Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5065 E. 2024/3578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belirli süreli rödovans sözleşmesinin sona ermesine rağmen davalının tahliye edilmemesi nedeniyle açılan tahliye davası ve davalının tahliye durumunda uğrayacağı zararın tazmini istemine ilişkin karşı dava.

Gerekçe ve Sonuç: Karşı dava tarihi itibariyle kiralananın tahliye edilmemiş olması ve gerçekleşmeyen tahliyeye dayalı tazminat isteminin dinlenemeyeceği gözetilerek karşı davaya ilişkin karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/821 E., 2023/1775 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/235 E., 2021/30 K.

Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen tahliye ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre; dava tarihi itibariyle son ödenen üç aylık kira miktarı 102.321,99 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tahliye davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; maden işletme ruhsatı sahibi davacının davalı ile imzaladığı 18.07.2013 tarihli rödovans sözleşmenin üçüncü maddesinde, sözleşmenin 24.05.2015 tarihine kadar geçerli olacağının ve bu tarihten sonra hükümsüz kalacağının düzenlendiğini, buna dayalı olarak 05.05.2015 tarihli noter ihtarı ile davalı şirkete sözleşmenin sonunda taşınmazı tahliye etmesini ihtar ettiğini, sözleşme süresi bitmesine ve sözleşmenin devam etmeyeceğine yönelik açık beyanına rağmen davalı şirketin halen madencilik faaliyetlerinde bulunduğunu, kaçak üretim yaptığının ilgili idarelerce tespit edildiğini, sözleşme süresinin uzamasına ilişkin zımni bir kabul olmadığı gibi, sözleşmeye devam etmeme iradesinin pek çok şekilde ortaya konulduğunu ileri sürerek davalının rödövans sözleşmesinde koordinatları belirtilen taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP ve KARŞI DAVA

Davalı vekili; davalının, davacının zımni muvafakati ile kiralananı kullanmaya devam ettiğini, örtülü olarak sözleşmeyi sürdürdüklerini ve kira sözleşmesinin birer yıl için yenilendiğini, 05.05.2015 tarihinde ihtarname gönderilmiş ise de davanın 15.03.2017 tarihinde açıldığını, davacının ruhsat sahası ile ilgili süre uzatımı müracaatında bulunduğunu, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün rodövanscı olarak bulundukları saha ile ilgili sürenin uzatımında davalı şirket açısından bir mahzur görmediğine dair raporlar düzenlediğini, belirsiz süreli bir sözleşme haline gelen rodövans sözleşmesine uygulanması gereken hükümlere rağmen davanın yenilenen kira dönemi sona ermeden ve süresinden önce açıldığını savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı davasında ise; hukukun ve sözleşmenin tanıdığı bir kısım maddi hak ve alacaklarını karşılıksız terk etmenin doğru olmayacağını ileri sürerek, 6100 sayılı Kanun'un 107 inci maddesi gereği şimdilik en az 100.000,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek reeskont faizi ile karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden taraflar arasındaki rödovans sözleşmesinde sözleşmenin 24.05.2015 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, davacının fesih ihbarını 05.05.2015 tarihinde yaptığı ve muhatap kiracıya altı aylık süre verilmediğinden fesih bildiriminin usulsüz olduğu, kira sözleşmesinin 24.05.2015 tarihinden itibaren iki defa birer yıllık dönemler halinde uzadığı, 2015 yılında keşide edilen ihtarnameye dayanılarak 2017 yılı içinde tahliye davası açılamayacağı, karşı dava yönünden ise; davalı karşı dava bakımından tahliye kararı verilmediği, ortada ispatlanmış bir maddi zarar bulunmadığı ve karşı davacının birer yıllık dönemler halinde yenilenen kira sözleşmesi ile mecurda kalmaya devam ettiği, tahliyeden kaynaklanan bir zararının doğmayacağı gerekçeleriyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı/karşı davalı vekili; 24.05.2015 tarihli sözleşmenin sürenin sona ermesi ile herhangi bir bildirim olmaksızın kendiliğinden sona erecek nitelikte belirli süreli olduğunu, tahliye kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek, asıl davaya ilişkin red kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2-Davalı/karşı davacı vekili; asıl davanın reddi karşı davanın reddi bakımından gerekçe olarak gösterildiğinden, asıl davaya ilişkin karar bozulduğu takdirde karşı davanın reddine dair mahkeme kararının da kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 368 inci maddesi uyarınca davacının ihtarnamesinde muhataba altı aylık süre vererek fesih hakkını kullanması gerekirken süre vermediği, kira sözleşmesinin örtülü olarak yenilendiği, taraflar arasındaki kira sözleşmesi usulüne uygun olarak fesih olmadığı için devam ettiği, usulüne uygun fesih ihbarı bulunmadıkça sözleşmenin uzamaya devam edeceği, bu halde 2015 yılında keşide edilen ihtarnameye dayalı olarak 2017 yılı içinde tahliye davası açılamayacağı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı/ karşı davacı vekili, asıl davanın onanmasına, asıl dava bozulursa buna bağlı karşı davanın da bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiralananın tahliyesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun'un 357 vd. maddeleri

3. Değerlendirme

Karşı dava tarihi itibariyle kiralanan tahliye edilmediği, gerçekleşmeyen tahliyeye dayalı tazminat isteminin dinlenmeyeceği anlaşılmakla, karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile karşı davaya ilişkin kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının asıl davaya ilişkin temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

2. Karar davalı yönünden temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin karşı davaya yönelik kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.