Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5836 E. 2024/618 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı eczanenin, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sözleşmesinin feshedilmesi işleminin iptali ve yersiz kesinti yapılan tutarın faiziyle iadesi istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara, özellikle 2016 yılı protokol hükümlerinin uygulanmasına ve yersiz ödemelerin geri istenmesine ilişkin yönlendirmelere uymayarak karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/601 E., 2023/357 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen kurum işleminin iptali ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; asıl davada, müvekkillerinin Kahramanmaraş Eczanesi’nin sahibi olduklarını, ...'nın da mesul müdür olarak eczanede çalıştığını, Kurum tarafından 2004 yılı BUT ve protokol hükümlerine göre Kuruma sahte reçete faturalandırdıkları gerekçesiyle sözleşmelerinin haksız olarak 7 yıl süreyle feshedildiğini, feshe ilişkin kurum işleminin iptalini, birleşen davada da müvekkillerinden yersiz kesinti yapılan 12.000 TL’nın dava tarihinden itibaren faizi ile tahsilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili; ... isimli hastalar adına davacıların şeklen sahih, içerik olarak sahte reçete düzenlettirdiklerinden dolayı uygulanan cezai işlemin yerinde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2018 tarihli ve 2009/601 E., 2018/562 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09/09/2021 tarih ve2019/2355 E.- 2019/7994 K. sayılı ilamı ile; sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verildikten sonra, "6100 sayılı HMK.'nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davanın kabulüne karar verildiği halde sözleşmenin feshi ve muarazanın giderilmesi ile alacak talebine ilişkin her hangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Karar bu hali ile infaz kabiliyeti taşımamaktadır. 6100 sayılı HMK.’nun 297 ve devamı maddelerine aykırı olarak kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. " şeklinde bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

Mahkemece bozmaya uyularak 09.09.2021 tarih ve 2019/683 E.- 2021/407 K. sayılı kararıyla; asıl dava yönünden; davacının davasının kabulü ile, SGK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünün (Emekli Sandığı Kahramanmaraş İl Müdürlüğünün) 11.11.2004 tarih ve B.07.1.EMS.1.04/2004 sayılı, sözleşmenin 7 yıl süre ile feshine dair işleminin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, birleşen dava yönünden, davacının davasının kısmen kabulü ile, 9.160,92 TL alacağın, davacıdan mahsup edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dairemizin 17/03/2022 tarih ve 2022/739 E.- 2022/2421K. Sayılı ilamı ile; "a- Asıl davaya ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Kuruma fatura edilen reçetelerin sahte olup olmadığına ve bu sahteciliğin eczacı tarafından yapılıp yapılmadığına ilişkin davacılar hakkında Kahramanmaraş l. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/139 esas sayılı dosyası ile kamu davası açılmış olup, yargılamanın devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hukuk hakimi TBK'nın 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değilse de mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. Ancak ceza yargılamasında toplanan deliller ve hasta beyanları dikkate alındığında; her hastanın dava konusu reçeteleri davacı ... ve kalfasının yazdırdığını, reçetelerde kendilerine teslim edilmeyen ilaçlar olduğunu söylemesi, hastalardan ... ...un bakıcısı ...un sosyal güvencesi olmaması nedeniyle kendi şeker hastalığı için kullandığı ilaçları da hasta ...’in şeker hastalığı olmamasına rağmen bu kişinin reçetesi üzerinden davacılar aracılığıyla yazdırılan reçeteler ile temin ettiğini beyan etmesi karşısında artık ceza yargılamasının sonuçlanmasının beklenmesine gerek yoktur. Zira toplanan deliller kapsamında hukuk yargılaması açısından davacıların Kurumu zarara uğratma kastıyla Kuruma şeklen sahih içerik olarak sahte reçete fatura ettikleri, sahtecilik eylemine iştirak ettikleri sabit olmuştur. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2016 protokolünün 6.10. maddesindeki “bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için kurumca bu protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” hükmü uyarınca cezai işlemin dayanağı 2004 Yılı Bütçe Uygulama Talimatına ek protokolün III. bölümünün 2. maddesinin J fıkrasının, 2016 protokolündeki karşılığı olan 5.3.10. maddesinde yer alan “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü/sahte karekod, sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) yıl süreyle sözleşme yapılmaz...” hükmüne göre davacının ceza miktarı yeniden belirlendiğinden ve 2016 protokolünün 6.12. maddesinde 2016 protokolünün uygulanabilmesi için “ ...cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması hali....” yeterli olduğundan dava konusu uyuşmazlığa 2016 yılı protokolünün de uygulanarak davacılar lehine sonuç doğurması halinde bu protokole göre değerlendirme yapılıp Kurumca uygulanması gereken cezai işlemin yeniden belirlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır.

b- Birleşen davaya ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalının temyiz itirazlarının incelemesi yönünden;

Davacı hakkında kurumu zarara uğratmak amacıyla sahte recete faturalandırması nedeniyle cezai işlem uygulanması yerinde görüldüğünden davalı kurumun reçete bedellerini de yersiz ödeme adı altında 2016 protokolünün 4.3.6. maddesi uyarınca geri isteme hakkı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." şeklinde bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davada, davacının davasının kabulü ile, SGK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünün (Emekli Sandığı Kahramanmaraş İl Müdürlüğünün) 11.11.2004 tarih ve B.07.1.EMS.1.04/2004 sayılı, sözleşmenin 7 yıl süre ile feshine dair işleminin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, Birleşen davada; davacının davasının kısmen kabulü ile, 10.877,48 TL alacağın, dava tarihi 24/04/2006 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, mahkemece hukuka aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, ayrıca uyulmasına karar verilen bozma ilamındaki hususların dikkate alınmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kurum işleminin iptali ve alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlem ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denir. (Prof Baki Kara Hukuk Mahkemeleri Usulü Cilt V sayfa 4737) Usuli kazanılmış hakka ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değilse de gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında bu husus kabul edilmiştir. Usuli Kazanılmış haklardan birisi de Yargıtay bozma ilamına uyulması ile oluşur. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla artık bozma ilamında belirtilen şekilde işlem yapılması zorunluluk haline gelir. Mahkeme bozmaya uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararının gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Dairemizin 17.03.2022 tarih ve 2022/739 E.- 2022/2421K. sayılı bozma ilamı ile asıl dava için "... dava konusu uyuşmazlığa 2016 yılı protokolünün de uygulanarak davacılar lehine sonuç doğurması halinde bu protokole göre değerlendirme yapılıp Kurumca uygulanması gereken cezai işlemin yeniden belirlenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu" vurgulanmış, mahkemece anılan ve uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edilen değerlendirme yapılmaksızın karar verilmiştir. Yine uyulmasına karar verilen bozma ilamında birleşen dava için "...Davacı hakkında kurumu zarara uğratmak amacıyla sahte recete faturalandırması nedeniyle cezai işlem uygulanması yerinde görüldüğünden davalı kurumun reçete bedellerini de yersiz ödeme adı altında 2016 protokolünün 4.3.6. maddesi uyarınca geri isteme hakkı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklinde mahkeme kararı bozulmuş olmasına rağmen mahkemece birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.O halde mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak iş, konusunda uzman bilirkişi heyetinden asıl dava için anılan bozma ilamındaki hususlar konsuunda Yargi ve taraf denetimine elverişli rapor alıp sonucuna uygun hüküm kurulması, birleşen davanın ise tümden reddedilmesinden ibarettir. Mahkemece, bu yönde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.