"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/8 E., 2023/236 K.
Taraflar arasındaki tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklana) davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.12.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davalılar ... ve ... Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş. (... A.Ş.) vekili Avukat ... ile davalılar ... ve ... vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin sol memesindeki mastit hastalığı nedeniyle 2005 yılından, ameliyat tarihi olan 20.02.2012 tarihine kadar tedavi gördüğünü, 2012 yılı Ocak ayında davalı ...'ın Bakırköy'deki muayenehanesine gittiğini, yapılan kontrollerde, müvekkiline kansere yakalanmış olduğu, acil olarak ameliyat edilmesi gerektiği, kanserin sol memeyi sarmış olması halinde küçük bir ihtimalle göğsünün alınabileceğinin bildirildiğini, 20.02.2012 tarihinde davalı Bakırköy ... Hastanesinde davalı doktorlar tarafından ameliyat edildiğini ve ameliyatta iki göğsünün birden alındığını, ameliyat tarihinde 27 yaşında olan müvekkilinin anne olmadan, bebek emzirme duygusunu yaşamadan bu durumla karşı karşıya kalması nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, müvekkilinin ameliyat tarihinde reşit olduğunu, buna rağmen ameliyat başlangıcında muvafakatın babasına imzalatıldığını, müvekkilinin rızasının alınmadığını, hastalık olmayan diğer memenin de alındığını, yeterli tetkik yapılmadığını beyan ederek; 5.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın (davalı ... yönünden manevi tazminat talebi 1,00 TL olmak kaydıyla) ameliyat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılar ... A.Ş. ve ... vekili; müvekkili ...'ın şirketin sahibi olmadığını ve hakkında husumetten davanın reddi gerektiğini, davacının her iki memesinde mastit hastalığı olması ve bunun kronik hal alması nedeniyle ameliyat edildiğini, kendisine hastane tarafından kanser olduğuna dair bir açıklamanın kesinlikle yapılmadığını, davacının her iki meme başı koruyucu mastektomi ve iki taraflı protez uygulaması yapılacağını bilerek hasta yatış onam formunu imzaladığını, ameliyat sırasında çıkarılan meme dokusunda yapılan incelemede yaygın stromal fibrozis, dukal ektazi, kistik duktuslar teşhis edilmiş olduğunu ve doktor tarafından konulan tanı ve tedavinin doğru olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalılar ... ve ... vekili; davacının uzun yıllar sol göğsündeki mastit hastalığı nedeniyle tedavi olmasına rağmen çare bulamadığını, 04.02.2012 tarihinde müvekkili ...'ın muayenehanesine geldiğini, bu hastalığın tedavisinin ancak mastektomi ile sağlanabileceğinin detaylı bir şekilde anlatıldığını, dava dilekçesinde belirtildiği gibi kesinlikle kanser olduğu yönünde bir beyanda bulunulmadığını, davacının her iki meme ile ilgili ameliyat yapılacağı konusunda aydınlatılıp onamının alındığını, hatta her iki meme üzerinde müvekkili Şükrü tarafından çizimler yapılarak protezin yerleştirilme şeklinin detaylı biçimde anlatıldığını, davalı ...'nün davacıya yaptığı tek müdahalenin sol memesinde oluşan enfeksiyon nedeniyle silikon değişimi olup, bunun dışında bir müdahalede bulunmadığını, bu nedenle husumet yokluğuna karar verilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, 31.05.2016 tarihli, 2013/174 Esas, 2016/208 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.09.2018 tarihli, 2016/26894 E., 2018/8072 K. sayılı kararıyla; davacının sağ göğsünün de ameliyat edilmesinin gerekli olup olmadığı ve bu göğsüyle ilgili olarak ameliyat öncesinde yeterli tahlil ve tetkiklerin yapılıp yapılmadığı, ameliyat sonrası karşılaşılabilecek riskler konusunda hastanın aydınlatılma borcunun yerine getirilip getirilmediği, ameliyat sonrasındaki biyopsi sonuçları, davalıların yeterli özen ve dikkati gösterip göstermediği hususlarında bilirkişi raporlarının yeterli açıklamayı içermediği, ayrıca dosyaya ibraz edilen hasta yatış onam formu davacı tarafından imzalanmış olmasına rağmen, aynı tarihli tıbbi uygulamalar için bilgilendirme onam formunun davacı yerine neden yakını tarafından imzalandığının açıklaması yapılmayarak bu durumun mahkemece ve bilirkişiler tarafından değerlendirilmediği, bahsedilen bu formların, davacıya yapılan ameliyatın niteliği konusunda davacıya gerekli bilginin verildiğini gösterir nitelikte olmadığı, bu nedenlerle mahkemece, üniversitelerin tıp fakültelerinde görevli konusunda uzman öğretim görevlilerinden oluşturulacak bilirkişi heyetinden taraf ve yargı denetimine elverişli ve özellikle davacının bilirkişi raporlarına itirazlarını karşılayacak şekilde yeniden rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, davalılar ... ve ... vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 10.12.2020 tarihli, 2020/7741 E., 2020/7657 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mastitli hastalarda ilaç tedavisi ve cerrahi tedavinin uygulanabilecek tedavi seçeneklerinden olduğu, yapılan ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, davacının tüm tedavilere rağmen sol memede daha şiddetli olmak üzere her iki memede yaygın kistlerinin olduğu, tekrarlayan mastit ataklarının olması nedeniyle her iki memenin cerrahi olarak boşaltılarak protez ile onarıldığı, ameliyat öncesi yapılan tetkiklerin yapılan çizimlerin davacının anılan durumdan bilgisinin bulunduğu, onam formlarının içeriğinin yeterli olduğu, yatış onam formunun davacı tarafından, tıbbi uygulamalar için bilgilendirme onam formunun davacı yerine yakını tarafından imzalanmasının bu noktada sonuca etkili olmadığı, hastanın babasının acil durumlarda kendisi yerine onam formunu imzalayabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalılar tarafından herhangi bir tetkik yapılmaksızın müvekkilinin ameliyat edildiğini, yalnızca sol memesinden yakınmasını dinleyerek ameliyat kararı verildiğini ve sonuç olarak yakınması olmayan sağ memesinin de alındığını, davalıların sunmuş oldukları resimlerin ameliyat öncesine ait olmadığını, ilk ameliyattan sonra ikinci ameliyata ilişkin resimler olduğunu, onam formunun müvekkili yerine babasına imzalatılmış olmasının da hastanenin kusuru olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tazminat (vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan) istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 vd. maddeleri.
2.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2020/11-592 E. ve 2022/ 356 K. sayılı ilamı.
3.Değerlendirme
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, hükme esas alınan raporların bozmaya uygun, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, bilirkişi raporunda mastit tanısının genellikle klinik olarak konulacağını bildirdikleri, bu durumda davalı doktor tarafından yapılan muayene sonucu ameliyat kararı alınmasında tıp kurallarına bir aykırılık bulunmadığı, ayrıca davacı tanığının önceki hastanelerde yapılan tetkiklerin de muayene için davalı doktora gösterildiğini beyan ettiği, davalılarca dosyaya sunulan çizimlerin ameliyat öncesine ait olduğu hususunun bilirkişi raporları ile de teyit edildiği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda yer verilen ilamına göre; aydınlatma yükümlülüğünün yazılı olarak yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığı, Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesi gereğince bilginin, mümkün olduğunca sade şekilde, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden, hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde verileceği; hastanın, tıbbî müdahaleyi gerçekleştirecek sağlık meslek mensubu tarafından tıbbî müdahale konusunda sözlü olarak bilgilendirileceği, dolayısıyla hastanın aydınlatılmasının sözlü ya da yazılı şekilde gerçekleştirilebileceği ve aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği hususunun hekim tarafından her türlü delille ispatlanabileceği göz önüne alındığında, dosyaya sunulan ameliyat öncesine ait bu çizimlerin davacı hastanın her iki memesinin de alınacağı hususunda aydınlatıldığını ispatladığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
28.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.