Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5623 E. 2024/4098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan konutun metrekare eksikliği nedeniyle uğranılan zararın, satıcı inşaat şirketiyle birlikte konut kredisini veren bankadan da tahsili konusunda bankanın sorumluluğunun olup olmadığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı banka ile inşaat şirketi arasında yapılan anlaşma ve kredi sözleşmesinin, konut kredisi için gerekli ekonomik birlikteliği gösterdiği ve bağlı kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, dolayısıyla bankanın da konutun ayıbından sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı bankayı da sorumlu tutan kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/303 E., 2023/161 K.

Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... Yapı’nın inşa ettiği ... Konutlar Projesinden 23.04.2010 rezervasyon formu ile satın aldığı 2+1 konutun bedelini davalı ... Bankasından kredi çekerek ödediğini, inşaat projesinin, davalı bankanın konut alıcılarını finanse ettiği yapımı devam eden bir proje olduğunu, bankanın satış ofisinde standı ve ... Yapı ile arasında anlaşma bulunduğunu, bağlı kredi olması nedeniyle bankanın da konuttaki her türlü ayıptan sorumlu olacağını, katalogda ve yüklenicinin internet sitesinde taşınmazın 97,07 m2 brüt, 74,67 m2 net alanlı olduğu belirtilirken sonradan 5,64 m2 daha küçük olacak şekilde değiştirildiğini, bu durumu 2011 yılının Mayıs ayında öğrendiğini ve davalılara bildirdiğini, davalı ... Yapı'nın zararını tazmin edeceğini söylemesine rağmen etmediğini, konutun tesliminin de geciktiğini, ihtar çektiğini, delil tespiti dosyasıyla konutun alanının son katalogdakinden dahi küçük olduğunun (67,47 m2) tespit edildiğini, konutun mahkeme heyeti ile keşfe gidildiğinde kendisine teslim edildiğini, m2 eksikliği nedeniyle uğradığı zararın 18.315,31 TL olduğunu, bunun dışında 490,99 TL de ihtar masrafı yaptığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 18.806,30 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27/12/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle talep sonucunu 41.722,00 TL'ye yükselterek alacağına en yüksek mevduat faizi işletilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Yapı vekili, uyuşmazlığa konu olan inşaat projesindeki konutların tamamının satışının müvekkili tarafından brüt metrekare üzerinden gerçekleştirildiğini, davacı tarafından talep edilen tespitin neticesinde verilmiş bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, konutun net alanının belirtilenden daha az olması gibi bir sebeple davacının maddi zarara uğradığı yönündeki iddiasının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, müvekkilinin davacıya 01/06/2010 tarihli sözleşme ile 80.000 TL konut kredisi sağladığını, bu kredinin teminatı olarak dava konusu taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, bağlı kredi şartlarının bulunmadığını, davacının konutu teslim aldığını ikrar ettiğini, davalının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04/12/2012 tarihli kararıyla; dava dilekçesinde tanımlanan durumun bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu davalıların bu ayıbı gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceğinin kuşkusuz olduğu buna göre sözleşmenin 6 ve 18 inci maddelerine göre göre hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22/04/2014 tarih, 2013/17363 esas 2014/12802 karar sayılı ilamıyla davada öncelikle hakimin davadan çekilmesi gerektiğine ilişkin hususlar üzerinde durularak, bu konudaki Kanun hükümleri de birlikte değerlendirilmek suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 28/05/2015 tarihli kararıyla önceki kararda direnilmesine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

2.Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2018 tarih 2017/13-1705 esas 2018/745 karar sayılı ilamıyla, Özel Daire bozma kararında hâkimin davaya bakmaktan çekinme hükümlerini değerlendirmesi gerektiğine işaret edildiği yerel mahkemece de direnme kararı olarak adlandırılan kararın gerekçesinde bozma kararına uygun şekilde davadan çekinme hususu değerlendirildiği ve gerekli olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine hükmedildiği, o hâlde temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06/06/2018 tarih, 2018/2710 esas 2018/6652 karar sayılı ilamıyla davalı yüklenici tarafından hazırlanan projeye ilişkin katalogda konutun toplam net alanının 74,67 metrekare, brüt alanının ise 97,07 metrekare olduğu ibaresinin yer aldığı, hal böyle olunca, mahkemece, davalı müteahhidin ilan ve reklamlarda, broşür ve kataloglarda vaat ettiği hususlar yönünden de davacıya karşı sorumlu olduğu gözetilerek ve konutun katalogda belirtilen eksik metrekare olarak inşa edilmesi nedeniyle uğranılan değer kaybı yönünden Dairenin benimsediği nisbi metoda göre hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, banka yönünden ise dosyaya kredi sözleşmesi ibraz edildiği ancak davalı şirket kayıtlarının getirtilmediğini, bu durumda, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca kullandırılan kredinin bağlı kredi olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra kredi veren davalı bankanın sorumlu olup olmayacağı açıkça tespit edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu bağımsız bölümün vaat edilen 97,04 m2 brüt alanla yapılması gerekirken 77,20 m2 brüt olarak inşa edilerek %20,04 değer kaybına yol açıldığı ve bunun eksik ifa niteliği taşıdığı, konutun dava tarihindeki ortaya çıkan değer azalmasının 26.866,00 TL olduğu, tüketici kredisi sözleşmelerinde bağlı kredinini bulunduğunun söylenilebilmesi için kredinin bir mal veya hizmetin temini için verilmiş olması, mal veya hizmeti satan ya da sağlayan kişilerle kredi veren arasında ekonomik bir birliğin mevcut olması gerektiği, davalı ... Yapı ile Banka arasında imzalandığı görülen 21.04.2010 tarihli sözleşmesinin ... konutlarından taşınmaz satın almak isteyen müşterilere konut kredisi kullandırılmasının koşullarının belirlendiği, kredinin konut alımı temini için verilmiş olduğu, davalılar arasında düzenlenen sözleşmeden de anlaşılacağı gibi ekonomik bir birliğin mevcut olduğu ve bağlı kredi ile alınan mal veya hizmetin ya da konutun, hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi durumunda, satıcı ile birlikte kredi kuruluşunun da alıcıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, eksik ifa nedeniyle 26.866,00 TL değer kaybı alacağının 18.806,30 TL'sinin dava, geriye kalanının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Banka vekili, temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer vermemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satım konusu taşınmazın gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın satıcı ile konut kredisi veren Bankadan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10B maddesi

3. Değerlendirme

Gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Banka vekilinin yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmeyen bozma isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.