"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2081 E., 2023/1924 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi
SAYISI : 2017/817 E., 2021/194 K.
Taraflar arasında görülen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerin istinaf başvrularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, davacıların, tatil yapmak amacıyla davalıya ait otele gittiklerini, tatil sırasında davalının ihmalleri sonucu, çocukları ...’in havuzda boğularak vefat ettiğini, vefat eden ...'in anne ve babasına bakacağını, davacıların kızlarının ölümü ile destekten yoksun kaldıklarını, davacı ...'in yaşadığı psikolojik buhran sebebiyle tedavi gördüğünü, davacı küçük...'in hayatının tüm döneminde kendisine destek olabilecek ablasının kaybı sebebiyle derin üzüntü duyduğunu, müteveffanın babası Hüseyin ve annesi ... ayrı ayrı için 800.000 TL manevi tazminat ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, müteveffanın kardeşi ... için ise 400.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, ölüm olayında işletmenin ve çalışanların ihmallerinin bulunmadığını, davacı anne ve babanın küçük yaştaki kızlarını gözetme yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını, havuzun derinlik bakımından çocukları için uygun olmadığını, müteveffanın henüz 12 yaşında olduğunu ve ailesine ekonomik açıdan kazanç sağlayan bir kimse olmadığını, müteveffanın yaşı itibariyle bakım, iaşe ve eğitim giderlerinin hesaplanarak tazminattan mahsubunun gerektiğini, davacıların bu denli yüksek manevi tazminat talebinde bulunmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 353.462,93-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 80.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... için 508.561,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 80.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı ... için 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin herhangi bir kusur ve ihmali bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacıların ve davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri, istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vefat nediyle uğranılan manevi zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesi,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56 ncı maddesi,
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi.
3.Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışımda kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere olayın meydana geldiği sırada havuzdaki vakum kapağının yerine takılı olmadığı pompanın çalışır durumda olduğu bu nedenle pompanın emiş gücünün çocuğun ayağını çekerek emiş ağzına sıkıştırmış olabileceği bu nedenle davalının tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
3.Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye duyduğu ağır manevi acıyı belli bir oranda gidermek, bozulan ruhi dengeyi onarmak, olanak dahilinde bu dengenin yeniden elde edilmesini sağlamak amacına yönelik olarak manevi tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir. Ancak hakim bu hak ve görevini yerine getirirken Medeni Kanun'un 4.maddesi hükmünü de gözetmek suretiyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalarak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir.Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Öyle ki dava tarihi itibariyle yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu'nun 56 ncı maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporları itibariyle meydana gelen olayın gelişimi, özellikle vefat olayında davalının tam kusurlu olarak tespit edilmiş olması karşısında davacılar lehine daha yüksek miktarda manevi tazminatların hüküm altına alınması gerekirken, yaşanılan elem ve üzüntü karşısında düşük miktarda manevi tazminatlara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
1. Davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.