"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2020/349 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurum tarafından yapılan denetim sonucunda, imzalanan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesine aykırılıklar tespit edildiği gerekçesiyle müvekkili hakkında toplam 95.000,00 TL cezai işlem uygulandığını, cezai işleme gerekçe olarak sağlık hizmeti verilen hastalardan Kurumca belirlenen oranlardan fazla ilave ücret alındığının, taburcu edilen hastalara sözleşme gereğince verilmesi gereken ilave ücreti gösterir belgenin verilmediğinin ve dava dışı S. A. isimli şahsa uygulanan tedavi işlemlerine ilişkin faturanın gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin gösterildiğini, ancak müvekkili tarafından yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin, davalı Kuruma cezai işlem miktarı olan 95.000,00 TL borçlu olmadığının ve ceza işleminin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile kesilen bedelin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle tahakkuk ettirilen cezanın mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.01.2015 tarihli ve 2012/633 E. 2015/26 K. sayılı kararıyla; bilirkişi heyetinden alınan 29.11.2014 tarihli ek rapor doğrultusunda, davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından davacı hakkında uygulanan 11.11.2011 tarihli cezai işlemin iptaline, 95.000,00 TL'nin 25.01.2012 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.12.2017 tarihli ve 2015/22188 E. 2017/12374 K. sayılı ilamıyla; davalı Kurumun davaya konu cezai işlemine esas 28.09.2011 tarihli yazısının incelenmesinde, davalı tarafından davacı hakkında Sağlık Hizmetleri Satın Alma Sözleşmesinin (3.1.3.1) ve (5.1.11) maddeleri gereği 75.000,00 TL; (3.1.7.2.) ve (5.1.10) maddeleri gereği 10.000,00 TL ve (5.1.1.) maddesi gereği 10.000,00 TL olmak üzere üç ayrı gerekçe ile toplam 95.000,00 TL cezai işlem uygulandığının anlaşıldığı, oysa ki gerek hükme esas alınan 29.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda gerekse aynı heyetten daha önce alınan 12.02.2014, 08.04.2014 ve 15.09.2014 tarihli bilirkişi raporlarında davaya konu edilen cezai işleme sebep bu üç nedenin hiç tartışılmadığı gibi, yanlış değerlendirme sonucu tüm bu raporlar ile cezai işlem sebebi olmayan hastalardan ilave ücret alınması üzerinde durulduğu, bu haliyle hükme esas alınan bilirkişi raporunun, uygulanan cezai şartın yerinde olup olmadığı hususunda bir tespit içermediği gibi davalı tarafın savunmalarını da karşılayacak biçimde açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı; yine Mahkemece yargılama aşamasında dört kez bilirkişi raporu aldırılmış ve 29.11.2014 tarihli bilirkişi raporu uygun görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 12.02.2014, 08.04.2014 ve 15.09.2014 tarihli bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirmeler neticesinde davacının Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin (3.1.3.1.) maddesine aykırı olarak hasta yakınlarından özel hizmet adı altında ücret aldığının sabit olduğu, bu nedenle davalı Kurum tarafından uygulanan 95.000,00 TL'lik cezai işlemin yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüşken, hükme esas alınan 29.11.2014 tarihli iki sayfadan ibaret rapor ile yeterli gerekçe ve açıklama gösterilmeksizin, aynı bilirkişi heyetince ilk üç rapordaki görüşün aksine uygulanan cezai işlemin yerinde olmadığı görüşünün ileri sürülmüş olup, alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunun anlaşıldığı; Mahkemece, dava konusu cezai işleme esas üç ayrı gerekçenin etraflıca ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de değerlendirilmek suretiyle nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 11.08.2020 tarihli rapor doğrultusunda, davalı Kurum tarafından yapılan 95.000,00 TL tutarındaki kesintinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı Kurum tarafından davacıya uygulanan 11.11.2011 tarihli cezai işlemin iptaline, 95.000,00 TL kesintinin 25.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirli olup, belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini; davacıya ait hastanede doğum yapan tüm hastalar için düzenlenen epikriz raporlarında normal doğum yaptırıldığı beyan edilmiş olmasına rağmen, aslında hiçbir hastaya normal doğum yaptırılmadığını, hastaların tamamına kasıtlı olarak sezaryen doğum yaptırıldığını, bu şekilde müvekkili Kurum ile davacı arasında güvensizlik oluşturulduğunu, yapılmayan bir işlemin yapılmış gibi gösterilmesinin ve faturalandırılmasının cezai işlem uygulanması için yeterli olduğunu, hükme esas alınan son bilirkişi raporunda bu hususların dikkate alınmadığını, bu nedenle rapora itiraz ederek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, ancak itibar edilmediğini, Kurum işleminin haklı ve yerinde olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi,
2. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği,
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gereğince inceleme yapılarak karar verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.