Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4861 E. 2024/2044 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralananın ayıplı olmasından kaynaklanan gelir kaybı ve faydalı-zorunlu imalat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara uygun olarak hüküm kurduğu ve denetime elverişli bilirkişi raporuyla davacının kazanç kaybının tespit edildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/189 E., 2022/1562 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 433 üncü maddesi uyarınca katılma yolu ile temyiz süresi 10 gün olup; 01.03.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında Mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtayca da 1086 sayılı Kanun'un 432 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği karar verilebilir.

Davacı vekiline; kararın 17.09.2023 tarihinde, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin ise 04.10.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz dilekçesinin ise 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 18.10.2023 tarihinde verildiği anlaşılmakla, davacının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava konusu taşınmazı ihale sonucu aylık 300,00 TL kira bedeli ile davalı ... Başkanlığından kiraladığını, iş yerinin 03.11.2010 tarihinde tutanakla teslim edildiğini, kiralanan iş yerini teslim aldıktan sonra bir takım tadilatlar yaptırarak kullanıma uygun hale getirdiğini, bu arada resmi işlemler için ilgili yerlere başvurup gerekli izinler için müracaatlarda bulunduğunu ancak işletme ruhsatını alamadığını, dava konusu iş yeri ruhsatsız çalıştırıldığı için cezai işlem uygulandığını, kira sözleşmelerinde kiraya verenin ediminin, kiralananı kiracıya teslim etmek ve kira süresi boyunca onu kiracının kullanımına elverişli şekilde bulundurmak olduğunu, ruhsat alamadığı işyerini fiilen çalıştırdığı birkaç gün için zabıta ekiplerince cezai işlem uygulandığını, bu süre zarfında zarara uğradığını ileri sürerek; kira sözleşmesinden kaynaklı harcamalar, ödenen kira bedelleri, yapılan tadilat masrafları ve mahrum kalınan kazancın tespit edilerek şimdilik 3.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile mahrum kalınan kazanç için 45.900,00 TL, faydalı ve kalıcı masraflar için 3.365,00 TL olmak üzere toplam 49.265,00 TL’nin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasında 03.11.2010 tarihli kira sözleşmesinin yapıldığını, iş yerinin 03.11.2010 tarihinde tanzim edilen tutanakta belirtilen eşyalar ile birlikte davacıya teslim edildiğini, kiraya verilen iş yerine, umuma açık eğlence ve istirahat yerlerine giren iş yerleri haricinde çalışma ruhsatı alınmasında herhangi bir engel bulunmadığını, davacının iş yerinde tadilat yaptırabilmesi için taraflar arasında imzalanmış kira sözleşmesine göre Belediye Başkanlığından izin almasının gerektiğini, dava konusu iş yerinin teslim edildiğinde kullanıma uygun halde olduğunu, müvekilinin kiralanacak yerlerle ilgili ruhsat verme taahhüdü bulunmadığını, ruhsatın verilip verilmeyeceğinin kira sözleşmesiyle ilgilisinin bulunmadığını, davacının yaptığı harcamalara ilişkin iddialarının da somut olmadığını, Belediye Başkanlığının edimini yerine getirdiğini ve bu nedenle kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 26.05.2016 tarihli ve 2012/950 E., 2016/365 K. sayılı kararla; taşınmazın yapı kullanma izni olmadan ihale edilerek davalıya teslim edilmesinin hukuki ayıp niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 49.265,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.10.2019 tarihli ve 2017/8985 E., 2019/7484 K. sayılı ilamıyla; davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile Mahkemece bedeline hükmedilen imalatlardan sadece cam takılması ve elektrik prizlerinin yenilenmesine ilişkin masrafların faydalı ve zorunlu masraf kapsamında değerlendirilerek talep edilebileceği, davalı kiraya verenin kiralananı davacıya 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 249 uncu maddesinde düzenlenen kiralanan kullanıma hazır halde teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu durumda kiracının, kusursuz olduğunu kanıtlayamayan kiraya veren davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebileceği ancak Mahkemece kar kaybı hesaplanırken öncelikle kiracının 29.05.2012 tarihinden itibaren benzer nitelikteki bir işyerini kiralaması için gereken makul sürenin (davalı kiracı tarafından yeni bir işyeri açılmış ise açılış tarihini aşmayacak şekilde) tespit edilerek bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan kârın belirlenmesi ve hakim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kâr üzerinden davacı kiracının bu yeri işletmemesi nedeniyle uğrayabileceği risklerden uzak kalması nedeniyle hakkaniyete uygun bir indirim yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının kusuru nedeniyle davacının kiralananı erken tahliye ettiği, bu durumda davacının davalıdan mahrum kaldığı kazanç kaybını talep edebileceği, denetime elverişli bilirkişi raporunda davacının 16.200,00 TL kar kaybının olabileceği hesaplandığı, dava konusu taşınmazı işletememesi nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderlerin (risklerden uzak kalma indiriminin) % 15 takdir edilerek net kar kaybının 13.770,00 TL, zorunlu masraflar 265,00 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, toplam 14.035,00 TL’nin dava tarihi 02.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; kiralananın, kira sözleşmesine uygun bir şekilde kiracıya teslim edildiğini, ileri sürülen tadilatların davacı tarafından yapıldığına dair soyut iddiası dışında başka delil bulunmadığını, müvekilinin kiralanan yerle ilgili ruhsat verme taahhüdü olmadığını, üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğunu iddia ettiği tadilat ve giderlerin sözleşme gereği izne tabi olup bu hususta müvekkilden almış olduğu bir izin bulunmadığını, davacının davasını ispatlayamadığını, mahrum kalınan karın hesaplanması için sunulan deliller dosyaya getirilmeksizin rapor tanzim edildiğini ve bu rapora dayanılarak hüküm tesis edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kiralananın ayıplı olmasından kaynaklanan gelir kaybı ile faydalı ve zorunlu imalat bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.

3.Değerlendirme

Mahkeme kararının uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak verildiği, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, denetime elverişli bilirkişi raporu ile davacının kazanç kaybının tespit edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süreden REDDİNE,

2. Davalı vekili tarafından temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.