Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5797 E. 2024/3640 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Amme alacağının tahsili için yapılan haciz ihbarnamesine istinaden, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesi uyarınca açılan davada, davalı şirketin haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle amme borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla amme borçlusuna borcu bulunmadığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi ve davalı şirketin beyan ettiği alacaklılığın borç kabulü olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilerek, davacı vergi dairesinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1295 E., 2023/2029 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/558 E., 2022/33 K.

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı vekili; Karpuzlu Mal Müdürlüğü mükellefi F.T.'nin 2.414.942,05 TL vergi borcu olduğunun ve davalı şirkete 2019 yılında 1.715.645,00 TL mal satışının olduğunun tespit edildiğini, bu tutarın ödenmesi için ilgili şirkete haciz ihbarnamesi gönderildiğini, yazının şirket yetkilisine tebliğ edildiğini, ilgili şirketin F.T.'nin kestiği fatura toplamının 1.852.909,94 TL olduğunu ve bu faturalar karşılığını ... Süt Ürünleri Ltd. Şti.ne devrettiğini, F.T. adına ... Süt Ürünlerine yaptıkları ödemenin 2.155.545,00 TL olduğunu, bu ödemeler karşılığında F.T.'den 302.644,00 TL alacaklı durumda olduklarını bildirdiklerini, Kurumlarında yapılan incelemede davalı hesabından ... Süt ürünlerine havale yapıldığının ancak bu havalelerin Fatma Turan adına yapıldığına dair bir ibarenin bulunmadığının belirlendiğini, şirket yetkilisinin hem davalı şirketin hem de ... ve ... Süt Ürünleri Şirketinin hisselerinin tamamının tek ortağı ve borçlu F.T.'nin oğlu olduğunu, davalının haciz bildirisine karşı yapmış olduğu itirazın iktisadi, ticari ve teknik hayatın icaplarına uymadığını, asıl amme borçlusu adına, dava dışı şirkete yapıldığı iddia edilen ödemelerin muvazaalı olduğunu belirterek; 1.214.624,04 TL'nin, haciz bildirisinin tebliğ edildiği 21.10.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı şirket tahsiline, gerçeğe aykırı itiraz eden şirket yetkilisi davalı şirket yetkilisinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 338 inci maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili; dava dışı F.T.'ın 04.12.2019 tarihi itibariyle 2.429.306,62 TL vergi borcu bulunduğunu, F.T.'ın davalı Şirkete 2019 yılında 4.169,527,00 TL mal satışının olduğunu, davalı ...'nin ise ... Şirketinin hisselerinin tamamına sahip tek ortağı ve şirket yetkilisi ve F.T.'ın oğlu olduğunu ileri sürerek, 1.214.624,04 TL'nin haciz bildirisinin tebliğ edildiği 21.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Şirketten tahsilini, itirazda bulun şirket yetkilisinin 2004 sayılı Kanun gereğince cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin şirkete yapılan tüm ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığını, davacının iddia ettiğinin aksine elden ödemesi bulunmadığını, faturalar karşılığı alışveriş yapıldığını, bu konuda da herhangi bir kanun dışı işlemleri olmadığını, kanuna uygun olarak yapılan işlemler karşılığında davacı amme alacaklısının mükellefinden olan alacağını davalılardan talep etmesinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... Şirketinin ticari defter ve belgeleri incelendiğinde ... Şirketinin F.T.'ye 140.264,23 TL borcu bulunduğunun tespit edildiği, bundan başka alacağının bulunmadığı, bu nedenle asıl davanın sadece 140.264,23 TL yönünden davanın kabulü gerektiği, her ne kadar davacı vekili davalı ... Şirketinin yetkilisi ...'nin mükellef F.T.'nin oğlu olduğu, bu nedenle alacak borç ilişkisinde muvazaa bulunduğunu iddia etse de; bu iddiasını ispatlar bir delil sunamadığı, davalı ... Şirketinin mükellef F.T.'ye herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiği, davalı ... Şirketinin ödeme emrine itirazının haklı ve yerinde olduğu, böylece davacının davasının ispatlanamadığı, ...'nin herhangi bir yalan beyanının bulunmadığı tespit edildiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı ...'nin Turan'ın diğer davalı şirketlerin hissesinin tamamına sahip tek ortak ve şirket yetkilisi olduğunu, davalı ...'nin aynı zamanda kamu borçlusu F.T.'ın oğlu olduğunu, bu sebeple iki şirket ile bu şirketlerin amme borçlusu arasındaki işlemlerin muvazaalı bilindiğini, ayrıca 7.000,00 TL'yi aşan tahsilat ve ödemelerin finansal kurumlar aracılığıyla yapılmasını ve belgelendirilmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava bakımından davalı şirketin, dava dışı kamu borçlusuna olan borcunu 302.644,00 TL' olarak kabul ve beyan etmiş olduğuna ve bu miktardan daha fazla borcu bulunduğu ispat edilemediğine göre davanın tümden reddi yerine 140.264,23 TL'nın tahsiline karar verilmesi doğru olmadığı şöyle ki; davacı taraf kabul edilen borç tutarını (302.644,00 TL'nı) mahsup etmeden kamu borcunun tamamı olan 1.214.624,04 TL üzerinden alacağın tesbit ve tahsilini istediğini, ancak davalı şirket tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle tahsil hükmü bakımdan davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan sadece yapılan yanlışlığa işaret etmekle yetinildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesi kararında; asıl dava bakımından davalı şirketin, dava dışı kamu borçlusuna olan borcunu 302.644,00 TL' olarak kabul ve beyan etmiş olduğuna ve bu miktardan daha fazla borcu bulunduğu ispat edilemediğine göre davanın tümden reddi yerine 140.264,23 TL'nın tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı tarafın kabul edilen borç tutarını (302.644,00 TL'nı) mahsup etmeden kamu borcunun tamamı olan 1.214.624,04 TL üzerinden alacağın tespit ve tahsilini istediği, ancak davalı şirket tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle tahsil hükmü bakımdan davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan sadece yapılan yanlışlığa işaret etmekle yetinildiği belirtilmişse de; davalı şirketin haciz ihbarnamesine verdiği cevapta dava dışı mükelleften 302.644,06 TL alacaklı olduklarını beyan ettiği görülmektedir. Davalı şirket tarafından kabul edilmiş herhangi bir borç tutarı bulunmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, yanlışlığa isabet edilmekle yetinilmiştir.

2. 6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi kapsamında açılan alacak davalarında, dava dışı mükelleflerin üçüncü şahıslardaki alacaklarının haczi halinde, üçüncü şahıs konumundaki davalının haciz bildiriminin tebliği tarih itibariyle mükellefe borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, haciz bildiriminin tebliğ edildiği tarih itibariyle davalı şirketlerin dava dışı mükellefe borcunun bulunmadığının şirketlerin ve mükellefin ticari defterleri karşılaştırılarak tespit edildiği anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.