"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1736 E., 2023/1952 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/372 E., 2022/60 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 19.09.2010 tarihinde davalı hastaneye başvurarak iki yıldır sürmekte olan bel ve sol bacak ağrısı nedeniyle tedavi olmak istediğini, yapılan tetkikler sonucu acil ameliyat olmasının önerildiğini ve ertesi gün ameliyata alındığını, ameliyattan sonraki gün iyi olduğu söylenerek çelik korse ile taburcu edildiğini ancak ağrılarının artarak devam etmesi üzerine tekrar hastaneye başvurduğunu ve yapılan tetkikler sonucu ilk ameliyatın başarısız olduğu anlaşıldığından 13.10.2010 tarihinde tekrar ameliyata alındığını, ameliyattan sonraki ikinci gün daha da ağırlaşarak yürümekte zorluk çekmeye başladığını, yapılan tetkikler sonucu ilk ameliyattan önce yarım santim olan omur açıklığının ikinci ameliyattan sonra iki santime çıktığının anlaşılması üzerine 15.10.2010 tarihinde üçüncü kez ameliyata alındığını, iyileşmemesine rağmen 29.10.2010 tarihinde hastaneden taburcu edildiğini, şiddetli ağrılarının devam etmesi üzerine davalıları aradığını ve kendisine 6 ay sonra düzeleceğinin ve günde iki kez ağrı kesici ve B12 vitamini içmesinin söylendiğini, bunlara rağmen iyileşmeyen müvekkilinin Irak'ta gitmiş olduğu hastanelerde yapılan tetkikler sonucu ameliyatının başarısız olduğunun anlaşıldığı, Maslak ... Hastanesinde yapılan son ameliyatın da diğer ameliyatların kötü etkilerini hafifletmediğini, müvekkilinin defalarca yapılan kusurlu ameliyatlar sonrası engelli hale geldiğini, Bağdat Üniversitesinde profesör unvanı ile öğretim görevlisi olarak çalışırken emekli olmak zorunda kaldığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 500.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 11.11.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 108.475,28 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacının ilk ameliyatının müvekkilince yapılmış olup diğer üç ameliyatın ise başka hekimlerce yapıldığını, müvekkilinin bugüne kadar binlerce ameliyat yaptığını ve böyle bir şikayet almadığını, davacıya yapılan ameliyatta da kusurunun bulunmadığını, ayrıca davacının savcılığa başvurarak müvekkilinden şikayetçi olması üzerine müvekkili hakkında soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucunun beklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı şirket vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, olay sırasında Özel ... Hastanesinin hizmet verdiğini ve tüzel kişiliğinin ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olduğunu, müvekkilinin bu şirketle bir bağlantısının bulunmayıp kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, aksi kanaat halinde ise müvekkiline kusur atfedilemeyecek olup istemlerin fahiş ve haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, davacının geçirmiş olduğu cerrahi girişim sonrasında ortaya çıkan olumsuz sonucun komplikasyon niteliğinde olduğu ve genel tıbbi kurallara uyulmasına rağmen gelişen bir rahatsızlık olabileceği ancak hasta dosyası içerisinde davacının ameliyat öncesi usulünce aydınlatıldığına ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, ispat yükünün davalı tarafta olup bu hususta ispata elverişli bir delil sunulamadığı, aydınlatma yükümlülüğüne uyulmamasının başlı başına bir kusur olduğu, davalı hastanenin devredilmesi nedeniyle tazmin sorumluluğunun devralan şirkete geçtiği, davalılardan doktor ...'nın vefat ettikten sonra birinci derece mirasçılarınca mirasının reddedildiği, ıslah edilen 108.475,28 TL maddi zararın aktüer bilirkişi tarafından belirlenen 260.365,38 TL tazminatın kadri marufunda olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 108.475,28 TL maddi tazminatın ve meydana gelen maluliyetin oranına, yüklenen kusurun mahiyetine, tarafların sosyal, kültürel ve ekonomik durumlarına göre takdiren 150.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, olay sırasında Özel ... Hastanesinin hizmet verdiğini ve tüzel kişiliğinin ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. olduğunu, müvekkilinin bu şirketle bir bağlantısının bulunmayıp kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, aksi kanaat halinde ise müvekkiline kusur atfedilemeyecek olup istemlerin fahiş ve haksız olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında kurulan vekâlet ilişkisi kapsamında doğan zararların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 147 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve 20.09.2010 tarihinde gerçekleşen ameliyat sebebiyle doğan zararın 08.08.2012 tarihli dava ile talep edilmesi karşısında dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı; davalı şirketin kendisinden önce hizmet veren Özel ... Hastanesini devralmak suretiyle devredenin borçlarından sorumlu olduğu gibi diğer davalı doktor yönünden de adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında sorumluluğu bulunduğundan kendisine husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; kusur durumuna ilişkin uzman bilirkişi heyetince düzenlenen raporda, ameliyatın risk ve sonuçları hususunda yabancı uyruklu hastanın usulünce aydınlatılmış onamının alınmadığının tespit edildiği, buna göre davacı hastaya atfedilecek bir kusur bulunmayıp kusurlu olan davalı tarafın, denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli kusur, iş göremezlik ve aktüerya bilirkişi raporları doğrultusunda hesaplanan maddi ve takdir edilen manevi tazminat ile sorumlu tutulmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, ne var ki hüküm sonucunun 2. maddesinde "manevi tazminat" ibaresi yerine "maddi tazminat" yazılmasının infaz aşamasında tereddüte sebebiyet verebileceğinden düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yazım hatası düzeltilmek suretiyle yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan mesleki özen borcuna aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 502 ve devamı maddeleri,
2. Sağlık Bakanlığı Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 15 ve 18 inci maddeleri,
3. Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları'nın 26 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı tarafça yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereği ameliyatın risk ve sonuçları hususunda davacının usulünce aydınlatılmış onamının alınmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.