"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/198 E., 2022/98 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/569 E., 2019/428 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı vekilinin duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının İstanbul İli ... İlçesi ... Mahallesi 3299 ada 3 parsel sayılı iki konutun yer aldığı taşınmazın maliki olduğunu, davalılar tarafından bu parselin 3 nolu Gecekondu Önleme Bölgesi ve Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamına alındığını, davalılar tarafından bölgede yapılan çalışmalarda eksik değerlendirme ile bölgede konut tespitleri yapılırken yaşam şartlarının ve gelir düzeyinin dikkate alınmadığını, müvekkiline ait iki konutun kapı numaralarının 45 ve 47 olarak düzenlendiğini, emlak vergilerinin senelerdir ayrı ayrı ödendiğini, iki konutun arasından yol geçtiğini ve birbirinden bağımsız kullanıldığını, müvekkiline ait konutların tek konut olarak kabul edilmesine itiraz ettiklerini ileri sürerek, dava konusu parselde yer alan ve ikinci konut olarak kabul edilmeyen konuta karşılık konut teslimine, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin hak kazandığı tarihten itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 23.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 120.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacının, düzenlenen muvafakatnamede 1 adet 3+1 konut talep ettiğini, Belediyenin de kendisine 3+1 konut tahsisi işlemini gerçekleştirdiğini, davacı taraf ile müvekkili İdare arasında sözleşmesel ya da fiili herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığını, bu nedenle davanın pasif husumet nedeni ile reddinin gerektiğini, yerinde yapılan kontrollerde davacının ayrı bir konut olarak göstermek istediği yerin asıl konutu müştemilatı olarak tespit edildiğini, bu nedenle ayrı bir konut alma hakkının verilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davanın süresinde açılmadığını, hak sahiplerinin Belediye ile yaptıkları anlaşmada muvafakatnameyi imzaladıklarını, muvafakatname çerçevesinde konut tahsisi yapılabilmesi için öncelikle bağımsız bölüm statüsünde yani yaşama alanı, yatak odası, banyo, mutfak vs birimlerini bulundurması ve ayrı birimlere ait ayrı ayrı beyan, fatura vs belgelerin ibraz edilmesinin gerektiğini, taşınmaza ilişkin bir adet elektrik, bir adet su aboneliğinin olduğunun tespit edildiğini, ikinci konut olarak kullanıldığı iddia edilen bölümde yapılan incelemede fiilen kullanılmayan tek odalı bir yer olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafın kullanımındaki bir adet bağımsız bölüme karşılık yapılan bir adet konut tahsisi işleminin hukuka ve gerçek duruma uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar arasında kentsel dönüşüm protokollerinin yapılmasından sonra davacının kullanımında olan ve sözleşme hükümlerine göre konut niteliği taşımayan 45 kapı nolu yapı için su aboneliği tesis edildiği, geriye dönük vergi ödemesi yapıldığı, davacı tanıklarının da görgüye dayalı net bir bilgilerinin olmadığı, tahmin yürütmeye dayalı olarak 2. konut hakkında beyanda bulundukları, konut olarak kabul edilmeyen yapıda davacının akıl sağlığı yerinde olmayan ağabeyinin kaldığı, bu kişiye davacı ve ailesinin baktığı, bu yerin sözleşmedeki yaşama mekanı+yatak odası+WC- banyo+mutfak birimlerini kapsamadığı, ayrıca, bu yer için emlak beyanı ve elektrik, su, telefon ya da doğalgaz abonelik sözleşmesi/faturalardan en az birisinin bulunmadığı, var olan ikinci aboneliğin de kentsel dönüşüm çalışmalarının başladığı tarihten sonra oluşturulduğu, 1989 yılında tesis edilen ilk aboneliğe rağmen 2015 yılına kadar ikinci aboneliğe ihtiyaç duyulmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve bu durumun da 2. yapının konut niteliğinde benimsenmediğini gösterdiği, davacının taşınmazdaki konut niteliğine sahip yapısı ve eklentisi için idarece yapılan kıymet takdirinde, dava konusu 2. yapının da dahil edilmesi dikkate alınarak davacının ikinci bir konut talep etmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında 14.03.2016 tarihinde sözleşme koşullarını açıklayan bir muvafakatname imzalandığı, bu muvafakatnamenin irade bozukluğu hallerinden biri nedeniyle geçersiz olduğunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının maliki olduğu parselde iki konutun yer aldığını, talep etmiş oldukları konutlardan birinde su aboneliği diğer konutta da elektrik aboneliği bulunduğunu, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan sözleşme şartlarında gabin mevcut olduğunu, sözleşmenin imzalandığı aşamalarda gayrimenkullerin malikleri üzerinde, davalılar tarafından fazlası ile psikolojik baskı kurulduğunu, 1+1 konutun karşılığının verilmemesi veya ödenmemesinin irade bozukluğunun varlığı için yeterli olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı taraf; dava konusu taşınmazda 1+1 konut statüsünde gecekondu bulunduğunu, konutlardan birinde su aboneliği, diğer konutta elektrik aboneliğinin mevcut olduğu, sözleşme şartlarında gabin söz konusu olup davalılar tarafından psikolojik baskı ile sözleşmenin imzalatıldığını, irade bozukluğu bulunduğunu, davalıların haksız kazanç sağladığını, 1+1 konutun varlığını davalıların da kabul ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de dava dilekçesinde gabin iddiasına dayanmadığı, bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kentsel dönüşüm kapsamında davacı ile davalı ... arasında imzalanan sözleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun Ek 7 inci maddesi.
3.Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle davacının ayrı bir konut olduğunu iddia ettiği yerin kıymet takdir komisyon raporunda asıl konutun müştemilatı olarak tespit edildiği, bu nedenle de ayrı bir konut alma hakkı verilmediği, ayrı bir konut sayılması için aranan şartları taşıdığını kanıtlayamadığı, davacının 14.03.2016 tarihli muvafakatnameyi imzalayarak bir adet konutun verilmesini kabul ettiği, dosya içerisinde yer alan diğer belgeler incelendiğinde davacının Belediye Başkanlığına verdiği 1983 tarihli imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak yapılan gecekondulara ait başvuru dilekçe formunda daire sayısını "1" olarak gösterdiği ve 1985 tarihli tapu tahsis belgesinde de tek konut bulunduğunun belirtildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.