Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5261 E. 2024/256 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, yangın nedeniyle uğradığı ve sigorta tarafından karşılanmayan zararın miktarını ispat edip edemediği noktasında oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sigorta kapsamı dışında kalan zararını ispatlayamadığı ve dosya kapsamında bu yönde yeterli delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/611 E., 2019/67 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya direnme kararı verilmiş, direnme kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli ve 2020/232 E., 2022/1032 K. sayılı kararı ile direnme kararı yeni hüküm teşkil ettiği belirtilerek temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemize gönderilen dosya üzerinde; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip geregi düsünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; Modern Çarşıda 24.12.2003 tarihinde meydana gelen yangın sonucunda, müvekkilinin kiracı olarak bulunduğu işyerlerindeki 400.000,00 TL tutarındaki emtianın, 15.000,00 TL tutarındaki demirbaşın ve 40.000,00 TL tutarındaki tefrişat malzemesinin tamamının hasar gördüğünü, ayrıca ticarî faaliyetini bir süre yürütememesi ve müşteri portföyünü kaybetmesi nedeniyle 50.000,00 TL zarara uğradığını, meydana gelen zararın 270.000,00 TL’lik bölümünün sigorta şirketi tarafından karşılandığını, geriye kalan zarardan yangını bizzat başlatan 66-67 nolu dükkan kiracısı davalı ... ve işçisi olan davalı ... ile bina maliki olarak gerekli tedbirleri almayan davalı İl Özel İdaresinin sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, 3.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 23.12.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 100.000,00 TL’ye yükseltmiş, 26.10.2014 tarihli celsede davalı ... hakkında açtıkları davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı sıfatıyla yargılamada yer aldığı dönemde İl Özel İdaresi vekili ve sonrasında 06.12.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1 inci maddesi gereği İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin kaldırılması nedeniyle yargılamaya davalı sıfatıyla dâhil olan Ankara Büyükşehir Belediyesi vekili (ihbar olunan sıfatıyla verdiği) cevap dilekçelerinde; müvekkillerinin söz konusu olayda herhangi bir kusur yahut sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davaya konu yangının çıktığı işyerinde işçi olarak çalıştığını, olay günü elektriklerin kesik olduğunu görünce jeneratörü çalıştırmak isterken bir anda alevler içerisinde kaldığını, işyerinde yanıcı plastik malzemelerin bulunması sebebiyle yangını durduramadığını, tarafına kusur izafe edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.11.2014 tarihli ve 009/505 E., 2014/737 K. sayılı kararıyla; davacıya ait işyerinde yanan bazı malzeme, demirbaş ve emtia nedeniyle açılan hasar dosyası ve ekspertiz raporuna istinaden dava dışı Ergo Sigorta A.Ş. tarafından 132.273,00 TL, Ray Sigorta A.Ş. tarafından ise 115.869,00 TL ödeme yapıldığı, her ne kadar davacı tarafça yangın sırasında 400.000,00 TL ticarî emtia, 40.000,00 TL tefrişat malzemesi ve 15.000,00 TL demirbaş malzemenin yandığı, bunun dışında işyerini taşıması, müşteri portföyünü kaybetmesi nedeniyle 50.000,00 TL zarara uğradığı iddia edilmiş ise de; davacı tarafa ait işyerinde meydana gelen ticarî emtia, tefrişat ve demirbaşlara ilişkin olarak, Ergo Sigorta A.Ş. ve Ray Sigorta A.Ş. tarafından sigorta kapsamında hasar dosyası açıldığı, ekspertiz incelemesi yapıldığı, davacı tarafça ayrıca uğranıldığı belirtilen ticarî emtia, tefrişat ve demirbaş malzemelerinin muhasebe kayıtları ve diğer belgelerle ispatının gerektiği, ancak, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin yangın tarihi olan 24.12.2003 tarihi itibari ile stok durumunu tespite elverişli olmadığı, başka bir ifadeyle davacı tarafın sigorta kapsamında işyerinde fazladan bulunduğu belirtilen emtia, tefrişat ve demirbaş malzemelerine ilişkin iddialarını ispat edemediği, öte yandan davacı tarafça yeni bir işyeri kiralandığı, işyerinin taşınması, ayrıca müşteri ve ciro kaybı nedeniyle zarara uğranıldığı belirtilmiş ise de davacı tarafça verilen kurumlar vergisi beyannamesi içeriğine göre yangından sonra bu yönde bir ciro kaybının bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKI YARGILAMA SÜRECI

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.06.2018 tarihli ve 2016/19641 E., 2018/7144 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafın, işyerini taşıması ve müşteri kaybına uğraması nedeniyle talep ettiği tazminat istemine yönelik sair temyiz itirazları reddedilerek,

"....Uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 42. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, zararın ve kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ancak, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda ise; işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak, zararın kapsamı hakim tarafından belirlenir. Burada, hakime verilen bir yetkinin ötesinde görevin söz konusu bulunduğu da göz ardı edilmemelidir.

Buna göre, Mahkemece; yukarıda açıklanan kanun hükümleri çerçevesinde uyuşmazlık hakkında bir değerlendirme yapılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ilk karar gerekçesinin yanında, somut olayda bozma kararında bahsi geçen 818 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafın sigorta kapsamında iş yerinde fazladan bulunduğu belirtilen emtia, tefrişat ve demirbaş malzemelerine ilişkin iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle, bozma ilamına direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; yangın sonucunda müvekkilinin mallarının ve iş yerinde bulunan muhasebe kayıtlarının yandığını, bu nedenle zayi belgesi alındığını, demirbaş, tefrişat malzemelerine ilişkin faturaların tamamen yok olduğunu, İtfaiye raporunda Modern Çarşıdaki yangında iş yerinin tamamen yandığının tespit edildiğini, fatura ve fotoğraf gibi belgeler sunma olanağının bulunmadığını, vergi dairesi kayıtlarının geldiğini, malzemelere ilişkin listenin ibraz edildiğini, makul ve kabul edilebilir nitelikte olduğunu ileri sürerek, kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Direnme Kararının Temyizi ve Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli ve 2020/232 E., 2022/1032 K. sayılı ilamıyla; bozma ilamının mahiyeti ve direnme kararının gerekçesi dikkate alındığında, Mahkemenin ilk kararında tartışmadığı bir hükmü, bozmada işaret edilmesi üzerine direnme adı altında verdiği kararda tartıştığı ve bu hükmün somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna vararak davanın reddine karar verdiği, bu hâlde kararın bozma kararında işaret edilen şekilde değerlendirme içermekle eylemli uyma mahiyeti taşıdığı ve yeni bir hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.

D. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının sigorta tarafından karşılanandan fazla zarara uğradığı iddiasını dosya kapsamı itibariyle ispat edip edemediği, ispat edemediği sonucuna varılacak olur ise Mahkemece 818 sayılı Kanun’un 42 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde değerlendirme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Kanun'un zararın ve miktarın tayinine ilişkin 42 ve 43 üncü maddeleri.

3. Gerekçe

Temyizen incelenen kararda; davacıya ait işyerinde meydana gelen ticarî emtia, tefrişat ve demirbaşlara ilişkin zarara yönelik sigorta şirketleri tarafından inceleme yapılarak ödeme yapılmış olmasına, mevcut dosya kapsamında fazla kısma yönelik iddianın ispatlanmadığının belirlenmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.