Logo

3. Hukuk Dairesi2023/512 E. 2023/2387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumun, davacıya yaptığı avans ödemelerinden, fatura incelemesi sonucu yaptığı mutabakat faizi kesintisinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 97/7. maddesi uyarınca davalı kurumun fatura incelemesini üç ay içinde tamamlayamaması ve bu nedenle temerrüte düşmesi nedeniyle faiz kesintisi yapamayacağı gözetilerek, davalının temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/161 E., 2022/317 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 13. (kapatılan) Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarih, 2016/27198 Esas ve 2020/152 Karar sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalının temyiz dilekçesinin gerekli şartları taşıdığından kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; hizmet alımı sözleşmesi gereğince davalı Kuruma teslim edilen faturalardan mutabakat faizi kesintisi adı altında kesinti yapıldığını, yapılan bu kesintinin haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.041,15 TL tutarındaki alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; davacı hakkında uygulanan faiz kesintisi işleminin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2015 tarihli ve 2013/532 Esas, 2015/201 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin ödeme şartları ve zamanı başlıklı bölümünün 10.2 nci maddesinde "Yersiz ödemeler ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte SHS'nin kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir" maddesi yer aldığı, bu nedenle faiz kesintisinin sözleşmeye uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 15.01.2020 tarih ve 2016/27198 Esas, 2020/152 Karar sayılı ilamıyla; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 97 nci maddesinin 7 nci bendinde 3 aylık süre içinde avans hesabının kapatılacağının düzenlendiği, ancak davalı kurumun bu sürede incelemesini tamamlayamayarak kusurlu davrandığının açık olduğu, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu ... sağlık sunucularından sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin hem 2009/44 sayılı Genelgenin 7.2.2 maddesinde, hem de 2011/62 sayılı Genelgenin 1.11.7 maddesinde fazla ödemenin varsa Kurum alacağından mahsup edileceği yazılı olması karşısında bu düzenlemelere bağlı olarak yapılan süresinde fatura avans ödemelerinin yersiz ödeme kabul edilemeyeceği ve faiz kesintisi uygulanmasının yasal dayanağının olduğundan söz edilemeyeceğinden mahkemece gerekirse faiz kesintisinin miktarının belirlenmesi açısından ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiğinden bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 5510 Sayılı Yasanın 97 nci maddesinin 7 nci bendinde 3 aylık süre içerisinde avans hesabının kapatılacağı düzenlenmiş olup, bu 3 aylık süre içinde ödenen avanslardan fazla ödenen var ise bunun için faiz işletilemeyeceği, davalı Kurumun 3 aylık sürede incelemesini tamamlayamaması nedeniyle kusurlu davranan ve esasen temerrüte düşen tarafın kendisi olduğu, ayrıca sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin 2009/44 sayılı Genelge, 7.2.2 nci maddesinde ve 2011/62 Sayılı Genelgenin 1.11.7 nci maddesinde fazla ödemenin varsa Kurum alacağından mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye bağlı olarak yapılan Kurum avans ödemesinin yersiz olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, 8.008,57 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı temyiz dilekçesinde, davalı Kurum tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerden dahi Kurum tarafından alacaklarından “faiz kesintisi” adı altında yapılan haksız kesintinin talep ettiği meblağdan fazla olduğu anlaşılmasına rağmen Mahkemece sanki davalı Kurum tarafından 8.008,57 TL kesinti yapılmış gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı temyiz dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 8.008,57 TL kesintinin doğru hesaplandığı mütalaa edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu miktarın Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, cevap dilekçelerinin dikkate alınmadığını, Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, Kurumun yaptığı kesintilerin tamamının hukuka uygun olduğunu, Kurum aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin fazla hesaplandığını, Kurum lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri ücretinin daha fazla olması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının Kuruma sunduğu faturalar nedeniyle davalının mutabakat faizi adı altında yaptığı kesintinin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 ... ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

3. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

4. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun (5510 sayılı kanun) 97 nci maddesinin 7 nci bendi şu şekildedir;

“(Değişik yedinci fıkra: 18/2/2009-5838/2 md.) Sağlık hizmeti sunucuları, sunmuş oldukları hizmetlere ilişkin bir ay içinde düzenledikleri fatura ve eki belgeleri izleyen ayın onbeşine kadar Kuruma teslim ederler. Fatura teslim tarihi; süresi içinde teslim edilen faturalar için teslim edildiği ayın onbeşinci günü, süresi içinde teslim edilmeyen faturalar için ise teslim edildiği ayı takip eden ayın onbeşinci günü olarak kabul edilir. Fatura bedelinin tamamı, fatura teslim tarihinden itibaren, altmış ... içinde, sağlık hizmet sunucularına avans olarak ödenir. Fatura ve eki belgeler, fatura teslim tarihinden itibaren üç ay içinde incelenerek avans hesabı kapatılır. İnceleme süresinin takip eden mali yıla sirayet etmesi durumunda, avans artıkları hakkında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35 ... maddesindeki akreditiflere ilişkin hükümler uygulanır.”

5. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesi şu şekildedir.

“(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.

(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez...”

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 saylı kanun) yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326 ncı maddesi şu şekildedir;

“(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.

(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.

(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.”

3. Değerlendirme

1. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 ... maddesi uyarınca temyiz edilemez. 1086 sayılı Kanun'un anılan hükmü uyarınca, temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 2.032,58 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kalmaktadır.

2. Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşıldığından, davalının davacı tarafından kendisine sunulan faturaların 5510 sayılı kanunun 97/7 nci maddesi uyarınca 3 ay içerisinde incelemesini tamamlamadığından davacıya avans olarak ödediği fatura bedellerinden faturalandırmanın hatalı olması nedeniyle yapacağı kesintilere ilişkin faiz isteyemeyeceği, davalı lehine ve aleyhine hükmedilen vekalet ücretlerinin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13/1 ve 13/2 nci maddelerine uygun olduğu, tarafların yargılama giderlerinden 6100 saylı kanunun 326/2 nci maddesine uygun şekilde sorumlu tutulduğu anlaşıldığından davalının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Davalının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.