Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5106 E. 2024/2807 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kredi sözleşmesi gereği emeklilik ücretinden yapılan kesintilerin iadesi ve manevi zararın giderilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/308 E., 2022/389 K.

Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Sosyal Güvenlik Kurumundan emekli olabilmek için kurum ile davalı banka arasındaki sözleşme kapsamında davalı bankadan kredi çekerek prim borçlarını kapattığını, ancak davalı bankanın emekli maaşına el koyduğunu, üç yıldır emekli maaşını alamadığını, yapılan uygulamanın kanuna aykırı olduğu, davalının yaptığı kesintilerin faizi ile birlikte iadesinin gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL alacak ile 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız uygulamanın başladığı tarihten itibaren işleyecek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile maddi tazminat talebini 15.981,35 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, müvekilinin emekli olması için davacıya kredi kullandırttığını, kredi taksitlerinin emeklilik ücretinden tahsil edileceği hususundan anlaştıklarını, bu nedenle davacının emeklilik ücretini müvekiline rehnettiğini, manevi zarar oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.11.2013 tarihli ve 2011/265 E., 2013/448 K. Sayılı kararıyla; davacının emeklilik ücretinde yapılan kesintilerin haksız olduğu ve bu fiil nedeniyle davalının somut manevi zararı bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin isteminin kısmen kabulüne ve kısmen reddine; 15.981,35 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin olan istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verdiği kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 11. Hukuk Dairesi 28.05.2014 tarihli ve 2014/4145 E., 2014/9963 K. sayılı ilamı ile; bankacılık işleminin ticari dava niteliği gözetilerek görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, bu durumda, mahkemece tüketici mahkemesi sıfatıyla davada esasa girilerek karar verilmesi doğru bulunmamış, davalının sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.11.2014 tarihli ve 2014/457 E., 2014/581 K. sayılı kararı ile; standart sözleşme niteliğindeki tüketici sözleşmesinde bulunan ve davalıya davacının emeklilik ücretinde tek taraflı olarak kesinti yapma yetkisi veren sözleşme hükmünün haksız şart niteliğinde olduğu, aksini ispat yükünün davalıda olup, davalının söz konusu hükmün davacıyla müzakere edildiğine ilişkin herhangi bir delil sunamadığı, böylece davacının emeklilik ücretinde yapılan kesintilerin haksız olduğu ve bu fiil nedeniyle davalının somut manevi zararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine; 15.981,35 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin olan istemin reddine dair karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 22.10.2015 tarihli ve 2015/27714 E. 2015/31213 K. sayılı ilamıyla; somut olayda 28.2.2009 tarihinden öncesi için yasal düzenleme karşısında bu tarihten önceye isabet eden ödemelerin kesilmesinin mümkün olmadığı 28.2.2009 tarihinden sonraki yasal düzenleme ile emeklinin muvafakati ile emekli maaşı hesabından kesintinin mümkün olduğu ve davacının, davalı bankaya verdiği temlik ve taahhütnameler muvafakat niteliğinde olduğundan, Mahkemece davacının emekli maaşından 28.2.2009 tarihinden sonraki kesintiler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 18.02.2016 tarihli ve 2015/564E., 2016/55 K. Sayılı kararı ile; davacının emekli maaşından 28.2.2009 tarihinden önceki ve sonraki kesintiler için temliknamesinin bulunduğu, yapılan kesintilerin haklı nedeninin bulunduğu gerekçesiyle, kesintiler ve manevi tazminat yönünden davanın reddine dair karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairemizin 07.04.2022 tarihli ve 2022/1864 E., 2022/3292 K. sayılı ilamıyla; davalı banka tarafından 28.02.2009 tarihinden önce davacının maaşından yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı bankadan 28.02.2009 tarihinden önce kredi kullandığı kredi sözleşmesinde ödemenin aksaması halinde emekli maaşı üzerine haciz konulmasına muvafakat verdiği, her ne kadar yasal değişiklik öncesi bu muvafakatinin bir hüküm doğurması düşünülemeyecekse de yasada yapılan değişiklik sonrası yapılan kesintilerin artık geri isteyemeyeceği bu bağlamda davacının ancak 28.02.2009 tarihinden önce maaşından yapılan kesintileri talep edebileceğinin kabulü gerektiği dosya içerisinde mevcut 30.04.2013 tarihli bilirkişi raporundan da açıkça anlaşıldığı üzere davacı maaşından 28.02.2009 tarihine kadar yapılan kesintiler toplamının 3.626,01 TL olduğu ve davacının davasının kısmen kabulüyle davalıdan 3.626,01 TL'nin yasal faiziyle alınması ve davacıya iadesi manevi tazminat isteminde şartları oluşmadığından ve bu husustaki kararının bozmaya konu edilmeyerek kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun emekli maaşının haczedilemeyeceğine, 5510 sayılı kanunun 93/son maddesi uyarınca kredinin alınması sırasında takas ve mahsup yönünde verilen muvafakatin geçerli olmayacağını ilişkin karar verdiğini, davalı bankaca yapılan bloke ve takas suretiyle kredi borcunun tahsili bu nitelikte bir işlem olup yasa hükmü karşısında geçerliliği olmadığı, davacının vaki muvafakatı çerçevesinde emekli maaşından yapılan kesintiler geçersiz hukuki işleme dayalı olduğundan yapılan kesintilerin iadesi ve blokenin kaldırılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kredi sözleşmesi gereği emeklilik ücretinden yapılan kesintinin iadesi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

2.04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak durumunu oluşturan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemeyeceğine göre davacı vekilin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Aşağıdaki temyiz harcının mahallinde davalıdan alınmasına,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440

ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.