Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4493 E. 2024/2601 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaleten satılan taşınmazın satış bedeli için vekile verilen adi senede dayalı alacak davasının açılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vekil sıfatıyla satmış olduğu taşınmazların bedeli için asıl malik tarafından açılan davanın kabul edildiği ve davacının ancak o davada hükmedilen tutarı ödemesi halinde davalılara karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talepte bulunabileceği gözetilerek, davacının hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/432 E., 2023/1444 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/323 E., 2022/377 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkiline dava dışı ... tarafından taşınmaz satışı için 11.10.2016 tarihinde vekaletname verildiğini, bu vekaletnameye dayanarak 06.12.2016 tarihinde davalı ...Ltd. Şti.'ye iki adet taşınmazın satışının gerçekleştirildiğini, taşınmaz satış bedelinin 500.000,00 TL'lik kısmı için davalı şirket tarafından 20.12.2016 vade tarihli bono düzenlendiğini, işbu bonoya davalı ...'ın kefil olarak imza attığını, bononun düzenleme tarihinin kasti olarak 06.12.2026 olarak yazılması üzerine davalı ...'ın sehven yaptığını söylediği bu hatayı düzelttiğini ancak bononun paraflanmadığını, bononun vade tarihi geçtikten sonra müvekkili tarafından takip başlatılması üzerine davalıların İcra Hukuk Mahkemesinde icra takibine itiraz ettiklerini, Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/21 E., 2017/177 K. sayılı ilamıyla, senetteki tahrifat öncesi tanzim tarihinin vade tarihinden sonrasına ilişkin olduğu belirlendiğinden ve bu hali ile de senet kambiyo vasfını kaybedeceğinden borçlulara karşı yürütülen takibin iptaline karar verildiğini, her ne kadar bono kambiyo vasfını yitirmişse de müvekkilinin alacağının devam ettiğini, kambiyo senedi vasfını kaybeden bononun adi borç senedi niteliğinde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili tarafından davalı şirkete satılan taşınmazlardan satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle taşınmazın satışının yapıldığı 06.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik kısmi olarak 50.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını, kendisinin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı yanın iddia ettiği alacak miktarının dilekçesinde belli olduğunu ve davanın belirsiz ya da kısmi olarak açılamayacağını, alacak tutarının tamamı üzerinden davanın harçlandırılması gerektiğini, davacının alacağını tanıkla ispatlayamayacağını, tanık dinletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı ... tarafından Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E. sayılı dosyası ile davalılar ..., .... Tic. Ltd. Şti. ve ...'ya karşı tapu iptali, tescil ve terditli olarak satış bedeline ilişkin itirazın iptali davasının açıldığı, Mahkemece itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiği ve kararın kesinleşmediğinin görüldüğü, eldeki davada davacının bonoya ilişkin talepte bulunduğu, bonodaki borç ilişkisinin taşınmazların bedelinden kaynaklandığı, somut olayda davacının vekalet akdi nedeniyle satış bedelinin kendisinden istenildiğini ileri sürmüş ise de, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E., 2022/17 K. sayılı kararında satış bedeli için ilamsız takibin devamına karar verildiği ancak kararın kesinleşmediği gibi davacı tarafından ...'a taşınmazların bedeli ile ilgili bir ödemenin yapıldığına dair dosyaya bilgi ve belgenin sunulmadığı, davacının şu an için bono bedellerini satıcı ve kefilden talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/93 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının doğru olmadığını, müvekkilinin alacağının zamanaşımına uğrama ihtimali olduğundan davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili satış bedelini almaya yetkili kişi olduğundan satış bedelinden dava dışı ...'a karşı sorumlu olduğunu, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/93 E. sayılı dosyasında verilen karar ile müvekkilinin davalı şirkete satılan taşınmazların satış bedellerinin ödenmemesinden sorumlu tutulduğunu, müvekkiline vekalet görevinin ihmal sureti ile kötüye kullanılmasından kaynaklı doğan zararın tazmini için dava açıldığını, taraflarınca açılan davanın ise satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklı alacak davası olduğunu, müvekkili tarafından davalılar hakkında resmi evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunulduğunu ve işbu soruşturmanın derdest olduğunu, soruşturma sonucu dava açılması halinde Mahkemece tespit edilecek maddi vakıalar işbu davalarındaki iddiaları ile bağlantılı olduğundan soruşturma sonucunun da beklenmesi gerektiğini belirterek, kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava, kambiyo vasfını kaybetmiş adi senede dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olmakla birlikte, senedin davacının vekil sıfatıyla satmış olduğu iki adet taşınmazın satış bedeline karşılık verildiğinin davacının kabulünde olduğu, ne var ki davacının vekili olduğu yani taşınmazların gerçek satıcısı dava dışı ... tarafından da işbu davadan önce dosya taraflarına karşı taşınmaz bedellerinin tahsili istemiyle bir dava açıldığı ve o davada söz konusu senet de delil olarak kabul edilip davanın kabulüne karar verildiği, davacı ancak o davada hükmedilen tutarı ödemesi halinde davalılara karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak talepte bulunabileceğinden, böyle bir ödemede bulunmadan aynı temel ilişkiye dayanarak bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, davalı ...'ın kefil olduğu ve tahrifat yaptığı bonolara konu taşınmazları daha sonra kendi mülkiyetine geçirdiğini, bu durumun kötü niyetin varlığını ortaya koyduğunu, bu yolla taşınmazları bedelsiz olarak kazandığını ve icra takibi sürecinde tüm malvarlığını kaçırarak haciz tehdidini ortadan kaldırdığını, bilahare davalı şirketin ödemede aciz durumda olması ve davalı ...'ın malvarlığının bulunmaması nedenleriyle müvekkilinin malvarlığına haciz işleminin uygulandığını belirterek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; vekaleten satışı yapılan taşınmazın satış bedeli nedeniyle vekile verilen adi senede dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 114/ 1-h ve 115 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere, dava(yargılama) şartları denir. 6100 sayılı Kanun'un 114/1-h maddesi gereği davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Dava açmakta hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, Mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir Mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez.(Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).

2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının, vekili olduğu dava dışı ... tarafından işbu dosya taraflarına karşı taşınmaz bedellerinin tahsili istemiyle açılan davanın kabulüne karar verildiği, davacının ancak o davada hükmedilen tutarı ödemesi halinde davalılara karşı talepte bulunabileceği, böyle bir ödemede bulunulmadan aynı temel ilişkiye dayanarak bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.