Logo

3. Hukuk Dairesi2023/695 E. 2023/1471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketici mahkemesinde görülen, tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkin davada, belediyenin güven sorumluluğu nedeniyle oluşan zararın ve zamanaşımının başlangıç tarihinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Belediyenin, yapımını üstlendiği konut projesinin reklamlarında yer alarak tüketicilerde güven oluşturması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, zamanaşımının ise ifanın imkansız hale geldiği tarihten itibaren işlemeye başladığı gözetilerek daire kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2012/450 E., 2022/202 K.

DAVA TARİHİ : 16.08.2011

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı vekili

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil,alacak,tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dilekçesinde; davalı ... Belediye Başkanlığı ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında imzalanan 20.06.2006 tarihli sözleşmeyle; Meram Belediye Başkanlığı’na ait Konya ili Meram İlçesi Kozağaç Mahallesinde bulunan 27108 ada 1 nolu parselde bulunan taşınmaza 512 daire yapılması ve yapılan dairelerden % 25’inin Meram Belediyesi’ne ait olacağının kararlaştırıldığını, Meram Belediyesinin güven telkinleri dikkate alınarak N Blok Karaçam Apartmanı 1. Kat 3 Bağımsız bölüm sayılı taşınmazın satın alındığını, sözleşmede teslim süresinin en geç 13.02.2009 tarihi olmasına rağmen davalılarca teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, yapılan ibranameye göre dairenin ve tapunun teslim tarihinin 30.12.2008 olarak kararlaştırıldığını, Meram Belediyesi tarafından sözleşmenin feshedildiğinden bahisle bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, fesih nedeniyle davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin işten el çektirilerek yapılan inşaatlara Meram Belediye Başkanlığı tarafından el konulduğunu ileri sürerek, satışa konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, olmadığı halde; rayiç değeri üzerinden tespit edilecek maddi tazminatın fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere daire bedeli için şimdilik 20.000 TL'nin 14.02.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her iki halde de 14.02.2009 tarihinden itibaren itirabaren mahrum kalınan rayiç kira gelirlerine karşılık gelen maddi tazminatın hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500 TL sının her ay tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmisini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; davacının ihtilaf konusu talepleri yönünden dava tarihinden önce başvuru yapılmadığını, dolayısıyla temerrütün oluşmadığını, Meram Belediye Başkanlığı’nın satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi herhangi bir satış bedelinin de ödenmediğini, buna göre husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin şekil şartlarından yoksun olup geçersiz olduğunu, davacının taleplerinin ancak yüklenici firmanın edimini eksiksiz olarak yerine getirmesi halinde talep edebileceğini, davalı şirketin Belediyeye karşı yüklendiği edimleri eksiksiz olarak yerine getirmediğinden gerek yüklenici şirketin ve gerekse de halefi olan davacının herhangi bir talepte bulunamayacağını, yüklenici şirketin Belediye ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında edimlerini gereği gibi ve zamanda yerine getirmediğinden sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedildiğini, mahkemenin görevli olmadığını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

2. Davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş vekili; şirket ile diğer davalı ... Belediye Başkanlığı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak, Gedavet Konutlarının inşaatına başlandığını, şirketçe sözleşmeye dayanılarak konutların satışına başlandığını, sözleşme gereğince şirket tarafından diğer davalı ... Belediye Başkanlığı'na daireler teslim edildikten sonra sözleşmenin belediyece feshedildiğini, diğer davalınının şirkete karşı edimlerini yerine getirmediğini, şirkete hak edişlerini ödemediğini, şirketin zarara uğradığını, şirketin dairelerin teslim edilmesindeki gecikmede ve tapu kayıtlarına ilişkin gecikmede herhangi bir kusurunun bulunmadığını, şirketin de davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının kira bedeli istemesinin de sözleşmeye göre hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; davacı ile davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasındaki satış sözleşmesinin kararlaştırılan tarihte ifa edilmediği, Meram Belediyesi ile Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında sözleşmenin 17.08.2011 tarihinde feshedilmesi neticesi ifasının da mümkün olmadığı, yüklenici Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından, Meram Belediye Başkanlığı aleyhine Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/409 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın feshin iptali olmayıp feshin haksız olduğunun tespiti ile tazminat isteğine ilişkin olduğu, neticede mahkemece 29.05.2013 tarihinde feshin haklı olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla gerek sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi ve gerekse de davacının fesih talep etmekle menfi zararını isteyebileceği, yukarıda ifade edildiği üzere menfi zararın, alacaklının sözleşme yapılmasaydı uğramayacağı fiili zararlar ile yoksun kaldığı kârı kapsadığı, bunun da sözleşme kapsamında ödenen bedel ile taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeli ile ödenen bedel arasındaki fark olduğu, Belediyenin sorumluluğunun güven sorumluluğu olduğu, TBK.m.51 uyarınca somut olayın özelliği ve hakkaniyet gereği belediyenin kusuru daha hafif olduğundan belediyenin sadece sözleşme kapsamında ödenen bedel yönünden sorumlu tutulması gerektiği, zarar yönünden yüklenici firmanın kusurlu olduğu dikkate alınarak zarardan sadece Boytaş Boyacıoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin sorumlu olduğu, emsal alınan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan onaylanarak geçen mahkeme dava dosyaları ve kararlarının da aynı şekilde olduğu, dava dilekçesiyle 20.000 TL sözleşme kapsamında ödenen bedel, 500 TL kira tazminatı talep edildiği, zamanaşımı süresinin 17.08.2011 tarihinden itibaren 10 yıl olup bu sürenin 17.08.2021 tarihi itibariyle dolduğu, sözleşme bedelinin dava tarihi itibariyle belirlenebilir olup sözleşme bedelinden 20.000 TL talep edilmekle buna ilişkin davanın kısmi dava niteliğinde olduğu, kısmi davada; alacağın kalan bölümünün de talep edilen alacağa yönelik zamanaşımı ile sınırlı olduğu, davacı tarafça her ne kadar sözleşme bedelinden arta kalan kısım yönünden 08.01.2022 tarihinde ıslah dilekçesi sunmuş ise de; ıslah ile artırılan miktar yönünden zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu ve davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulduğu, bu nedenle zamanaşımına uğramayan dava dilekçesindeki talep yönünden karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından ; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, terditli tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 20.000 TL sözleşme kapsamında ödenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ıslah ile artırılan bedeller yönündeki istemin zamanaşımı nedeniyle reddine, kira kaybı tazminatı ve 14.02.2009 tarihinden itibaren ticari faiz isteğinin reddine, karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 28.09.2022 tarihli ve 2022/4632 E., 2022/7102 K. sayılı ilamıyla; davalının tüm , davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile; taraflar arasındaki sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.m.4/4 uyarınca, ayıba ilişkin zamanaşımı süresi belirlenmiş, yasada ayıba karşı sorumluluğun piyasaya sürüldüğü günden başlayarak 10 yıl sonra zarara ilişkin talep hakkının ortadan kalkacağı, TBK.m.146 “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükümleri bulunduğu, buna göre, davalılar Meram Belediyesi ile Boytaş A.Ş. arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve ifanın imkansızlaştığı 17.08.2011 tarihinden itibaren, 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağı, davacının 08.01.2022 tarihli ıslah dilekçesine karşı davalı Belediyenin ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı itirazında bulunduğu, diğer davalıların bu yönde bir itirazının olmadığı davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı defiinde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı defiinden yararlanmalarına olanak bulunmadığı halde tüm davalıların süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuş gibi ıslah edilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili dilekçesinde; zamanaşımı süresinin 17.08.2011 tarihinden itibaren 10 yıl olduğunu ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, davalı şirket hakkında Ankara 13. Ticaret Mahkemesinin 2013/49 Esas sayılı dava dosyasında 16.05.2014 tarihinde iflas kararı verilmesi nedeniyle Ankara 21. İcra Müdürlüğünün 2014/4 sayılı dosyasıyla iflasın açıldığını, Ankara 21. İcra Müdürlüğünün bu dosyaya da davalı olarak eklenmesinin iflas müdürlüğüne başvuru yerine geçtiğini, Türk Borçlar Kanunun 154/2 nci maddesinde alacaklı dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa bu durumun zamanaşımını kesen nedenler arasında saıldığını, aynı kanunun 55 inci maddesine göre zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olacağını, belediyenin menfaati olması nedeniyle tazminatta indirim yapılmasının hatalı olduğunu, dairenin getireceği kira geliri bulunduğunun bilirkişilerce de tespit edilmiş olmasına karşısında mahkemenin dairenin değeri ve daire için ödenen para noktasında zararı değerlendirirken mahrum kalınan kirayla ilgili zararı değerlendirmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptal tescil, tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 E., 2019/572 K. sayılı kararı şöyledir:

"...Davalı Belediye satış sözleşmesinin tarafı değil ise de, Kozağaç Gedavet Konutları isimli projenin reklam, ilan, broşür ve diğer tanıtım faaliyetlerinde Belediyenin ismi ve logosu davalı Şirket ile birlikte, yan yana yer almış, inşaatın Belediye ile işbirliği içerisinde yürütüldüğü açıkça vurgulanmış, bizzat o dönemin belediye başkanının söz konusu proje ile ilgili demeçleri halka duyurulmuş, inşaatın Belediyenin öncülüğünde yapıldığı pek çok tanıtım materyalinde vurgulanmış, yerel ve ulusal gazetelerde, haber sitelerinde aynı hususlar belirtilerek projenin reklamı yapılmış, Belediyenin internet sitesinde dahi projenin kendilerinin öncülüğünde inşa edileceği bildirilmiş, inşaatın açılışında bizzat Belediye Başkanı yer almıştır. Tüm bu hususlar proje ile ilgilenen alıcılarda inşaatın Belediyenin güvencesi altında yapıldığı hususunda haklı ve korunmaya değer güven oluşturduğu açıktır. Davalı Belediye tarafından diğer davalı yüklenici Şirket’e tanıtım materyallerinde belediyenin isminin kullanılmaması yönünde ihtarlar gönderildiği, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de, bu yönde kamuoyuna yapılmış herhangi bir bilgilendirme mevcut olmadığı gibi, tam tersine yalnızca ilan ve broşürler değil pek çok iletişim platformunda da Belediyenin desteğinin varlığı benimsenmiş, Belediyeye ait bilboardlarda ve çöp kamyonlarında dahi, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği Belediyeye ve davalı Şirkete düşecek daireler arasında hiçbir ayrım gözetilmeksizin, projenin Belediye-Şirket işbirliği ürünü olduğu görüntüsü yaratılmıştır.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince Belediyenin sorumluluğuna gidilemeyeceği, aksi yöndeki bir kabulün arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uygulamasına aykırı düşeceği, Belediyenin kendisine düşecek dairelerin satışı için reklamlarda yer aldığı, garantörlüğünün bulunmadığı, bu nedenle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu ve direnme kararının bozulması gerektiği yönündeki görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Sonuç itibariyle yerel mahkemenin satış sözleşmesinin davalı Şirket tarafından ifa edilememesi nedeniyle diğer davalı Belediyenin güven sorumluluğu gereğince davada sıfatının bulunduğu yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir. "

b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir: “Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.... ” şeklindedir.

c. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir: "...Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz."

d. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, "Ayıplı Mal" kenar başlıklı 30 uncu maddesi şöyledir: "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır."

e. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "On Yıllık Zamanaşımı" kenar başlıklı 146 ncı maddesi şöyledir: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”

f. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "Seçimlik Haklar" kenar başlıklı 125 inci maddesi şöyledir:

"Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir."

g. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, "Borçlunun temerrüdü" kenar başlıklı 117 inci maddesi şöyledir: " Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bugünün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyi niyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır."

h. Zaman aşımı ilk itirazı konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 10.10.2022 tarihli ve 2022/6208 E., 2022/7561 K. sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "Diğer davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı yönünden bir itirazının olmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalılardan birinin zamanaşımı savunması ileri sürüp, diğerlerinin ileri sürmemesi halinde, teselsül kurallarına dayanarak zamanaşımı definde bulunmayanlar ya da süresinden sonra bulunup da bu defileri itiraza uğrayanların zamanaşımı definden yararlanmalarına olanak bulunmamaktadır. "

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine dava şartlarına, yargılama ve isbat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.