Logo

3. Hukuk Dairesi2023/4956 E. 2024/2802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacıya ait taşınmazı satıp bedelini ödemediği iddiasıyla açılan davada, davalının inançlı işlem savunmasının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından sunulan 30.01.2016 tarihli belge ve emlak vergisi dekontlarının yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve tanık beyanlarıyla inançlı işlemin ispatlandığı, dolayısıyla vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1250 E., 2023/1353 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/35 E., 2021/466 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin taşınmaz satışı için davalıya vekalet verdiğini ve davalının taşınmazı satmasına rağmen 250.000,00 TL olan satış bedelini ödemediğini ileri sürerek, 250.000,00 TL asıl alacak, 49.006,85 TL işlemiş faizi olmak üzere 299.006,85 TL'nin tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacının taşınmazı inançlı işlem ile üzerine aldığını, vekaletnamenin ise davacının taşınmazı istediği kişiye devretmesi için çıkarıldığını, müvekkilinin borçlarını ödedikten sonra taşınmazını eşinin üzerine devrettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafından dosyaya delil olarak sunulan yahut celbi istenen belgelerin yazılı delil başlangıcı sayıldığı, tanıkların beyanlarının iddia olunan inançlı işlemi destekler nitelikte olduğu, taşınmazın davacı tarafından ihale yolu ile satın alınmasından sonra yapılan iyileştirmelerin davalı tarafından parasının ödendiğine ve ihale süreci öncesinde tarafların anlaşmalarına dair tanıkların bilgi sahibi oldukları, bu hali ile davalı tarafın inançlı işlem iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, Mahkemece dosyada yer alan 30.01.2016 tarihli belgenin delil başlangıcı olarak nitelendirse de, Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca işlem tarihinden sonra düzenlenmiş belgenin delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğini, dosya kapsamında işlem tarihinden önce düzenlenmiş yazılı delil bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen ve imzası inkar edilmeyen 30.01.2016 tarihli belge içeriğine, davaya konu taşınmazın emlak vergisinin davalı tarafından ödendiğine ilişkin dekontların varlığına, kira sözleşmesi ile kiraların davalıya ödendiğine ilişkin tanık sıfatıyla dinlenen kiracının beyanına göre taraflar arasındaki inaçlı işlemin ispat edildiği, böylece vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine dair verilen kararın yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı için istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası ve 202 nci maddesi.

3. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Hukuk Genel Kurulunun 04.07.2010, 2010/14-394 E, 2010/395 K.. sayılı kararı.

3. Değerlendirme

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, bu iddianın 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge ile kanıtlanması gerektiği, dosyadaki 30.01.2016 tarihli belgenin ve taşınmazın emlak vergisinin davalı tarafından ödendiğine ilişkin dekontların bu nitelikte olduğu, tanık beyanlarıyla da inançlı işlemin ispat edildiği, böylece vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz dene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.