"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/763 E., 2023/1222 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edremit 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/7 E., 2022/30 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının Avcılar Üstü Kazdağı Milli Park Kapısı mevkiinde 09.08.2017 tarihinde 5 farklı noktada yangın çıkarttığının yapılan ceza yargılaması ile kesinleştiğini, meydana gelen yangının orman içerisinde 244-267 nolu orman bölmelerinde kızılçam sahası olan 8 hektarlık alanda etkili olduğunu ve yangın neticesinde 139.360,00 TL ağaçlandırma gideri, 1.257,80 TL işçilik gideri, 5.692,81 TL iaşe gideri, 321,67 TL araç gideri, 4.836,00 TL dozer gideri, 750,75 TL treyler gideri, 42.756,00 TL arazöz gideri, 149.201,23 TL uçak gideri, 613.654,28 TL helikopter gideri olmak üzere davacı Kurumun toplam 957.830,54 TL zararı oluştuğunu ileri sürerek; meydana gelen zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı Kurumun açtığı davada hukuka aykırı, eksik ve hatalı bilirkişi raporunun baz alındığını, davacı Kurumun gerek yangının çıkmasında, gerekse yayılmasında ve söndürülmesinde kusurunun olduğunu, bu sebeple uygun illiyet bağının kesildiğini, orman yangınları ile etkin mücadelenin davacının en önemli görevi olduğunu, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 75. maddesi gereğince davacının kusurunun saptanması ve şartları oluşmayan tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme aksi kanaatte ise meydana gelen zararın hakkaniyete uygun olarak hesaplanması, özellikle uçak ve helikopter giderinin davacının sorumluluğunda olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının orman yakma suçunu işlediğinin ceza yargılaması ile sabit olduğu, meydana gelen zarara ilişkin alınan bilirkişi kök ve ek raporlarına göre toplam 647.605,03 TL tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, 647.605,03 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 25.09.2017 tarihli hasarat raporunun incelenmesinde dava konusu olayda uçağın 195 dakika, beş ayrı helikopterin ise 346 dakika, 325 dakika, 353 dakika, 267 dakika ve 375 dakika süreyle kullanıldığının anlaşıldığı, helikopter ve uçak giderinin istenebilmesi için de, garanti edilen uçuş süresi dışında çalışıp çalışmadığının belirlenmesi gerektiği, helikopter kiralama sözleşmesine göre ödenen bedel mukabilinde garanti edilen günlük uçuş süresinden daha az bir miktar çalışmışsa bu durumda helikopter gideri istenemeyeceği, çünkü helikopter ücretinin yangın çıksa da çıkmasa da zaten peşin olarak ödendiği, kiralama sözleşmesiyle garanti edilen uçuş süresinden daha fazla bir uçuş gerçekleşmişse ve idare bundan dolayı sözleşmeyle yapmış olduğu ödemenin dışında ayrıca bir ödeme yapmışsa ancak bu halde helikopter gideri istenebileceği, somut olayda, bilirkişi raporu ve ek raporunda bu kapsamda hesaplama yapılmış olup, bilirkişi raporuna itibar edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı hakkında yapılan ceza yargılaması neticesinde kastının yoğunluğu ve meydana gelen zarar dikkate alınarak alt hadden uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verildiğini, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında, dosyaya sunulan tüm beyan ve emsal içtihatlara rağmen ısrarla garanti uçuş saatleri düşülerek hiçbir gerekçe veya dayanak gösterilmeksizin hesap yapıldığını, bilirkişi ek raporunda değinilen kararın bu dosyadaki itirazlara emsal teşkil edebilecek nitelikte olmadığını, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin güncel içtihatları dikkate alındığında, garanti uçuş saatlerinin tazminat hesabına eklenmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, orman yangını nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
1. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 49. maddesinde; ''Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.'' hükmü yer almaktadır.
2. Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun'un 49. maddesine göre şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.
Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde zarar veren, zarar görenin mal varlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür.
3. Davacı Kurumun; ormanlık alanlarda veya bu alanlara sıçrama olasılığına karşı özel mülkiyete konu taşınmazlarda çıkan yangınların söndürülmesi nedeniyle yapmış olduğu; iaşe giderleri, yangında çalışan işçilere (toplu iş sözleşmesi vb. nedenlerle) ödediği tazminatlar, yangın yerine ulaşım için kullandığı araçlar ile yangını söndürmede kullandığı arazöz, dozer ve diğer hava araçları nedeniyle yaptığı giderlerin; gerek haksız fiilin meydana gelmesi, gerekse bu haksız fiilden kaynaklanan zararın daha da büyümemesi için yapılmış olduğu gözetildiğinde, davacının yapmış olduğu işbu giderlerin tamamını gerçek zarar ilkesi kapsamında haksız fiilin sorumlularından isteyebileceği, diğer bir anlatımla; bu giderlerin, genel idare giderleri olarak kabul edilemeyeceği hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2023 tarihli ve 2022/3-722 E., 2023/294 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/2114 E., 2022/235 K. sayılı, 21.12.2023 tarihli ve 2023/1790 E., 2023/3869 K. sayılı, 06.06.2024 tarihli ve 2023/3896 E., 2024/1862 K. sayılı ilamları ile kabul edilmiştir.
4. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava, orman yangınına neden olunması sonucunda uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı Kurum dosya kapsamı itibariyle davalının kusuru ile meydana gelen yangına müdahale etmiş; yapılan ağaçlandırma, iaşe, işçi, araç, arazöz, helikopter ve uçak masraflarının davalıdan tazminini istemiştir.
5. Her ne kadar bilirkişiler tarafından helikopter ve uçak gideri olarak davacı Kuruma ödenmesi gereken tazminat miktarı, garanti edilen uçuş süresini aşan süreler nazara alınarak belirlenmiş ve İlk Derece Mahkemesince bu şekilde tazmin kabul edilmiş ise de, davaya konu edilen yangının davalının kusurundan kaynaklandığı çekişmesiz olduğuna göre, davalının bu yangının söndürülmesi için yapılan masrafların tümünden sorumlu olması gerekir.
6. Yukarıda yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Dairemiz ilamlarında da açıklandığı üzere, hava araçlarının her an hazır durumda olmaları ve yangına bir an önce müdahalede bulunmaları amacıyla başkalarına kiralanması veya kullandırılmasının önüne geçilmesi için ticari hayatın gereği olarak belirli bir süre kullanım garantisi verilerek sözleşmenin imzalandığı gözetildiğinde, davacının zararının sözleşme ile kararlaştırılan limitler dışında fazla uçuş süresi kadar olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, limit dahilinde ödenen bedelin de kamu zararı olduğu açıktır. Bu durumda, davacı idarenin dava dışı şirket ile hava araçlarının kullanımına ilişkin yapmış olduğu kira sözleşmesi bu davanın taraflarını ilgilendirmediğinden, davalının sebep olduğu yangın nedeniyle yapılan tüm masraftan sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
7. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; davaya konu edilen yangın nedeniyle davacı Kurumun yapmış olduğu bu giderlerin tümünü gerçek zarar ilkesi uyarınca davalıdan isteyebileceği nazara alınarak, gerekirse görüşüne başvurulan bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle davacı idarenin davalıdan isteyebileceği zarar miktarının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.