"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/591 E., 2023/69 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerice temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı şirketin, alacaklı olduğu dava dışı üçüncü kişinin taşınmazlarının icra dairesince yapılacak ihaleden garameten satın alınması amacıyla müvekkili ile adi ortaklık ilişkisi kurduğunu, buna göre davalı şirketin sermaye olarak taşınmazların malikinden olan alacağını koyarken, müvekkilinin satış ilan masraflarını, tellaliye ücretini, damga vergisini, KDV'yi, taşınmazlara haciz koyan SSK Ankara Sigorta Müdürlüğü ile Kızılcahamam Mal müdürlüğünün alacağını ve ihale bedeli ile davalının alacağı arasındaki farkı ödeyeceğini taahhüt ettiğini, buna istinaden müvekkilinin 1.584,00 TL satış ilan masrafını, 9.553,50 TL damga vergisini ve 21.231,00 TL tellaliye ücretini davalının vekiline verdiğini, bunun dışında taşınmazda sonradan öğrendikleri önceki tarihli haczi bulunan dava dışı üçüncü kişinin alacağının temlik alınması amacıyla 80.000,00 TL'yi şirket müdürüne banka üzerinden, 120.000,00 TL' yi ise şirket vekiline elden olmak üzere toplam 200.000,00 TL daha verdiğini, alacağın davalı şirket adına temlik alınması nedeniyle yeni bir adi ortaklık sözleşmesi hazırlayarak gönderdiğini, ancak davalının bunu kabul etmesi nedeniyle aralarındaki adi ortaklık ilişkisinin bozulduğunu, taraflarca imzalanmış 08.01.2007 tarihli adi ortaklık sözleşmesine göre müvekkili tarafından yapılan ödemelerin 10 gün içinde iadesinin gerektiğini, diğer davalı ...'in davalı şirketin kefili olduğunu, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek; 232.368,50 TL'nin 04.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep etmiş, adi ortaklık sözleşmesine taraf olması nedeniyle davalı ... sonradan davaya dahil edilmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... ve şirket vekili; davacının kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, ihtarname ile sözleşmenin bozulduğunu kabul ederek bu hukuki ilişkiyi sona erdirenin de davacı olduğunu, davacının taşınmaz satışına ilişkin ihaleye iştirak etmediğini, tüm yükümlülüklerinin müvekkilleri tarafından karşılandığını, satış ilanı, damga vergisi, tellaliye bedelinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davacının avukatı olan kişiye para vermesinin kendilerini bağlamadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ..., adi ortaklığın bozulduğunu, tüm sorumluluğu davacı ile diğer davalıların üstlendiğini, borcu ve alacağının olmadığını belirterek, buna göre karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.03.2021 tarihli ve 2020/545 Esas, 2021/157 Karar sayılı kararıyla; davacının tellaliye, satış ilanı ve damga vergisinden oluşan 32.398,00 TL'yi ödediğinin tanık beyanlarından anlaşıldığı, şirket kayıtlarında bu ödemelerin görülmediği, 200.000,00 TL 'nin ise davacıya iade edildiği gerekçesiyle davalılar ... ve şirket yönünden davanın kısmen kabulü ile 32.368,50 TL'nin 15.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte zikredilen davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, dahili davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı şirket ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 25.04.2022 tarihli ve 2022/699 E., 2022/389 K., sayılı ilamla; davacı tarafından tüm, davalı tarafından sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, davalı şirketin vekili olan dava dışı Av....’in görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/351 E. 2011/337 K. sayılı dosyasında ‘’...alacaklı ... İnşaat Pazarlama Ltd. Şirketi vekili sıfatıyla borçlu S.S. Kızılcahamam ... Konut Yapı Kooperatifi başlatılan ve Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/7791 sayılı dosyasında yürütülen takip sırasında Kızılcahamam İcra Müdürlüğünün 2004/320 talimat sayılı dosyasında taşınmaz satışına ilişkin işlemlerin devamı esnasında katılanın yetkilisi olduğu şirket ile aynı büroda birlikte çalıştığı tanık ... arasında 08/01/2007 tarihinde imzalanan adi ortaklık sözleşmesi yürürlükte olmadığı halde, katılanın bilgisi ve talimatı olmaksızın bu ortaklık sözleşmesine dayalı olarak katılanın temlik eden sıfatıyla, kendisinin de vekili sıfatıyla alacağı büro ortağı olduğu tanık ... e temlik edip, dosyada örnekleri bulunan 09/01/2007 ve 08/03/2007 tarihli masraf belgelerini düzenlediği, bu şekilde katılanı zarara uğrattığı, yine alacaklı katılan vekili sıfatıyla borçlu S.S. Kızılcahamam ... Konut Yapı Kooperatifi hakkında Kazan İcra Müdürlüğünün 2003/50 sayılı dosyasında devam eden dosyasında katılanın rızası ve bilgisi olmadığı halde alacağı tanık ... 'e temlik edip ... Ltd. Şirketi vekili sıfatıyla imzaladığı 19/03/2007 tarihli makbuzu icra dosyasına ibraz ederek alacağın ... tarafından temlik alınmasını sağladığı... bu eylemler ile vekilliğini üstlendiği katılanın hukuki işlemleri ile alakalı vekillik görevlerinin gereklerine aykırı davranışlarda bulunduğu, yapılan işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğu ...’’ gerekçesiyle dava dışı avukatın üzerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçundan neticeten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davacının davaya konu ettiği ve Mahkemece de bir kısmı hüküm altına alınan masraf ve alacak kalemlerini söz konusu ceza mahkemesi karar içeriği de dikkate alındığında talep edemeyeceği, zira talep edilen bu alacak kalemlerinin davacı ve dava dışı avukat arasında davalı şirketin rızası hilafına ve onu zarara uğratacak şekilde düzenlenen belgelere dayandığı, bu nedenle Mahkemece; davalılardan ... ve şirket yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan şirket ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, ceza yargılaması sonucunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının mahkumiyet kararı olmayıp hukuk hakimince karara esas alınamayacağını, delil olarak değerlendirilemeyeceğini, davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, zira davayı bizzat takip edip dilekçeler verdiklerini, amaçlarının vekalet ücreti almak olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı şirket ve ... vekili, önceki temyiz ve karar düzeltme aşamalarında yatırılan harçların taraflarına iade edilmediğini, müvekkilleri lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, adi ortaklığın feshedilmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 ünce maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunu'nun (1086 sayılı kanun) 439 uncu maddesi uyarınca kararın ONANMASINA,
Aşağıdaki yazılı bakiye temyiz harclarının temyiz edenlere yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davacı yönünden karar düzeltme yolu açık, davalılar yönünden kapalı olmak üzere,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.