"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2153 E., 2023/784 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/139 E., 2021/318 K.
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun (vekalet ücreti yönünden) kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, 29.05.2023 ve 15.06.2023 tarihli dilekçeler ile, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı tavzih talebinde bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 24.10.2023 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin tavzih talebinin vekalet ücreti yönünden kabulü ile kararın davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin bentlerinin tavzihine karar verilmiştir.
Tavzihe ilişkin ek karar, davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kural olarak tavzih kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabilirse de; aslı istinaf ya da temyiz edilemeyen bir hükmün tavzihine ilişkin mahkeme kararı da istinaf ya da temyiz edilemez. (Hukuk Genel Kurulunun 15/03/1969 tarihli ve 2/466-178 sayılı kararı)
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, tavzih kararının dayanağı olan asıl karar yönünden, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı toplamı (maddi tazminat yönünden yabancı para borcunun dava tarihindeki Türk Lirası esas alınmak suretiyle) 4.336,00 TL olup, bu miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730 TL’nin altında kalmakta olup, buna göre, davalı vekilinin tavzih ek kararına yönelik temyiz talebinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili ise kararı, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte (katılma yoluyla) temyiz etmiştir.
Katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, karşı tarafın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde ve kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile sınırlandırılmıştır.
Karşı tarafın (davalı vekilinin) temyiz istemi, yukarıda belirtildiği üzere (miktar itibariyle) reddedilmiş olmakla, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin de reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekili ile davacılar vekilinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.