Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5646 E. 2024/3836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satın alınan taşınmazın ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle, ayıp oranında bedel indirimi ve maddi manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, bağımsız bölümü satın aldığı ve teslim aldığı tarihte ayıplardan kolaylıkla haberdar olabileceği değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2015/2428 E., 2022/1272 K.

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı yatırım ortaklığından 27.01.2010 tarihinde bir daire satın aldığını, davalı yüklenici ... tarafından adına 398.650,00 TL bedelli fatura tanzim edildiği ve dairenin tapuda davacı adına tescil edildiğini, ancak reklamı yapılan tesislerin yapılmadığı ve bağımsız bölümde ve ortak alanlarda bir çok ayıp bulunduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, ayıplar için 1.000,00 TL bedel indirimi, taahhütlere aykırı yapılan, yapılmayan işler için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talebini bedel indirimini için 20.222,00 TL'ye maddi zarar talebini 11.556,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

A. Davalı Yatırım Ortaklığı vekili; davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, sözleşme ve ekleri dışındaki ilan, broşür, reklam vs husuların taahhüt niteliğinde olmadığından bağlayıcı olmadığını, savunarak pasif husumet yokluğundan ve esastan davanın reddini istemiştir.

B. Davalı yüklenici vekili; müvekkiline herhangi bir sorumluluk yükletilemeyeceğini, ihbarın süresinde yapılmadığını, mahkemenin görevli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 06.03.2014 tarihli ve 2011/837 E., 2014/293 K. sayılı kararla; davacı ile davalılar arasında yapılmış bir gayrimenkul sözleşmesinin bulunmadığı, davacının 27.10.2010 tarihinde tapudan bağımsız bölümü ikinci el olarak devralmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesince verilen 10.06.2015 tarihli ve 2014/20570 E., 2015/19175 K. sayılı ilamla; taraflar arasında konut satış sözleşmesi bulunduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü ile işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından açık ayıp ve gizli ayıplar yönünden süresi içerisinde ihbarda bulunulmadığı ve varlıksal zarara uğrama nedeni ile duyulan üzüntünün manevi zararı gerektirecek zararlardan olmadığı gerekçesiyle, maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taşınmaz içerisinde ve bulunduğu binada meydana gelen ayıpların emsal gösterilen davalardan farklı olduğu ve buna ilişkin herhangi bir görüş içermeyen mahkeme kararlarının hatalı olduğunu, davalıların vaad ettikleri ortak alanlar, çevre düzenlemeleri ve sosyal donatıları tamamlamadıkları ve eksik ifada bulunduğunu, davalıların taşınmazı tesisleriyle birlikte taahhüt ettiği şekilde teslim etmediğini, tazminat sorumluluğunun meydana geldiğini, Mahkemece aksi yönde karar verilmesinin ve müvekkillerince teslim tarihinden itibaren 15 ay içerisinde bina içerisinde ve daire içerisinde ortaya çıkan ayıpların davalıya bildirildiğini, ihbar külfetinin yerine getirilmediğine dair Mahkeme gerekçesinin ve alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlerin eksik ve hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satın alınan taşınmazın ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle ayıp oranında taşınmazın satış bedelinden indirim ve maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4 üncü maddesi

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, davacının bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte bu ayıplardan kolayca bilgi sahibi olabileceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.