

DAVA TARİHİ : 10.03.2017

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/102 E., 2021/224 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, annesinin 25.06.2016 tarihinde davalı şirketin işletmekte olduğu hastaneye başvurduğunu, hastanede uygulanan yanlış ve eksik tedaviler neticesinde annesinin ızdırap yaşadığını, gerek annesinin gerekse kendisinin psikolojik olarak çöküntüye uğradığını, söylenen hiçbir uyarıya hastane çalışanlarınca uyulmadığını, doktora hastanın geçmişi ile ilgili bilgi verilmesine rağmen gereğinin yapılmadığını, hasta annesine yanlış ilaç verilmesi sebebi ile alerjisi başlayan hastanın nefes darlığı çektiğini, tüm vücudunun

kızardığını, uygulanan ilaç tedavisinin hasta defterine bile yazılmadığını, daha sonra ameliyattan vazgeçilip başka tedaviler ile iyileştirilmeye çalışıldığını ancak hiçbir tedavi uygulanmadan hastaneden ayrıldığını ve dava dışı hastanede tedavisi devam ederken vefat ettiğini, ölüme davalı şirket hastanesinin eksik ve yanlış tedavilerinin sebebiyet verdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL manevi tazminat ile şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı şirket, kendilerine ait hastanede uygulanan tedavinin yerinde olduğunu yapılan teşhis ve tedavide herhangi bir eksik ve ayıplı hizmet bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yargılama aşamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre, davalı hastanenin ve hastanede çalışan doktorların koyduğu teşhis ve tedavi ile davacının annesinin ölümü arasında doğrudan illiyet bağının bulunmadığının bildirilmiş olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı, davalı hastanenin özen yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hastanın ölümüne sebep olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve aldırılan denetime elverişli adli tıp kurumu raporunda davalı hastanede yapılan tedavinin doğru olduğu ve yine yapılan tedavi ile dava dışı ...'nun ölümü arasında illiyet bağı olmadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı, dava dilekçesi, yargılama aşamasındaki beyanları ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak, davalının işlettiği hastanenin annesinin ölümüne sebebiyet verdiğini, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı hastane tarafından vekalet akdinin gereği gibi ifa edilmediği gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi şu şekildedir;

“Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.

Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.

Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”

2. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası;

''İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.'',

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller başlıklı 266 ncı maddesi şu şekildedir;

“(1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. (Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. (Ek cümle: 3/11/2016-6754/49 md.) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.”

3.Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, mütevaffanın ölümü ile davalı hastanede uygulanan tedavi arasında illiyet bağının bulunmadığının tespit edilmiş olmasına göre, davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğundan davacıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle ;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.