"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1034 E., 2023/1161 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırklareli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/30 E., 2021/511 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında ... Noterliğinin 03.09.1997 tarih ve 8907 yevmiye numarasına kayıtlı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereği müvekkili tarafından davalılara 330.000.000 ETL ödeme yapılmasına rağmen davalılar tarafından Kırklareli ili, Merkez ilçesi, ... Mah. 37 ada, 42 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkili adına noterde satış sözleşmesi ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilmediğini, sözleşmeye konu taşınmazın dava dışı malikinin konkordato sürecinden geçmiş ve iflas etmiş olan bir şirket olduğu müvekkili tarafından öğrenildikten sonra davalılara 03.01.2013 tarihli ihtarname gönderildiği ve davaya konu satış vaadi sözleşmesinde taraflarca anlaşılmış olan 100.00,00 USD cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini ancak ödeme yapılmadığı belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 USD cezai şart bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, cezai şartın bilinebilir nitelikte olduğunu, bu nedenle kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, ifa imkansızlığı nedeni ile sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkillerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalılar ..., ... ve ... vekili; davalıların ikametgahı İstanbul olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava değerinin 100.000,00 USD cezai şart olduğunu, harcın ikmal edilmesi gerektiğini, davacının 1992 yılında sözleşmeye konu taşınmazın maliki olan şirketin iflas dosyasına 330.000,00 TL bedel ile alacak kaydı yaptırdığını, bu nedenle davacının ifa imkansızlığı iddialarının yerinde olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirlenen cezai şartın günümüz kuru üzerinden değerlendirildiğinde çok fahiş olduğunu, hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
3. Davalılar ..., ... ve ... vekili; sözleşme tarihi 15.04.1997 olduğundan davanın zamanaşımına uğradığını, cezai şart talebinin kısmi olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, ifa imkansızlığının sözleşme tarihinde davacı tarafından bilinmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirlenen cezai şart miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
4. Davalı ... vekili; yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, 100.000,00 USD cezai şart üzerinden eksik harcın tamamlanmasının zorunlu olduğunu, davacının sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın dava dışı şirkete ait olduğunu bildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
5. Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın dava dışı ... Kardeşler Kollektif Şirketi adına kayıtlı olduğu, genel zamanaşımı olan 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçmiş olduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; zamanaşımı başlangıcının ifa imkansızlığının öğrenildiği tarihten değil, ifa imkanın doğduğu tarihten başlayacağını, Mahkemece ifa imkanının doğup doğmadığı, doğmuş ise hangi tarihte doğduğu araştırılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini, 6 adet taşınmazdan 1 tanesinin devrinin gerçekleşmediğini, müvekkilinin uzun yıllardır yaşadığı mağduriyetin giderilmesi amacı ile Mahkeme tarafından yapılacak hesaplama ile uygun bir miktarın tespit edilmesi gerektiğini, Mahkemece cezai şart taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığını ifade ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... Noterliğinin 03.09.1997 tarihli, 08907 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklindeki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan ..., ... ve ... davaya konu olan taşınmazla birlikte toplam 6 adet taşınmazın ...'a satışını 330.000,00 TL bedel karşılığında (330.000.000,00 Eski Türk Lirası) satmayı taahhüt ettiği, bedelini nakten ve peşinen aldıklarını sözleşme içerisinde beyan ettikleri, satış taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde 100.000,00 USD cezai şart belirlendiğinin görüldüğü, davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, tam hisse ile ... Kardeşler Kollektif Şirketi adına kayıtlı olduğu, tescil nedeninin 10.01.1970 tarihli satış işlemi olarak gözüktüğü, satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan İlk Derece Mahkemesince netice olarak davanın zamanaşımı nedeni ile reddine ilişkin verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, dosyada mübrez 16.06.2010 tarihli ve 7586 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi örneğine bakıldığında şirket alacaklılarına tasfiye memurluğu tarafından çağrı yapıldığının görüldüğünü, söz konusu şirketin tasfiye sürecinin devam ettiğini, eksikliği tespit edilen ancak temini sağlanamayan belgeler ile ilgili olarak varsayımdan yola çıkarak Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davalıların savunmalarının somut deliller ile ortaya konulamadığını, somut olayda tapu maliki şirketin iflas sürecinin devam ettiği ve bu nedenle de ifa imkanının doğmadığı göz önünde bulundurulduğunda zamanaşımı süresinin dolmadığını ifade ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince edimin ifa edilmediği iddiası ile cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle satışı vaat edilen taşınmazın sözleşme tarihi ve dava tarihi itibariyle dava dışı şirkete ait olduğunun anlaşıldığı, Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiğinin anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.