"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/62 E., 2023/134 K.
Taraflar arasında karşılıklı görülen tazminat ve sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili müvekkilinin, davalı vakfın maliki olduğu taşınmazı 13.03.2008 tarihli ve 21 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladığını, sözleşmeye göre taşınmazın 15.06.2008 günü teslim edilmesi gerektiği halde belirlenen sürede teslimin gerçekleşmediğini, daha sonra teslim süresinin 20.07.2008 tarihine kadar uzatıldığını ancak yine sonuç alınamadığını, öğrenci yurdu olarak kullanılması planlanan taşınmazın işletilememesi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, geç teslim nedeniyle oluşan zararının tespiti ile şimdilik 200.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 04.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 359.640,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalılar vekili; talep edilen zarardan vakıf yöneticilerinin şahsi sorumlulukları bulunmadığından haklarında açılan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın kira sözleşmesinin bağlayıcı hükümlerine aykırı olduğunu, vakfı bağlayan hiçbir hukuki sorumluluğun olmadığını, sözleşmenin yetkisiz kişilerle imzalandığını ve geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise; yetkisiz kişilerce imzalanan dava konusu sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.01.2011 tarihli ve 2008/470 E., 2011/6 K. sayılı kararıyla; davanın kira sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Biga Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 31.10.2011 tarihli ve 2011/7273 E., 2011/15702 K. sayılı ilamıyla; dava değeri gözetilerek Mahkemenin görevli olduğu ve işin esasının incelenmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; anılan kira sözleşmesindeki imzaların incelenmesi neticesinde yetkili üyelerin sözleşmeyi imza ettiği ve herhangi bir mutlak muvazaa durumunun dosya içeriğinde tespit edilemediği, nitekim sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitinin talep edildiği Biga Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/142 E. sayılı dava dosyasında da bu talebin reddedilip kanun yolu incelemesi sonrasında kesinleştiği, bu bakımdan sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmenin ilgili maddelerinde temerrüt durumunda dostane çözüm yolları öne sürüldüğü, bunun haricinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 112 vd maddelerinde düzenlenen temerrüt durumunda uygulanacak hükümlere ilişkin, davacının keşide ettiği ihtarnamelerin aralarındaki sözleşmeye aykırılık arz etmediği, bu bakımdan davacının, 6098 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinde yer alan seçimlik hakları kullanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, buna göre yapılan keşif ve alınan rapor sonucunda binanın henüz teslim edilmediği, davalının ifa yükümlülüğünü yerine getirmediği, sözleşme gereğince davacının ifadan sağlayacağı yararın öğrenci yurdu olarak binayı kullanmak olduğu, bu bakımdan dosyaya sunulan proje ve binanın niteliği itibari ile alacağı öğrenci sayısı bakımından yurt kapasitesinin belirlendiği, böylelikle 09.02.2016 tarihli son bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenebilir zararın 359.640,00 TL olduğu, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı tazmin talebinde müteselsil sorumluluğu talep edilen Bisev Vakfının yönetim kurulu üyeleri olan davalı gerçek kişiler bakımından; şahsi sorumluluklarının bulunmaması ve vakfın tüzel kişiliği dikkate alınarak davanın husumet nedeniyle reddi gerekeceği, karşı dava dilekçesinin ise yasal cevap süresi içerisinde sunulmadığından karşı davanın açılmamış sayılması gerektiğinden bahisle; asıl davanın davalı ... yönünden kabulü ile 359.640,00 TL'nin davalıdan tahsiline, davalı ... dışındaki davalılar bakımından davanın reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde bir kısım davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... mirasçıları .......,.......,......,ve ......... vekili; murisleri davalı/karşı davacı ........,'in mirasını reddetmelerine rağmen Mahkemece bu konuda işlem yapılmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı/karşı davacı ... vekili; tarafınca usulüne uygun olarak açılmış ve harcı ödenmiş bir dava bulunmadığını, bu nedenle aleyhinde karşı vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, yine asıl davada dahili davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı/karşı davacı ... ve İhsan vekilleri; ayrı ayrı verdikleri dilekçeler ile karşı davada aleyhlerinde hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
4. Davalı/karşı davacı Vakıf vekili; davaya konu kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu, aksinin kabulü halinde dahi davacı/karşı davalının kira ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeden kendi kusuruna dayalı olarak kar kaybı talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, kiralananın niteliğinin yaşlı bakım ve huzur evi olup öğrenci yurdu olarak kullanılmasının imkansız olduğunu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu gibi somut verilere dayanmadan hazırlandığını, makul süre hesaplanmadan bir yıllık kar kaybının tamamına hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada kiralananın geç teslimi nedeniyle oluşan tazminat, karşı dava ise sözleşmenin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 20, 96, 106 ve 249 uncu maddeleri.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dava, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) döneminde açılmış olup, o dönemde belirsiz alacak davası bulunmadığından, davanın kısmi dava hükümlerine tabi olduğu tartışmasızdır.
2. Taraflar arasında 13.03.2008 tarihinde imzalanan, 01.09.2008 başlangıç tarihli ve yirmi bir yıl süreli kira sözleşmesi ile; kiralananın konferans ve düğün salonu, otel, motel, öğrenci yurdu, pansiyon ve spor tesisi olarak kullanılacağı, aylık 5.105,00 TL+KDV olarak belirlenen kira bedelinin 30.03.2008 tarihinden itibaren ödeneceği ve kiralananın 15.06.2008 tarihinde kiracıya teslim edileceği hususları kararlaştırılmıştır.
3. Kiralananın sözleşme ile kararlaştırılan tarihte davacı kiracıya teslim edilmemesi üzerine, kiracı tarafından keşide edilen 24.06.2008 ve 09.07.2008 tarihli ihtarnameler ile kiralananın tesliminin talep edildiği, verilen sürelere rağmen teslim hususunun gerçekleşmemesi üzerine bu defa 07.08.2008 tarihinde açılan dava ile kiralananın tesliminin dava edildiği ve neticede 06.11.2014 tarihinde kesinleşen Biga Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/142 E., 2012/332 K. sayılı kararı ile kiralananın kiracıya teslimine karar verildiği anlaşılmaktadır.
4. Davacı kiracı tarafından talep edilen tazminat, müspet zarar kapsamında kiralanan taşınmazın kendisine geç teslim edilmesi nedeniyle uğranılan kar kaybı zararının tazminine ilişkin olup, davalı kiraya veren vakıf, kiralananı 818 sayılı Kanun'un 249 uncu maddesi gereğince kullanıma hazır halde teslim etme yükümlülüğünü zamanında yerine getirmediğinden, kiracının 818 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinde yazılı seçimlik haklarından aynen ifa ve gecikme tazminatı talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
5. Gecikme tazminatı ifa davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava konusu da yapılabilir. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ifa için uygun bir süre verilmesi gerekir ise de, somut uyuşmazlıkta kiralananın teslim tarihi belli bir vadeye bağlanmış ve kiraya veren teslimi garanti etmiş olmakla, teslim yükümlüğünü yerine getirmeyen davalı kiraya verenin kusurlu olduğu, bu nedenle kiracının genel hükümlere göre dava tarihinden itibaren ileriye etkili gecikme tazminatı talep edebileceği ve bu tazminatın temerrüt tarihinden aynen ifaya kadar geçen döneme ilişkin zararı kapsadığının kabulü gerekir. Nitekim davacı kiracı aynen ifa ve gecikme tazminatı talep etmekle, sözleşmeyi ayakta tutma iradesi göstermiş olup, kiralananın geç tesliminden doğan zararlardan kiraya verenin sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
6. Bu açıklamalar ışığında kiralananın davacı kiracıya süresinde teslim edilmemesi nedeniyle davacının uğramış olduğu kazanç kaybının tazmin edilmesi gerektiği, bu kapsamda Mahkemece hesap bilirkişisinden aldırılan ve hükme esas alınan 09.02.2016 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, yine karşı davanın süresinde açılmadığı, bu nedenle davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davalı kiracı vakıf ile davalılar Davut ve İhsan vekillerinin tüm, davalı/karşı davacı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
7. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; asıl davada davalı/karşı davada davacı ...'in 06.01.2020 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları olarak ........,........,.....,.......,.......,......, ......, ........,.......,......,'ın kaldığı, tüm mirasçıların davaya dahil edildiği, yapılan yargılama neticesinde ise davalı Vakıfın yöneticisi olan tüm şahıslar bakımından asıl ve karşı davanın reddine karar verildiği, ne var ki ...'in mirasçıları olan dahili davalılar ... ve ... mirası reddetmiş olduklarına dair Mahkeme ilamlarını dosyaya sunmuş olmalarına rağmen, mirası reddetmekle taraf sıfatı kalmayan mirasçıların lehine ve aleyhine vekalet ücretine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı/karşı davacı kiracı vakıf ile davalılar/karşı davacılar ........, ve ........, vekillerinin tüm, davalı/karşı davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (A) numaralı bendinin vekalet ücretine ilişkin (6) numaralı alt bendinin çıkartılarak yerine " 6-Davalılar ..., ..., ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. uyarınca hesaplanan 53.349,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar ..., ... ve ...'a verilmesine," yine hüküm fıkrasının (B) numaralı bendinin vekalet ücretine ilişkin (4) numaralı bendinin çıkartılarak yerine " 4-Davalı ... Turizm İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ...Ü.T. uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı ... Turizm İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine verilmesine," alt bentlerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.