"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/234 E., 2021/446 K.
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulüne/birleşen davanın kabulüne
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı/birleşen davada davacı vekili
Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tespit ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı/birleşen davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı tarafından 2002 yılında atıksu abonesi yapıldığını, ancak şebeke suyunu kullanmaya başladığı tarih olan 22.07.2010 tarihine kadar gerek şebeke suyu gerekse atıksu ile ilgili davalının herhangi bir hizmetinden faydalanmadığını, buna rağmen haksız ve hukuka aykırı olarak adına atıksu bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek; 196.945,81 TL bedelli fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davanın reddini istemiş, işbu dava ile birleşen davada ise; atıksu abonesi davalı kurum adına 10.10.2010 tarihine kadar tahakkuk ettirdiği 196.181,28 TL bedelli faturanın hukuka uygun olduğunu, davalının fatura bedelini ödemediğini, her abonenin kullandığı su kadar atıksu ürettiğinin kuşkusuz olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, atıksu bedeline ilişkin alacağından şimdilik 30.000,00 TL'nin faturanın tebliğ edildiği tarih olan 21.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 15.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 127.766,50 TL'ye yükseltmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.12.2015 tarihli ve 2011/714 E., 2015/614 K. sayılı kararıyla; davalının davacıdan talep edebileceği atıksu bedeli alacağının 122.766,50 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkete 69.179,31 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davanın kabulü ile atık su bedeli olarak belirlenen toplam 122.766,50 TL'nin 30.000,00 TL'sinin borcun tebliğ tarihi olan 21.11.2011 tarihinden, ıslahla artırılan 97.766,50 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 17.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 21.06.2018 tarihli ve 2018/3791 E., 2018/6913 K. sayılı ilamla; (1) numaralı bentle davalı/ birleşen davacının tüm, davacı/ birleşen davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,
"...2-...Dava konusu atık su bedeline ilişkin mahkemece; hükme esas alınan bedele yönelik görüşüne başvurulan bilirkişi avukat olup, atık su bedeli ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir...
...3-...Dosyanın incelenmesinde; davalı-birleşen dosya davacısı tarafça davacıya yönelik atık su nedeniyle 2002-2010 yılları arasındaki 83 döneme ilişkin 88.650,36 TL asıl borç ve 107.530,92 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 196.181,28 TL dava konusu borç çıkarıldığı, mahkemece hükme esas alınan avukat bilirkişi raporuna göre ise 104 fatura üzerinden 91.702,50 TL ödenmemiş borç ve her bir döneme ait son ödeme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz 36.064,00 TL olmak üzere toplam 127.766,50 TL atık su bedeli belirlendiği görülmektedir.
O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davalı-birleşen davacı tarafça talep edilen fatura dönemi ve miktarı dikkate alınarak taleple sınırlı olarak yapılacak bilir kişi incelemesi sonucunda çıkan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak 104 fatura dönemi ve asıl alacak miktarını aşan şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...
...4-... Dosya içerisindeki bilgilerden dava konusu 83 döneme ilişkin faturanın tek fatura şeklinde düzenlerek 22/11/2011 tarihinde davacı- birleşen davalı kuruma tebliğ edildiği, birleşen dava dilekçesinde de “fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla atık su bedeline ilişkin kısmi 30.000,00 TL alacağın 22/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin” talep edildiği, buna karşın hükme esas alınan raporda, her bir son ödeme tarihinden dava tarihine kadar faiz hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece; dava konusu 83 döneme ait faturaların tek bir fatura olarak düzenlenip 21/11/2011 tarihinde davacı- birleşen davalı kuruma tebliğ edildiği gözetilerek, taraflar arasında gecikme zammı uygulanacağına dair sözleşme de bulunmadığından uzman bilirkişiden alınacak raporda yasal faiz üzerinden hesaplama yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde tebliğ edilmeyen her bir faturanın son ödeme tarihinden dava tarihine kadar faiz hesaplanması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 11.01.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınarak, davalının davacıdan talep edebileceği atıksu bedelinin 177.465,94 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkete 19.479,87 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davanıın kabulü ile atık su bedeli olarak belirlenen toplam 122.766,50 TL'nin 30.000,00 TL'sinin borcun tebliğ tarihi olan 21.11.2011 tarihinden, ıslahla artırılan 97.766,50 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 17.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 05.10.2022 tarihli ve 2022/666 E., 2022/7369 K. sayılı ilamıyla; (1) numaralı bentle taraf vekillerinin sair temyiz itirazları reddedildikten sonra,
"...2-...uyulan bozma ilamında; davalı idarenin davacı kurumdan isteyebileceği atık su bedeli hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılması gerektiği ifade edilmesine rağmen, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yanılgılı şekilde ‘’2012/01 döneminden itibaren atıksu tarifesinin 7. grupta polis okulları için 1 ve üstü m3 fiyatının 4,30 TL olduğu dikkate alınarak’’ kullanılmış suların (atıksu) uzaklaştırılması bedelinin toplam 177.465,94 TL olarak hesaplandığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece; dosyanın alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetine tevdi edilerek, dava konusu 2002-2010 yılları arasındaki dönem için davalı idarece gönderilen 07/08/2020 tarihli yazı cevabı ekindeki birim fiyatların da dikkate alınması suretiyle, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği atık su bedeli hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli nitelik ve nicelikte rapor aldırılması, taleple bağlılık kuralı ve taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış hakların da gözetilmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, bozma gereklerini yerine getirilmeden hazırlanmış olan yanılgılı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı/ birleşen davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı/birleşen davacı vekili; asıl davanın reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınmayacağını, rapora karşı itirazları karşılanmadan eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek, kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının asıl dava yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlık, davalı idare tarafından davacı kurum adına tahakkuk ettirilen atıksu faturasından kaynaklı menfi tespit ve alacak istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 281 inci maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
2. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
3.Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta; davalı idarenin 2002 - 2010 yılları arası davacı kurumdan talep edebileceği atıksu bedelinin tespiti noktasında, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taleple bağlılık ilkesi ihlal edilip, davalı tarafından tahakkuka esas alınan tüketim miktarı aşılarak hesaplama yapıldığı, ayrıca davaya konu her bir dönem için belirlenen birim fiyat üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, hesaplamada dava konusu olmayan 2012 dönemine ait birim fiyatın baz alındığı; raporun hüküm kurmaya yeterli, elverişli olmadığı, dolayısıyla karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin Dairece verilen bozma kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı bakiye karar harcı ile para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.