Logo

3. Hukuk Dairesi2023/5838 E. 2025/1121 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılara ait taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan imalatların bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile taşınmaz maliki davalılar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmamasına rağmen, davacının yaptığı imalatlar sonucu davalıların zenginleşmesi ve bu zenginleşmenin hakkaniyete aykırı olması sebebiyle, davacının alacağının bilirkişi raporuyla tespit edildiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2037 E., 2023/3397 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/548 E., 2023/93 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma talepli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalılar vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, davalıların maliki bulunduğu Antalya İli ... İlçesi ... Mahallesi 2527 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde akaryakıt istasyonu işletmeciliği yapmak amacıyla dava dışı ... Petrolleri A.Ş. ile 08.09.2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzaladığını, taşınmaz üzerinde harap bir durumda bulunan istasyonu çalışır hale getirmek üzere inşaat, imalat ve malzeme bedeli ödemek zorunda kaldığını, ancak davalıların yetki ve sorumluluğunda olan izin ve ruhsatların alınmaması sebebiyle istasyonu işletmeye başlayamadığını, davalılara gecikmeden kaynaklı olarak maruz kalınan ve kalınacak tüm zararların tazmininden sorumlu oldukları hususunun ihtaren bildirilmesine rağmen hiçbir müspet adım atmadıklarını, bu nedenle dava dışı ... ile davacı arasındaki sözleşmenin geriye yönelik olarak feshedildiğini, bilahare anılan taşınmaz üzerinde ... lehine tesis edilen intifa hakkının da hukuki ve fiili olarak sonlandırıldığını, taşınmazdaki tüm inşaat ve imalatların davacı tarafça yapılmasına rağmen davalıların üçüncü kişilerle kurduğu akdi ilişkilerle söz konusu akaryakıt istasyonunun faaliyet gösterdiğini, davalıların davacının akaryakıt istasyonunun tarafınca işletileceği inancıyla yaptığı imalat bedeli kadar zenginleştiğini ileri sürerek; 680.315,55 TL tutarındaki malzeme, iş, imalat ve inşaatlardan hasarsız olarak kullanıma elverişli şekilde sökülmesi mümkün olanların taraflarına iadesini, sökülememesi ya da iade edilememesi durumunda bedellerinin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalı ...'nın dava tarihi itibariyle malik olmadığını, diğer davalıların ise davacı ile dava dışı ... arasındaki bayilik sözleşmesine taraf olmadıklarını, bu nedenle davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, dava dışı ... arasındaki intifa hakkı sözleşmeleri nedeniyle taşınmazın hukuki ve fiili tasarruf hakkının davalılarda olmadığını, davacı ile tasarruf hakkı sahibi ... arasında imzalanan sözleşmede taşınmaz maliki olan davalılar ile arasında herhangi bir hukuki, fiili veya ekonomik bağlantı bulunmadığının düzenlendiğini, yine bu sözleşmeye göre taraflardan birinin kendi edimini ifa ettiği iddiasına karşın diğer taraf edimini yerine getirmemiş ise sebepsiz bir zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini, zira bu durumda ifanın hukuki sebebinin sözleşmeden doğan borcun yerine getirilmesi olması nedeniyle muhatabının da sözleşmenin tarafı olan ... olduğunu, taşınmaz maliki olan davalılardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından sarf olunan faydalı masrafların yapılmış olması ve yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, davalı ... hissesinin devrinin yapıldığı gün ve aynı koşullarda satılmasından elde edilecek gerçek değer ve elde edilen değerler arasında fark hesaplamasında 31.10.2016 tarihi itibarı ile TÜİK verileri endeks katsayıları doğrultusunda değer tespiti yapıldığı, muhtesat ve faydalı giderler nedeniyle taşınmazın satış bedelinde 540.552,00 TL artış olduğu, faydalı masrafların yapılmaması halinde taşınmaz değerinin 1.448.560,00 TL olacağı, aradaki fark olan 551.440,00 TL sürüm değerinin satış yapılan değere oranlandığında %27,50 değer artışı olduğu, %27,50'lik değer artışının toplam yapılan imalat miktarına oranının ise 148.652,00 TL olduğu, davalı ... hissesine düşen yansıma payının mahsubundan sonra kalan miktarın 391.900,00 TL olduğunun hükme esas alınabilecek bilirkişi raporu ile tespit edildiği, böylece davacı yanca yapılan yatırımların taşınmaza değer kattığı ve davalıların davacı tarafından yapılan faydalı masraflarla elde etmiş olduğu değerlerin sebepsiz zenginleştirme oluşturduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 391.900,00 TL'nin davalılar ... ile Atiye'den müştereken ve müteselsilen, 148.652,00 TL'nin ise davalı ...'dan 17.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; masa takımı ve hava kompresörünün davalı taraf uhdesinde kaldığına dair iddianın ispatlanamadığı, davacının dava konusu alacağının dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği alacağın niteliğine göre KDV uygulanmamasında isabetsizlik görülmediği, dava konusu taşınmaz müşterek mülkiyete konu olup davalılar arasında kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan bir müteselsil borçluluk durumu bulunmadığının, dava konusu alacağın davalıların payları oranında tahsilinin yerinde görüldüğü, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğ gerekçesiyle; istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; davacı tarafın davaya konu ettiği iyileştirme ve tüm işlemlerin dava dışı intifa hakkı sahibi ...'nin bilgisi ve izni dahilinde yapıldığını, davacının dava konusu imalat ve iyileştirmeleri yaptığı tarih itibariyle taşınmazın intifa ve tasarruf hakkının ...'ye ait olduğunu, davalılar ile davacı şirket arasında her hangi bir hukuki, fiili ve ekonomik bağlantı bulunmadığını, davacının talebine ilişkin bilgisi olmayan taşınmaz maliki davalılara husumet yöneltilerek dava açılmasının intifa ve bayilik sözleşmeleri kapsamında kabul edilmemesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin taraflar arasındaki sözleşmeler ile yasal düzenlemelere aykırı olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının taraflar arasındaki sözleşmelere, yasal düzenlemelere ve maddi olaya aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalılara ait taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan imalatların bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, davacı ile malik olan davalılar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığının ve davacı alacağının hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda belirlendiğinin anlaşılmasına göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.