"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2000 E., 2023/1522 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/2559 E., 2021/1095 K.
Taraflar arasındaki kefalet akdinin geçersizliğinin tespiti, menfi tespit, icra takiplerinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin, dava dışı şirketin yetkilisi sıfatıyla davalıya ait okul binasını, 01.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, eğitim döneminde yeterli öğrenci toplanamaması ve kira bedelinin çok yüksek olması nedeniyle kira bedeli ödemesinin aksadığını, şirketin diğer ortağı ile yaşanan anlaşmazlık sonrasında müvekkilinin payını devrederek 2016 yılında şirketten ayrıldığını, davalı tarafça kira bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkilinin de borçlu olarak aralarında bulunduğu 3 ayrı icra takibi başlatıldığını, sözleşmenin 16. maddesinde kefalete ilişkin yer alan düzenlemenin geçersiz olduğunu ileri sürerek; takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptaline ve kötüniyetli hareket eden davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava harcının eksik ödendiğini, davacının dava dışı kiracı şirketin yetkilisi ve müdürü olduğunu, borca şahsen kefil olmaları gözetilerek sözleşmenin imzalandığını, davacının takibe itiraz etmeyerek kesinleşen takiplerdeki borcu kabul ettiğini, tazminat talebi koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu kira sözleşmesinde, kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olduğuna ilişkin açıklamalar kefilin el yazısı ile belirtilmediğinden, yasal şekle uygun verilen bir kefaletin söz konusu olmadığı, davacının borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davacının 01.09.2014 tarihli kira sözleşmesindeki kefaletinin geçersiz olduğunun tespiti ile Ankara 25 İcra Müdürlüğünün 2016/7036, 2016/13969 ve 2016/22482 sayılı dosyalarında davacının borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının basiretli tacir gibi davranmadığını, haklarını kullanırken iyiniyetli olmadığını, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, takiplerin kesinleşmesi üzerinden üç yıl süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, davacının takibe itiraz etmemesi nedeniyle yargılamaya kendisinin sebep olduğunu, hem şirket yetkilisi hem de kefil olarak sözleşmede imzası bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesinde menfi tespit davası açılması için bir sürenin öngörülmediği, borç ödeninceye kadar her zaman menfi tespit davası açılabileceği, takip dosyalarına davacı kefil tarafından borca karşılık yapılan ödeme bulunmadığından açılan davanın süresinde olduğu, sözleşmede kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsilen kefil olduğuna ilişkin açıklamalar kefilin el yazısı ile belirtilmediğinden yasal şekle uygun verilen bir kefaletin söz konusu olmadığı, Mahkemece davacı kefil hakkında yapılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinde ve dava kabul edildiğine göre harç ve yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinde kefalete ilişkin bölümde imza tarihinde yürürlükte olan mevzuatta öngörülen şekil şartına uyulup uyulmadığı, buna bağlı olarak kefaletin geçerli olup olmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 12 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 583 ve 603 üncü maddeleri,
2. 2004 sayılı Kanun'un 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, aleyhinde icra takibi başlatıldıktan sonra hukuki yararı olan borçlu tarafından menfi tespit davasının her zaman açılabilecek olmasına, borcun ödenmediğinin taraf beyanları ile sabit olduğuna takiplere dayanak yapılan 01.09.2014 tarihli kira sözleşmesini davacının kefil sıfatı ile imzalamasına, 6098 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin ikinci fıkrası atfıyla aynı Kanun'un 583 üncü maddesinde kefalet sözleşmesi için öngörülen şeklin geçerlilik şekli olmasına, dava konusu kira sözleşmelerinde kiracı lehine olan kefalette kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ile müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girildiğinin kefilin el yazısı ile belirtilmemesi sebebiyle kefaletin hükümsüz olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.