Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4480 E. 2024/3266 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı SGK tarafından davacı eczacıya uygulanan cezai şart, uyarı, reçete bedelinin tahsili ve fesih işleminin iptali istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2016 yılı protokol hükümlerinin eksik değerlendirilmesi, reçete bedelleri konusunda bir değerlendirme yapılmaması, bazı delillerin dikkate alınmaması ve eksik inceleme nedeniyle usul ve kanuna aykırı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/328 E., 2023/1368 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/102 E., 2021/242 K.

araflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili eczacının imzalandığı protokolün davalı Kurumca 21.03.2011 tarihli karar ile iki yıl süre ile feshedildiğini ve hakkında protokol hükümleri gereği 650.000,00 TL tutarında cezai şart uygulandığını, ancak Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/35024 sayılı dosyası ile soruşturmaya konu reçete sahibi hastaların tamamının tanık sıfatı ile ifadelerinin alındığını, hastaların tamamının doktora gittiklerini, reçeteleri bizzat yazdırdıklarını, ilaçların tamamını eczaneden aldıklarını ve reçete arkasındaki imzaların kendilerine ya da bir yakınlarına ait olduğunu beyan ederek müvekkili eczacıdan şikayetçi olmadıklarını beyan ederek; sözleşmenin feshine ilişkin verilmiş olan fesih ve cezai şart kararının iptaline, olmadığı takdirde aşırı olan 650.105,61 TL cezai şartın indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; kurum işlemlerinin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2013/93 E., 2018/8 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile davalı Kurum tarafından davacı eczacı hakkında düzenlenmiş olan 21.03.2011 tarihli cezai işlemin kısmen iptali ile toplam 650.105,61 TL para cezasından 69.974,69 TL'lik kısmın haklı ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu sonucuna varılarak geri kalan 580.130,92 TL'lik kısmının (para cezasının) ve sözleşmenin iki yıl süre ile feshi ve sözleşmenin (6.3.12) maddesi gereği eczanenin yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısımlarının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği; taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 12.03.2020 tarihli ve 2018/1290 E., 2020/534 K., sayılı kararıyla; Mahkemece davalı Kurumun denetimi sırasında ifadesine başvurulan hastalar veya yakınları dinlendikten ve gerektiğinde soruşturma aşamasında verdikleri ifadelerindeki çelişkiler giderildikten sonra, ceza dosyasında beyanları alınan hastalar ve reçeteler de göz önüne alınarak, her bir kurum işlemi tek tek değerlendirilerek dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, ayrıca 01.04.2016 tarihinde imzalanan 2016 yılı Protokol hükümlerinin tamamının da değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamanın yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; müfettiş raporunda yer alan hastaların listesinin davalı SGK'dan istenildiği, buna göre bir kısım hasta yakınının vefat ettiği, bir kısmının ise farklı illerde bulunması sebebi ile 5 kişinin isminin Mahkemeye takdiri olarak bildirildiği, bu kişilerin dinlenildiği, akabinde ek rapor alınması için dosyanın tekrardan bilirkişiye tevdi edildiği, alınan denetime elverişli bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulü ile davalı kurum tarafından davacı eczacı hakkında düzenlenmiş olan cezai işlemin kısmen iptali ile toplam 650.105,61 TL para cezasından 52.939,05 TL'lik kısmın haklı ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu sonucuna varılarak geri kalan ‭597.166,56 TL'lik kısmının (para cezasının) ve sözleşmenin iki yıl süre ile feshi ve sözleşmenin (6.3.12) maddesi gereği eczanenin yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısımlarının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 52.939,05 TL para cezası uygulanması ve sözleşmenin (6.3.3) ve (6.3.10) maddelerine göre eczanenin yazılı olarak uyarılmasına ilişkin cezai işlemin yerinde olduğuna karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; eksik harcın tamamlattırılması ve vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesi, ayrıca davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı SGK vekili; bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, soruşturma neticesinde eylemlerin sabit görüldüğünü, Kurum işleminin sözleşme ve yasal düzenlemelere uygun olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararında belirtilen eksikliklerin Mahkemece gereğince irdelenmediğini, yargılama safahatında alınan bilirkişi raporunun da keza olayı aydınlatmaktan uzak olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, Mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli olduğu, kaldırma kararının gereklerinin Mahkemece yerine getirildiği, yapılan değerlendirmelerin karardan sonra yürürlüğe giren 2016 ve 2020 Eczaneler Birliği Protokollerine uygun olduğu, davacı tarafça maktu harç yatırılmış olup dava kabul edilmiş olduğundan davacı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin karar tarihinde geçerli olan AAÜT'ne göre maktu vekalet ücreti olarak belirlenmesi gerektiği, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince davalı Kurum tarafından davacı eczacıya uygulanan cezai şart, uyarı, reçete bedelinin tahsili ve fesh işleminin iptali, olmadığı taktirde cezai şart bedelinin indirilmesine istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2011 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün ve 2016 yılı Protokolünün ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında düzenlenen 2011 yılı Protokolünün (6.3.3.) maddesi gereği uygulanan cezai şart bedelinden bir kısım hastalar veya hasta yakınlarının reçeteleri almadıklarını, reçete arkasındaki imzaların kendilerine ait olmadıklarını beyan etmeleri nedeniyle bu hastalar yönünden 2016 yılı Protokolünün lehe hükümleri de değerlendirilmek suretiyle 52.939,05 TL tutarındaki cezai şart uygulanmasını yerinde olduğu değerlendirilmişse de, cezai şarta konu reçete bedeli olan 10.587,81 TL'nin iadesinin de SGK tarafından talep edildiği ve bu reçete bedelleri yönünden de Kurumca uygulanan işlemin yerinde olduğunun tespitine ve davacının bu bedel yönünden talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, reçete bedelleri konusunda olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadan talebin kabulüne karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.

2.Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalanan 2011 yılı Protokolünün (6.3.10.) maddesi gereği cezai şart ihdas olunan 38 adet reçeteden, 10 adet reçeteye ilişkin işlemin yerinde olduğu belirtilmiş olup, kaldırma kararı sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan ek raporda, 2011 yılı Protokolünün (6.3.10.) maddesinin, 2016 yılı Protokolünde karşılığının (5.3.5.) maddesi olduğu belirtilmiş ancak bu reçeteler yönünden uygulanan cezai şart ve reçete bedelleri yönünden 2016 yılı Protokolü hükümleri gereği herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması da doğru görülmemiştir.

3.Öte yandan, Dairemizin kökleşmiş içtihatları doğrultusunda, Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararında 2016 yılı Protokol hükümlerinin lehe hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiği de belirtilmiş olup, hükme esas alınan raporda, cezai şarta konu olan maddelerin 2016 yılı Protokolünde hangi maddelere karşılık geldiği, bir kısım maddeler yönünden 2016 yılı Protokolünde karşılıklarının bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilmemiştir. Buna göre hükme esas alınan rapor denetime elverişli değildir.

4.Sonuç olarak; cezai şarta konu olan maddelerin 2016 yılı Protokolünde hangi maddelere karşılık geldiği, bir kısım maddeler yönünden 2016 yılı Protokolünde karşılıklarının bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirilmemesi, her ne kadar bir kısım reçete sahibi ya da yakınının vefat etmiş olması nedeniyle dinlenemediği kabul edilmişse de, bu hasta veya hasta yakınlarının SGK müfettiş raporuna ve Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/423 Esas sayılı dosyasına yansıyan beyanları ve soruşturma dosyasında reçete arkasında yer alan imzaların incelenmesi için alınan bilirkişi raporları da dikkate alınarak, dosyada yer alan tüm delillerin bir arada değerlendirilmesi için rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.