Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4554 E. 2024/4089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının davacıya yaptığı havalenin borç iadesi mi yoksa ödünç para mı olduğu hususunda yaşanan ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemiyle açtığı menfi tespit davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından davacıya gönderilen havalede dekont açıklamasında "borç olarak verilen" ifadesinin yer alması ve davacının aksini ispatlayamaması gözetilerek, davacıya ödünç para verildiği kabul edilmiş ve yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1983 E., 2023/2086 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/281 E., 2022/162 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının sahibi olduğu 82.500 adet hisse senedini 26.01.2018 tarihinde müşterisi olduğu bankaya talimat vererek davalıya belirli bir süre kullanması ve daha sonra satışını yapıp kendisine geri göndermesi amacıyla borç olarak verdiğini, davalının bu sebeple 12.02.2018 tarihinde davacıya "borç geri iadesidir" açıklamasıyla 100.000,00 TL, aynı gün 5 saat sonra bu kez "borç" açıklamasıyla 425.995,00 TL, 19.02.2018 tarihinde "borç iadesidir" açıklamasıyla 80.000,00 TL gönderdiğini, davacının davalıdan alacaklı olduğunu, ancak davalı tarafından aleyhine 12.02.2018 tarihli 425.995,00 TL'ye ilişkin banka dekontuna dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, takibin haberi olmaksızın kesinleştiğini ve haciz işlemleri uygulandığını, aynı gün 5 saat önce ve 7 gün sonra borç iadesi yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca davalının ortak olduğu şirketin 10.000.000,00 TL'nin üzerinde borcu olup çeklerini ödemeyecek hale geldiğinden 31.05.2018 tarihinde borca batık duruma geldiğini, bu durumda bulunan bir şirketin ortağı olan davalının davacıya takip konusu tutarda borç veremeyeceğini ileri sürerek; davacının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalı aleyhine üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacıya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içerisinde bulunan Denizbanka ait 12.02.2018 tarihli dekont doğrultusunda davalı tarafından davacının hesabına 425.995,00 TL tutarında "borç olarak verilen" açıklaması ile havale yapıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı ancak 07.04.2022 tarihli celsede karşı tarafı yemine davet etmeyeceklerini beyan ettiği, dosya içeriği ve mevcut belgelerle davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının davalıya borçlu olmadığını, aksine borç verdiği davalı tarafından havale yoluyla gönderilen tutarların davacının kendi parası olduğu, davalı tarafından havalede kötü niyetli olarak borç açıklaması yapıldığını, yapılan havalelerin zaman itibariyle hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 6 haftalık süre beklenmeden takip yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu dekontta yer alan açıklama kapsamında davalı tarafından 425.995,00 TL'nin davacıya borç olarak gönderildiğinin ispat edildiği, bunun aksinin davacı tarafından ispat edilemediği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 392 inci maddesinde yer alan "ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir." ibaresinden, alacaklının ödünç verdiği şey için dava açması ya da takip başlatması için ilk önce istemde bulunması, sonrasında altı hafta beklemesi gerektiğinin anlaşılmayacağı, bu ibarenin yalnızca temerrütün oluşması ve dolayısıyla faiz talep edilebilmesi için istemin üzerinden altı hafta geçmesi gerektiğini vurguladığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ödünç verilen paranın iadesi iddiasıyla başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi,

2. 6098 sayılı Kanun'un 379 ve devamı maddeleri,

3. Dairemizin 03.10.2023 tarihli ve 2023/828 E., 2023/2465 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda kararda belirtilen gerekçeye, davalı tarafından aynı gün içinde ve farklı günde gönderilen havalelerde yapılan açıklamalar farklı olmakla uyuşmazlık konusu havale açıklamasında yer alan "borç olarak verilen" ifadesi kapsamında davalı tarafından davacıya ödünç para verildiğinin anlaşıldığı, aksinin davacı tarafından ispat edilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.