Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5489 E. 2024/3314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek bedelinin güncellenerek tahsili talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kesin borç ipoteğinin, anapara, gecikme faizi ve takip masraflarını kapsadığı, davacı tarafından ipotek bedelinin muaccel hale geldiği tarihten dava tarihine kadar tahsil yoluna gidilmemesi ve güncelleme için gerekli koşulların oluşmaması gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/118 E., 2023/24 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/149 E., 2021/493 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen ipotek bedelinin uyarlanması ve tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili asıl davada; davaya konu 13189 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 15 numaralı bağımsız bölüm üzerinde müvekkillerinin murisi ... lehine 27.06.1970 tarihinde ipotek tesis edildiğini, bu ipoteğin muris tarafından taşınmazın o tarihteki malikine verilen 40.000,00 ETL borca karşılık kurulduğunu, resmi senede göre ipotek bedelinin taksitler halinde 01.06.1972 tarihine kadar ödenmesi gerektiği halde ödemenin yapılmadığını, taşınmazın 27.02.2015 tarihinde davalı şirket tarafından üzerindeki ipotekle birlikte satın alındığını, bu nedenle ipotek borcundan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek; ipotek bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00 TL’nin muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 26.03.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 96.343,89 TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.

2. Davacılar vekili birleşen davada; müvekkili ...'un ipotek lehtarı ...’ün mirasçısı olduğunu belirterek, asıl davada ileri sürdüğü sebeplerle, ipotek bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca güncellenmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi raporu ile belirlenen 32.114,63 TL ipotek bedelinin muacceliyet tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkili şirketin kötüniyetli olmadığını, ipotek alacaklılarına ulaşmaya çalıştıklarını ve bu konuda kendilerine 2019 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, ipoteğin güncellenmesini kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporuyla hesaplanan ipotek bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca davacılara ödenmesi gerektiği belirtilerek; asıl davanın kabulü ile 96.343,89 TL ipotek bedelinin 100,00 TL'sinin dava tarihinden; 96.243,89 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara ödenmesine; birleşen davanın kabulü ile 32.114,63 TL ipotek bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; ipotek bedelinin gerçekte daha fazla olduğunu, ayrıca ipotek senedinde bir taksitin ödenmemesi halinde borcun tümünün muaccel olacağı kararlaştırıldığından ve taksitlerin tamamı ödenmediğinden, muacceliyet tarihi olan 1970 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, bu hususlar yönünden kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; ipotek bedelinin güncel rakamlara uyarlanmasını kabul etmediklerini, 1988 tarihinde vefat eden murisin ölüm tarihine kadar alacağını takip etmemesinin aslında alacağını aldığını gösterdiğini, talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, ayrıca temerrüde düşürülmediklerini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, 27.06.1970 tarihli ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden dava konusu ipoteğin, 40.000,00 ETL karşılığı, faizsiz ve vade tarihi belirlenmek suretiyle tesis edildiğinin anlaşıldığı, açıklanan bu niteliğe göre ipoteğin kesin borç (karz) ipoteği olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 875 inci maddesine göre kesin borç (karz) ipoteğinin; anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını güvence altına aldığı, davacının talebinin ipotek senedinde yer alan 40.000,00 ETL'nin günümüze uyarlanarak tahsiline yönelik olduğu dikkate alındığında, aleyhine ipotek tesis edilenin borcunun, ipotek senedinde yer alan borç miktarı ve ödemede gecikilmesi halinde gecikme faizi kadar olduğu, lehine ipotek tesis edilen şahsın sadece bu miktarı ve icra takibi yapmış ise icra masraflarını isteyebilecek olması nedeniyle ipotek bedelinin uyarlanmasının mümkün olmadığı, bu durumda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, aynı sebeplerle davacılar vekilinin daha yüksek ipotek bedeli isteğine yönelik istinaf itirazının da yerinde olmadığı gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; ipotek bedelinin ödendiği hususundaki ispat yükü üzerinde olan davalının ispata elverişli herhangi bir yazılı belge sunmadığını, ipotek bedelinin ipotek borçlusu tarafından ödenmediği gibi, taşınmazı ipotekli olarak satın alan davalı tarafından da ödenmediğini, Yargıtay içtihatları uyarınca ipotek bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereği günümüz şartlarına uyarlanması ve davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerektiğini; aksi kanaat halinde, davalı tarafın savunmasında müvekkillerinin murisi Seyit Ali’nin yapının müteahhidi olduğu ve bu nedenle ipotek verildiğini belirttiği dikkate alınarak, kanuni ipotek hükümlerinin uygulanması gerektiğini, hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ipotek bedelinin uyarlanarak, dava konusu taşınmazın maliki olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Kanun'un 875 inci maddesi,

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ve 138 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların murisi lehine 27.06.1970 tarihli ve 40.000,00 ETL bedelli, birinci derecede, faizsiz ve 01.06.1972 tarihine kadar geçerli olmak üzere kesin borç (karz) ipoteği tesis edilmesine; kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını güvence altına almakta ise de davacı tarafça, 2020 yılında açılan asıl dava tarihine kadar muaccel hâle gelen ipotek borcunun ödenmemesi nedeniyle tahsil yoluna gidilmemesine, tahsil yolunun kullanılmasına engel teşkil edecek fiilî ya da hukuki bir durum da ileri sürülmemesine ve somut olayda ipotek bedelinin uyarlanması koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.