"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/212 E., 2021/543 K.
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin İncirli Eczanesinin sahibi olduğunu, kuruma fatura edilen 2008 yılına ait iki adet reçete ile ilgili olarak 2012 protokolünün 5.3.2 nci maddesi gereğince reçete arkasındaki imzanın hasta veya hasta yakınına ait olmaması nedeniyle 1. kez uyarılmasına, 5.3.5 inci maddesi gereğince hasta veya yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetenin kuruma fatura edildiği iddiası ile 1. kez uyarılmasına ve 10.729,30 TL cezai şartın tahsiline karar verildiğini, eczacı olarak hastalara kimlik sorma ya da kimlik bilgilerini kontrol etme gibi bir hakkının bulunmadığını, söz konusu reçetelere ilişkin olarak herhangi bir usulsüz işlemi olmadığını, davalı kurumun zararının da söz konusu olmadığını ileri sürerek davalı kurumun 15.09.2014 günlü kararının hukuka ve protokole aykırılığının tespiti ile hükümsüzlüğüne ve muarazının men'ine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; yapılan araştırmalarda, reçete sahiplerinin Medula sisteminde yer alan tarihlerde muayene olmadıkları, adlarına düzenlenen rapor ve reçetelerden haberdar olmadıkları gibi ilaçları da eczaneden alıp kullanmadıklarını beyan etmeleri üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, davacı eczane tarafından 2 adet sahte reçetenin kuruma fatura edilmesi nedeniyle cezanın uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.10.2015 tarihli ve 2014/519 E., 2015/408 K. sayılı kararı ile; davacı eczacının reçetede adı yazılı hekimler tarafından verilmediği anlaşılan reçetelerin sahte olduğunu bilecek durumda olmadığı, ceza mahkemesi kararı ile veya başka türlü yazılı delille veya ikrar sureti ile davacının sahtecilik fiiline iştirak ettiği veya bile bile ilaç temin ettiği veya ilaç temin etmeden ilaç verilmiş gibi tahakkuk evrakı hazırladığının anlaşılamadığı, şüphenin davacı lehine yorumlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.04.2019 tarihli ve 2016/8299 E., 2019/4992 K. sayılı ilamıyla; davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağı, bu haliyle davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı, davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin protokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu tereddüte ya da duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde sabit olduğu davacının bu şekilde sözleşmenin 5.3.2 nci ve 5.3.5 inci maddelerine aykırı davranması nedeniyle davacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu, mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 28.02.2023 tarihli ve 2022/4968 Esas, 2023/360 Karar sayılı kararıyla, temyiz olunan kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince verilmiş olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili, Mahkeme kararında davanın neden reddedildiği hususunda bir gerekçe yer almadığını, cezai işlemin ve yerel mahkeme kararının gerekçesinde atıf yapılan kimlik kontrolü yapılması isteminde kontrol yükümlülüğünün 2013/1 protokolü ile yürürlüğe girdiğini, kaldı ki bu kontrolün de sadece beyana dayalı olduğu ve yasal hiçbir zemine oturtulmadığı gerçeğinin değerlendirilmediğini, reçete tarihlerinin 2008 olduğunu, ilgili tarihte ek doğrulama bilgileri ile kimlik kontrolü yapılması fiili uygulamasının yürürlüğe girmediğini, hal böyleyken davacı müvekkilin bu tarihte böyle bir yükümlülüğünün olmadığını, kendisine bu konuda herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği hususlarının dikkate alınmadığını, davacının bir eczacı olarak kimlik kontrolü yapmak hak ve yetkisinin olmadığı göz ardı edilerek hukuka aykırı hüküm kurulduğunu, dava konusu reçetelerin şeklen gerçek olduğunu ve davacının şüphelenmesine neden olacak reçeteler olmadığını, hastalara ait reçetelerin davacı tarafından tüm hasta ve reçetelere yapıldığı üzere, reçetelerin uygunluğu kontrol edilerek ve reçetelerdeki ilaçlar sisteme girilerek sistemden provizyon alınarak, reçeteleri getiren kişi/kişilerin de imzaları alınarak ve ayrıca ödemesi gereken ücretlerde tahsil edilerek teslim edildiğini, bir eczaneye gelen reçetenini sahte olup olmadığını eczacının anlamasının mümkün olmadığını, zira medula sistemi üzerinden eczaneye gelen reçete muhteviyatı ilaçları eczanenin ilgilisine verip teslim etmesi gerektiğini, bu sebeple reçete muhteviyatının sahte olup olmadığını eczanenin bilebilmesi veya anlayabilmesinin mümkün olmadığını, ..........., ile ........, adlı reçete sahiplerinin reçeteyi yazdırmadıklarının kabul edilmesiyle Yerel Mahkemece reçetelerin sahteliği kabul edilerek hüküm kurulduğunu ancak halen, reçetelerin gerçek olup olmadığı, hastalar muayene olmadıysa, reçeteleri yazan doktorların kimi muayene ettiği, doktorlar hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığı hususunun inceleme konusu yapılmadığını, dava konusu reçetelere ilişkin reçete sahiplerinin tanık sıfatıyla dinlenilmediğini, 2016 ile 2020 protokollerinin de değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından uygulanan cezai şartın protokole aykırı olduğu ileri sürülerek kararın iptali ve çekişmenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2.Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün bozma kararı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (02.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye harcın karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.